Bir soru ile başlayalım; Hayatımızda en çok kimin ile ilişki kurarız? Hiç düşündünüz mü? En çok görüştüğümüz, konuştuğumuz, dinlediğimiz veya tartıştığımız, bazen karşı çıktığımız, hatta küstüğümüz kişi kim?

İlk akla gelen kişi annem dediğinizi duyar gibiyim. Beni doğurdu, ilk anımdan beri yanımda, hep destek.. Düşünelim, bir çoğumuz okul hayatından sonra, askerlik-iş-evlilik derken aile hayatından ayrılır.Yani sorumun yanıtı anne veya baba değil.. O zaman kardeş diyeceksiniz; abla, abi veya küçük kardeş. Beraber büyüdük, büyüyoruz, yakın yaşlardayız hep haberdarız (anne-baba'yı yetişkin olduktan sonra daha az arayıp soruyoruz -kabul edelim- haftada kaç defa konuşuyoruz, telefon açıyoruz) dolayısı ile kardeş olmalı? Cevap, hayır değil.. Amca? Dayı? Hala? Teyze? Kuzen? Dost? Arkadaş? Öğretmen? Komşu? Patron?

Yanıt..

Hayır, hiçbiri değil..

Kim olmalı o zaman? Hep yanımızda, hep konuşabildiğin, dinlediğin, destekleyen, yüreklendiren, umutlandıran.. Bazen de kızan, öfkelenen, bağıran, suçlayan, yapamadın olmadı işte diyen..

Kimdir bu kişi?

Evet bu kişi.... Hayatımızda doğduğumuz zamandan bu ana kadar en çok ilişki kurduğumuz kişi, Kendimiz. Bu hiç aklınıza gelmedi değil mi.. Kendimiz dışında herkesi düşündüğümüzden olmasın. Bir bakın bakalım zihninize, kendiniz ile ilişkiniz nasıl? En son ne zaman kendiniz için bir şey yaptınız? Mutlu ettiniz kendinizi, hediye aldınız, zaman ayırdınız, dinlediniz? Yasaklı günlerde, bu geniş zamanda kaçmayın, bir sorun kendinize lütfen. Nasılsın? Her şey yolunda mı? Keyfin yerinde mi?

Nerede kalmıştık?

- - - - -