Kızılderililerin meşhur bir sözü var belki duymuşsunuzdur. ''Yaşamak için güzel bir gün'' diyerek her sabah çadırdan çıkarak güne başlarlar. Yılda 365 her gün, bu cümleyi duyan beyazlar, Kızılderililerin güneşte, karda, yağmurda ve güzel havada hep aynı sözü söylemeleri gariplerine gider.

Bir gün Kızılderililere sorarlar. Hadi güneşli havaları anladık ama ''Her gün de güzel bir gün olmaz ki!'' diye itiraz ederler. Kızılderililer gülerek ''Yaşamak isteyen kişi için her gün güzel bir gündür'' derler..

Yaşamı güzel kılan etkenler neler olabilir?

Çevremizde inşa ettiklerimiz mi? Aile, iş, servet, yeni model araba, lüks bir ev? Duygularımız, hislerimiz, düşüncelerimiz? Coronalı günlerde çoğumuz yarının ne olacağını düşünüyoruz, endişeleniyoruz, belki korkuyoruz. Peki, yarın ne olacağını bilseydik sizce güzel olur muydu?

Yaşam ile ilgili en iyi şey yarının hiç olmamasıdır der Sadhguru.. Yarının ne olacağını bilmemektir ki bu size heyecanda verebilir korku da..

Korkarız... Çünkü planladığımız bizi güvende tutan düşüncelerin gerçekleşmeyeceği olasılığından korkarız. Lakin her daim neşe ve coşku içinde olursak hayatı sadece yaşarız.. Eğer şu an olan ile başa çıkmayı biliyorsak, hayatla başa çıkmayı biliyoruz demektir. Duygu, düşünce ve bedenimizi nasıl yöneteceğimizi biliyorsak, her ne olursa olsun coşkumuzu ve neşemizi koruruz.

Hayatta her şey olabilir, oluyor da. Bir filmi yapılsa izlenme rekoru kırabilecek günlere tanıklık ediyoruz, hep beraber bu yaşam deneyiminin içinden geçiyoruz. Bu dünyaya yaşamı tam anlamıyla (acısıyla, tatlısıyla, ekşisiyle, tuzlusuyla) deneyimlemeye geldik.

Ne olursa olsun tek gerçek bu..Yaşamı geçiştirmeye veya yaşamdan kaçmaya değil.

Yarından korkabiliriz... Veya coşku, heyecan ve neşe halinde kalarak yeni gelen güne ''Hoşgeldim, yaşamak için güzel bir gün'' diyebiliriz. Seçim bizim. Nasıl deneyimlemek istiyorsak bu bizim hikayemiz..

Hayattan keyif alma hünerimizi hep canlı tutmamız dileğiyle...

- - - - - - -