Minik bir kalbin mucizesi, Einstein’ın bir sözü var.. 'Hayatı ya bir mucize gibi yaşarsınız ya da değil..'
Sihir gibi bir kelime, olma olasılığı çok düşük olan bir ihtimalin oluş haline mucize diyoruz..Hatta öyle inanılmaz buluruz ki bu durumu (mucize gibi yaa dediğiniz bir anı düşünün) içinizde yükselen heyecanı saklayamayarak hayretler içerisinde mucize gibi yaa deriz..
Benim hayatın bir mucize olduğunu deneyimlediğim bir anımı paylaşmak istiyorum sizlerle...Biraz uzun sabırla sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim, detaylara dikkat.
Uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşım kısa bir Whatsapp mesajından sonra ertesi günün sabahı için kahvaltıya davet etti. Bende sabah evimin yakınında olan parkurda yürüyüş planım olduğunu sonrasında olabileceğini isterse de bana katılabileceğini yazdım. Ertesi gün uygun saatte anlaştık arkadaşım araba ile gelip beni aldıktan sonra parkura yürüyüşe gidecektik. Ertesi sabah olduğunda havanın biraz bulutlu olduğunu gördüm arada tek tük damlalar düşüyordu.. Arkadaşım yağmur var dedi ben de çok hafif hadi erimezsin yürüyelim diye yanıt verdim. O da parkurda buluşmayı teklif etti.. Tamam dedim ve bir süre sonra evimden yaklaşık 20-25 dakikalık yürüyüş mesafesinde olan parkura doğru yürümeye başladım..Evden çıktıktan ilk 5 dakika sonra yağmur çilemeye başladı. Tedbirliydim yağmurluğum vardı sorun yok hadi diyordum içimden adımlarımın hızını arttırıyorum. Sonraki 10. Dakikada yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya başladı.Adımlarım hızlandı ve yolumun üzerinde ki marketin park alanına yaptıkları çardak aklıma geldi oraya sığınıp yağmurun hızını kesmesini beklerim diye düşündüm. Tabii birde erimezsin hadi dediğim arkadaşa neden bunu söylediğim oysa gelip araba ile almış olsaydı belki de 2. bardak çayımı yudumluyor olacaktım diye aklımdan geçirip hayıflanıyordum kendime..
Çardağa ulaştığımda üzerimde iyi ki yağmurluk var diye şükrederken bir taraftan arkadaşa telefon ile ulaşıp yerimi bildirmek istiyordum. Hatlarda sorun vardı, konuşamadık yazmaya çalışıyordum derken minik bir yavru kedi sesi sürekli miyavlıyor hatta inleme sızlanma gibi garip yüksek bir ses çıkıyordu, sırımsıklak olmuş vaziyette çardağın dış kısmında kedi mama tasının yanında, ben bakınca korktu sindi. Sanırım 2aylık küçücüktü.. Nasıl olsa o da kendini yağmurun gelmediği bir alana atabilmiş, birazdan rahatlar diye düşünüp çardağın iç kısmına minik kediden 2 metre kadar uzağına oturdum. Çardakta arkadaşlarını beklediği her halinden anlaşılan tam karşımda oturan genç bir delikanlı da vardı. Telefonuna gömülmüş hiçbir şey duymuyordu. Ben oturduktan 1-2 dakika sonra minik kedinin miyavlamalarının sesi kulağımda yankılanırken onun tarafına doğru kafamı çevirince minik kediyi hedefine kilitleyerek gelen iri boy 2 sokak köpeği gördüm. Bu şiddetli yağmurun damlaları köpeklere etki etmiyordu, minik kediye doğru bende ayağa kalkıp gidinceye kadar iri köpeklerden biri gelip minik kediyi tam gövdesinden ısırıyormuş gibi bir hareket yaparken benim ona yüksek sesle uyarmamla minik kediyi bırakıp kaçtı. Sırılsıklam zaten korkmuş halde olan kedinin korku kat sayısı bu olaydan sonra sanırım kat ve kat artmıştı.. Onu çardağın iç tarafına alayım diye hamle yaptım daha da korkup saklandı.. Rahat bırakmaya karar verdim sakinleşsin diye.. Bu arada genç delikanlı koşan iri köpeklerin sesini ve benim yüksek sesimi duyunca dünyaya dönüp etrafında ne olduğuna odaklanmaya ancak başlamıştı. Ne olduğunu sordu-anlattım, ayağa kalktı kediye bakmaya çalıştı göremedi, çünkü minik kedi saklanmış zemindeki briket taşları ile tahtasının arasına gizlenmişti.. Delikanlı minik kedinin sesini o an duydu. 5 dakika kadar sonra minik kedinin sesi biraz hafifledi. Delikanlıya o civarda mı oturduğunu bu kediyi daha önce görüp görmediğini ki görmediğinden yüzde 1 milyon eminken bir umutla sordum, hayır dedi.. Minik kedi kim bilir kaç gündür (En az 1 gece olduğu kesin) kayıp, ıslanmış, üşümüş, aç ve son olarak da saldırıya uğramıştı.
Kedinin sesi arada bir hafif hafif çıkıyordu, bulunduğu daracık alanda gizlendiğini düşündüğünden olsa gerek biraz güvende hissetti sonunda..
Bir taraftan bu kediye nasıl yardım ederim diye düşünüyorken (alıp arkadaşa götüreyim günün sana hediyesi yeni arkadaşın derim düşünceleri geçerken zihnimden) bir taraftan da arkadaşım acaba bu yağmurda sığınacak yer bulmuş mudur ıslanmış mıdır diye ne durumda olduğunu merak ediyordum.. Derken arkadaşım bana ulaştı telefon çaldı. Ama sesi o kadar derinden geliyor ki ne söylediği anlaşılmıyordu..Sonunda o da pes etti kapattı telefonu. Whatsapp'tan bir mesaj yazdığını gördüm, bekledim. Sonunda işten aradıklarını iş yerini su bastığını ve acil oraya gitmesi gerektiğini yazdı. Geçmiş olsun deyip yardıma ihtiyaç olursa haber vermesini yazdım.
Minik kediyi ne güzel yer buldum sıcacık yuvası olacaktı arkadaşıma götürecekken tüm planımda onun işyeri gibi suya düşmüştü. Yağmur hafiflemişti.. Orada servisçilik yapan bir amca elinde dilimlenmiş salamlar yanında 2-3 tane sabırsız kedilerle çardağa geldiler.. Meğerse amca oranın müdavimi imiş kedileri sürekli beslermiş, kedi sayısı 4 oldu her birine eşit dağıtımla salamları verdi. Birazcık sizi tutsun mamanız yolda geliyor diye de kedilerle konuşuyordu.. Ona olanları anlattım bu minik kediyi tanıyıp tanımadığını sordum, tanımıyordu biraz ötedeki siteye ait olabileceğini orada kedilere bakılan bir yer bir baraka olduğunu söyledi.. Minik kedi gizlendiği yerden diğer kedileri izliyor hiç sesi çıkmıyordu artık. Diğer kediler hızlıca salamları yediler gittiler, amcada arkalarından..
Sonra çardağın tavan köşesinde bir raf ve üstünde de yastık olduğunu gördüm. Uzanıp aldım. Yastığı minik kedinin saklandığı briketin yanına koydum eğilip kediye seslendim hadi gel bak burası sıcak diye.. Minik kedi kararsız halde yastığa doğru briketten yönelince yastığa inmesine yardım ettim. Titriyor kalbi deli gibi atıyordu.Yanımda olan yedek t shirtten çıkartıp minik kediyi içine yatırıp her tarafını kuruladım, sonra t shirtin ıslanmayan kısımlarına gelecek şekilde kediyi sardım ve kucağıma aldım. Mecburen bana teslim olmuştu. Bir taraftan da konuşuyordum onunla güvendesin sorun yok dev köpekler gitti her şey yolunda diye.. Rahatladı kalp atışları normalleşti bir süre sonra, sakinleşti ve kolum ile bedenim arasına kafasını gezdirmeye başladı. Yüzüne gözlerine baktım o kadar güzeldi ki minicik gözleri. 1 karış ancak olan bedeninden ışıl ışıl bakıyordu karışık hislerle.. Yağmur artık durmuştu hatta güneş bile çıkmıştı, gülümsedim. Hadi bakalım kedicik eve gidiyoruz diye kucağımda minik bir bebek taşıyor olduğumun idrakiyle evime doğru yürümeye başladım. Önümüzdeki hafta sonunda 5 günlük seyahat planım vardı, evime alıp baksam ben seyahatteyken ne olacaktı, dayanabilir miydi kapalı alanda 5 gün. Arkadaşım işi bitince arardı nasıl olsa..Günün sana hediyesi planına dönüp ona mı versem diye düşünürken yanından yürüdüğüm sitenin bahçe kapısının alarm sesiyle açıldığını ve bir bisikletli çocuğun çıktığını gördüm. Çocuğa kucağımdaki kediyi gösterip daha önce görüp görmediğini sorduğumda çocuk karasızca sanki gördüm gibi net olmayan bir yanıt verdi. Sonra sitelerinde kedilere ait baraka olup olmadığını sorduğumda olduğunu söyleyip bahçe kapısını elindeki göstergeç anahtarı ile açarak bana yolu tarif etti. Minik kediye hadi gel bakalım belki annende seni arıyor bir oraya bakalım yoksa zaten eve gidiyoruz dedim.
Sitenin içerisinde çocuğun tarif ettiği yoldan ilerlerken bir kedi çıktı önümüze.. Minik kediyi yere bırakıp tepkilerini izledim. Bakıştılar kedi minik kediye yaklaştı ama minik kedi hırladı hemen aldım yerden yine kucağıma sardım t shirte (minik bir kalbin atışını, sıcaklığını hissederek taşımak hoşuma gitmişti) kısa bir süre daha yürüyüşten sonra kedilerin olduğu alanı buldum bahçe çiti kenarında çimenlerin üstünde bir kedi barakası. Biraz bakınınca minik kedinin kardeşinin barakanın diğer tarafında olduğunu gördüm dolaşıyordu.. Kucağımdaki minik kediyi bıraktım sonra nereden çıktığını anlamadığım annesi beliriverdi birden.. Sonunda minik kediyi yuvasına kavuşturmuştum..
Tüm evrenin birlik olup bu minik kedinin yardım duasını nasıl yanıtladığını görebildiniz mi? Bu minik kedi en iyimser ihtimalle 1 gün veya 1 gece önce kayboldu.
-Daha önce birlikte hiç kahvaltı yapmamış ve uzun süredir görüşmediğim arkadaşımın kahvaltı daveti zamanlaması
-Hava yağışlı yerine güneşli olsa arkadaşım araba ile evime gelip beni alacaktı (kediyi görmem imkansızdı - bu ihtimalde)
-Hadi erimezsin sözüme kızıp bana parkurda buluşalım demeseydi - araba ile alacaktı
(Aynı sonuçlu ihtimal - kediyi görmem imkansız)
-Evden çıktığımda tek tek damla atan bulutlar aynı şekilde devam etse direkt parkura gidecek olan ben 10.dakikada bardaktan boşanırcasına yağmasaydı o çardağa hiç sığınmayacaktım..
-Servisçi amca - minik kedinin yuvasının yerini söyledi
- Bisikletli çocuğun bahçe kapısından çıkışının zamanlaması (tam ben oradan geçmek üzereyken) ve kilitli bahçe kapısını bana açması yol tarifi
Minicik bir kalbin evrendeki önemini, Yaradan’ın nazarındaki değerine bir bakın.. Yaradan yarattığı her varlığı nasıl da gözetiyor, yağmurun bile şiddetini arttırıp yolumun değişmesini sağlayıp minik kediyi buldurtuyor, yuvasına kavuşsun diye..
Tüm evren - dünya sisteminde var olan her şey (insanlar dahil) bu minicik kedi için nasıl seferber olmuş, buradaki plana, matematiğe bakın.. Bu gerçek mucize değildir de nedir?
Mucizelerimiz bol olsun.