Sarıyer Belediye Meclisi Kasım Ayı 2. Oturumu, Boğaziçi Kültür Sanat Merkezi'nde (BKSM) gerçekleşti. Zaman zaman tansiyonun yükseldiği toplantıda, 6'sı oy birliğiyle olmak üzere toplam 7 madde kabul edildi.

10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü ve 24 Kasım Öğretmenler Günü ile ilgili gündem dışı konuşmaların yapıldığı oturumda, zaman zaman tartışmalar da yaşandı.

"Türkiye Cumhuriyeti'ne her yönüyle sahip çıkacağımıza söz veriyoruz

AK Partili Meclis Üyesi Abdullah Günaylı, "10 Kasım'da anacağımız Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 83. yıl dönümünde kendisini rahmetle anıyoruz. Onun mirasına olan minnettarlığımızı ifade etmek istiyorum. Doğadaki tüm canlılar gibi insanoğlunun da yaşamının bir sınırı var. Ancak bazı insanlar vardır ki yaşamları boyunca yaptıkları eserlerle ve insanlara yapmış oldukları hizmetlerle yaşamlarından sonra da varlıklarını sürdürürler. Yaşamını milletine adayan, köklü, tarihsel geçmişimizden yepyeni ve güçlü bir devlet yaratan eşsiz bir lider, mümtaz bir devlet adamı, büyük komutan Atatürk, bu ender insanlardan biridir. Belki de en büyüğüdür. Daima ileriye bakmış, ileriye yürümüştür. Bugün Atatürk'ün yolundan giden bizlere düşen görev de yüzümüzü geleceğe dönmek, ufkumuzu ve hedeflerimizi büyük tutmaktır. Bunun için 10 Kasım'ları aydınlık geleceğimize yönelik atılımlarımızın esin kaynağı haline getirmeliyiz. Atatürk'e saygının gereğinin bu olduğuna, onun manevi huzurunda ancak bu şekilde başımız dik, alnımız açık olarak çıkabileceğimizin inancında olmalıyız. Ata'mızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne her yönüyle sahip çıkacağımıza söz veriyorum" diye konuştu.

"Öğretmenlerin yaşam standardı muhtaç olmayacağı düzeyde olmalıdır"

CHP'li Meclis Üyesi İrfan Sandıkçı, "24 Kasım her yıl ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanır. Geçmiş ve geleceğimizde emeği geçen öğretmenlerimiz sevgiyle anılır, ziyaret edilir. 24 Kasım, Latin harflerinin 1 Kasım 1928 tarihinde kabulünün ardından millet mekteplerinin açıldığı, okuma-yazma seferberliğinin başladığı gündür. Bugün sadece millet mektepleri açılmamış, Mustafa Kemal Atatürk başöğretmen olarak kabul edilmiştir. Bu önemli tarih 1981 yılında her 24 Kasım'ın Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya başlandı. Bir ülkede öğretmenlerin yaşam standardı mutlaka onların muhtaç olmayacağı düzeyde olmalıdır. Öğretmenler ilim, irfan mesleğinden başka hiçbir işle meşgul olmamalıdır. Özellikle günümüzde büyükşehirlerde yaşayan ve atama bekleyen öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılar ortada. Hz. Ali'nin 'bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum' sözü öğretmenlerin ne kadar değerli olduğunun işaretidir. Bu yüzden öğretmenler çok kutsak bir mesleği icra ediyorlar. Bu duygu ve düşüncelerle öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyorum" ifadelerini kullandı.

Pir'den Atatürk vurgusu

CHP'li Meclis Üyesi Meltem Yücel Pir, "Atatürk milli şeftir ve her 10 Kasım'da etrafıma baktığımda içim sızlar. İçim sızlar çünkü bu ülkenin gördüğü en büyük devrimciyi kaybettiğimiz gündür. İçim sızlar çünkü öz be öz Türk'tür, millidir, son Türk devletinin mimarı, halk adamıdır. Milletin efendisi olan çiftçilerin malını haciz edenlere aman vermez. Varlığını Türk varlığına armağan etmiştir. Vatandaşını sermayeye yem etmemiştir. Enflasyona ezdirmemiş, yoksul etmemiş, aksine yoktan var etmiştir. Kurduğu yüzlerce fabrikayla sömürgeciliğe, sadece savaş meydanlarında değil, sermaye sömürüsüne karşı durmuştur. Her 10 Kasım'da içim sızlar. Çünkü maaşından ödeyerek kutsal kitabımızı halkımızın anlayacağı dilde okumasını sağlamıştır. Diyanet'i kurarak vatandaşını yobaz hocaların eline kurtarmak istemiştir. İçim sızlasa da baldız fetvası veren Diyanet'ten bahsetmiyorum.

Her 10 Kasım'da içim sızlar. Çünkü bu ülkenin en büyük şansızlığı Atatürk'ün yeniden bir ülke yaratmak için başlattığı devrimleri tamamlayamadan aramızdan ayrılmasıdır. İnanıyorum ki eğer ömrü yetse, 10-15 yıl daha yaşasa bizlere sorunlarını çözmüş bir ülke bırakacaktı. Bugün yıllarca devleti yönetip de Atatürk'ün bıraktığı Türkiye'yi ileriye taşıyamayan, hala Amerika'dan, Rusya'dan medet uman iktidarlara bakınca içim sızlıyor. Her 10 Kasım'da içim sızlar. Çünkü dini siyasete alet ederek iktidara gelenler, ne yazık ki halen daha din tacirlerine sandık devşirmeye çalışıyorlar. Dini siyasete alet ederek saflar yaratan, ülke bütünlüğüne indirilen darbenin hesabını bir gün mutlaka verecekler. Atatürk döneminde yapılan ve bugün kaybettiğimiz maddi değerlerimizi, halkın fabrikalarını yabancı sermayeye ve 5'li müteahhitlere yedirmemek hedefimizdir. Her 10 Kasım'da içim sızlar. Çünkü geçmediği yolun parasını bu fakir halktan alıyorlar paşam! Ama san söz olsun paşam! Daha çok çalışıp, daha iyisini yapacağız. En büyük manevi değerlerimiz, ortak paydamız olan dinimizi de siyaset sandığına alet olmaktan kurtaracağız. Allah'ın adını kullanarak yapılan yolsuzluklara Allah için dur diyeceğiz. Nur içerisinde yat Gazi Mustafa Kemal Paşa. Biz son Türk devletiyiz. Ülkemiz dışında başka bir vatanımız yok" şeklinde konuştu.

Coşgun'dan çok sert tepki!

AK Parti Grup Başkanvekili Hüseyin Coşgun, "Öncelikle tüm Sarıyerlilerden özür diliyorum. Komisyonda aldığımız karar gereği 10 Kasım dolayısıyla hiçbir arkadaşımız siyasi bir konuşma yapmayacaktı. Fakat Sarıyer ve İstanbul için bir şeyler söylemeye yüzü olmayanlar, kalkıp Atatürk üzerinden siyaset yapıyor. Kendi ayıbınızı ve yapılan yolsuzlukları örtbas etmek için ortamı gerginlik yarattınız. Buraya çıkanlar ilçemiz için ortaya bir vizyon koysun. Az önce bir meclis üyesi toplumun sinir uçlarıyla oynayacak şekilde çok ucuz bir siyasetine şahit olduk. Atatürk'ün üzerinden siyaset yapmayın. Galiba kendi il başkanınıza Atatürk tarifi yaptınız. Bu konuşmanızdan onu anladım. İçinizdeki birçok yöneticiniz Mustafa Kemal Atatürk demekten imtina ediyor. Benim yaşım CHP'nin ülke iktidarı olduğu döneme yetmiyor. Dolayısıyla sizleri yerel belediyecilikte yaptıklarınız üzerinden değerlendirebilirim. Dolayısıyla Ata'mıza sahte teminat mektubuyla ihale vermedik mi diyelim? Veya ben belediye başkanıyım. Yeğenim burada sahte imzayla ihale düzenledi ve bununla ilgili soruşturma geçirmedi mi diyelim? 'Atam! Ben Sarıyer Belediyesi'nin 700 milyonluk bütçesinin sadece 45 milyonunu ayırdık' mı diyelim? 'Sarıyer'i ve İstanbul'u yönetemiyoruz, partimizde sıkıntılı işler oldu. Biz de yine senin arkana sığındık' mı diyelim? Atamıza şunu da söyleyin. Seçim kampanyası sürecinde suda indirim yapacaktınız. Önümüzdeki hafta 8. kez zam için toplanacağız.

Ortak değerimiz olan milli bayramlar ve milli yaslarla ilgili siyaset yapmaktan parti olarak ne zaman vazgeçeceksiniz? Burada milli olmaktan bahsediyorsunuz. Fakat tezkereye hayır deyip, Kandil'i yerle bir etmekten bahsediyorsunuz. Milli savunmadan bahsediyorsunuz ancak Türk savunma sanayinin milli olmasındaki en büyük sahibi olan Sarıyerli Özdemir Bayraktar'ı sadece Kabataşlı ve İTÜ'lü iş adamını kaybettik diye taziye mesajı yayınladınız. Onun milli ve yerli olduğunu, milli savunma sanayinin öncüsü olduğunu yazmaktan korktunuz.  Açıkçası Genel Başkan Yardımcınız Sezgin Tanrıkulu gibi sizin de rahatsız olduğunuzu düşünmek istemiyorum" dedi.

AK Partili Coşgun ile Başkanvekili Coşkun arasında gerginlik

Meclis Başkanvekili Hüseyin Coşkun'un, AK Partili Hüseyin Coşgun'a konuşmasını tamamlaması gerektiğini söylemesinin ardından tansiyon yükseldi. Coşgun, Meclis Başkanvekili'ne tepki göstererek, "Sayın Başkan bu huyunuzdan vazgeçin. Benim değil, aksine az önceki konuşmacıyı susturmanız gerekiyordu. Benim konuşmalarımıza siz değil, CHP Grup Başkanvekili cevap verebilir. Siz tarafsız olmak zorundasınız. Az önce grubum ve  partim itham altındayken sesiniz çıkmadı. Ortalığı geren sizsiniz. Bu kabalığınızı da kınıyorum.. Bu kürsüden bir daha Atatürk üzerinden siyaset yaparsanız sonuçlarına da katlanırsınız. Sizi Sarıyerlilere şikayet ediyorum. Başarısız ve şeffaf olmayan yönetimi sulandırarak, Atatürk'ü kendi PR çalışmanıza alet ediyorsunuz" şeklinde konuştu.

Meclis Başkanvekili Hüseyin Coşkun da, "Ben gerekirse cevap verebilirim. Açın yasayı okuyun, iç tüzüğe bakın. Konuşma yapıyorsunuz diye süreniz sonsuz değil. Arkadaşlarla karşılıklı diyalog halinde olmayın. Siz konuşmanızı yapın ve tamamlayın. Yolsuzluk diyorsunuz. Sayıştay raporuna bakın. Öyle bir şey var mı? Devletin kurumuna da saygınız yok. Ayrıca kaba ifadesini de size iade ediyorum" ifadelerini kullandı.

Günel'den Coşgun'a cevap

CHP Grup Başkanvekili Nizamettin Günel, "Hüseyin Coşgun'un meclis üyesi arkadaşımızın 10 Kasım ile ilgili yaptığı özgür, bireysel konuşma hakkında 'yüzü olmayanlar' sözü hoş değil. Yüzü olmayanlara halkımız seçimde cevabını verecek. Sarıyer'de 3 dönemdir verdi, önümüzdeki yıllarda da vereceğini düşünüyorum. Cumhuriyet Halk Partililer Atatürk'e her zaman sahip çıkmıştır, çıkmaya da devam edecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna, partimizin genel başkanlığını yapan birine sahip çıkmayacağız da sarıklılara, tekkelilere mi sahip çıkacağız? Son dönemlerde MHP ve İYİ Parti'de Atatürk'e sahip çıkıyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda konuşma yapan kaymakamın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Kaymakamın ne dediğini açın okuyun. Son derece Atatürk ilkelerine sahip çıkan konuşma yaptı. Akabinde görevinden uzaklaştırıldı. Atatürk'ün adının bir takım yerlerden silinmesine kimsenin gücü yetmez.

'Cumhuriyet Halk Partisi diğer tezkerelere onay vermiş, bu tezkereye neden onay vermedi?' diyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partisi sizin şamar oğlanınız mı? Partimiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlarını sonuna kadar koruyacak ve savunacak kültüre sahip. Yabancı askerlerin Türkiye'ye geleceğini, bunların kimler olacağın, sayısının ne olacağını neden söylemiyorsunuz? 2023'te Cumhurbaşkanının görevi bitiyor. Neden 2 yıllık tezkere istiyorsunuz? Bunun altındaki neden nedir? Bırakın bu konuyu TBMM'de tartışsınlar. Kimse burada Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanına, genel başkan yardımcıları hakkında ileri geri konuşamaz. Siz beğenmeyebilirsiniz ama Sezgin Tanrıkulu partimizin milletvekilidir ve partimizin görüşleri doğrultusunda siyaset yapıyor. Eleştirebilirsiniz fakat onu yapma, bunu yap gibi talimat veremezsiniz."

"MHP her zaman Atatürk'e sahip çıkıyor"

MHP Meclis Üyesi Mehmet Delihasan ise şunları söyledi: "Günler geçiyor, zaman akıyor ancak bazı zihniyetler değişmiyor. Ben bir konuyu düzeltmek adına söz aldım. Milliyetçi Hareket Partisi söylendiği gibi son zamanlarda değil, kuruluş sürecinden bu yana Atatürk'e sahip çıkan, Atatürk ilke ve inkılaplarını benimseyen, merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'in 'CHP Atatürk'ün çizgisinden çıkmasaydı MHP'yi kurma ihtiyacı duymazdım' dediği bir partidir. Ayrıca tezkere konusunda 'Cumhurbaşkanının süresi 2023'e kadar. Neden 2 senelik tezkere?' ifadesi çok ilginç. Yüz yıllardır süregelen Türk devlet geleneğinde önemli olan kişiler değil, devletin kendisidir. 2023'te Cumhurbaşkanımızın değişeceğine inanmamakla beraber şayet değişse dahi önemli olan devletin sürekliliğidir."

SARIYER POSTA