Haftayı dolu dolu geçirip, işin stresinden kurtulmak isteyenler buraya. Bir Film Bir Kitap Bir de Etkinlik programı Sarıyer TV Youtube ekranlarından sonra şimdi de Sarıyer Posta’da.

Her hafta birbirinden farklı film, kitap ve etkinliklerle kaliteli zaman geçirmeniz için önerilerimi okuyup, filmleri izleyebilir ya da etkinliklere katılabilirsiniz. Haydi, gelin bu hafta sonu için neler seçtim birlikte görelim.

***

Biraz isyan etmeye sınırları zorlamaya ya da hayatı sorgulamaya ne dersiniz? Peki, sımsıcak ve bir o kadar da sıra dışı bir hafta geçirmeye ne dersiniz? Farklılık arayanlar “Bir Film Bir Kitap Bir De Etkinlik”sizler için bambaşka olacak.

Sizi bu hafta düzene başkaldıran çok farklı bir aile ile tanıştırıyorum.

MattRoss’un dünya prömiyeriniSundance’ta yaptığı ve hemen ardından gösterildiği Cannes Film Festivali’nden “En İyi Yönetmen” ödülü ile dönen filmi CaptainFantastic.

Yönetmen din, insan ve yönetim biçimleri gibi konularda fikirlerini açıkça ortaya koyuyor.

Dramatik ve naif bir hikâyeye ya da bir şekilde yolculuklarına şahitlik ettiğimiz filmi izlerken hayatımızı, içinde bulunduğumuz sistemi sorguluyoruz.

Ulusal İnceleme Kurulu tarafından 2016'nın en iyi 10 bağımsız filminden biri olarak seçilen filmde baba rolünde izlediğimiz ViggoMortensen; çocuklarını büyük bir titizlikle fiziksel ve entelektüel olarak yetiştirmeye adıyor. Çocuklarına hayatta kalma becerileri, solcu politika ve felsefe aşılamayı seçen anne baba kapitalizm ve Amerikan yaşamıyla hayal kırıklığına uğramış eski sol kanat anarşist eylemcilerdir.

Anne bipolar bozukluk rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılır ve bir süre sonra intihar ederek hayatına son verir. Annenin ölümü ormandaki 'düzeni' de sarsacaktır.

Bu, aynı zamanda artık eskisi gibi yaşanamayacağının da göstergesi hâline gelir.

Çocuklar bu aşamada kendi talepleri etrafında bir araya gelip harekete geçerler. Bu hareket annenin vasiyetinin yerine getirilmesinin ve ilkine göre ‘revizyonist’ ama daha işlevsel bir düzenin kurulmasının da yolunu açar.

Hayatı her anlamda ele alan, ideal dünya düzeni ile ilgili düşüncelerinizi yeniden gözden geçirmenizi sağlayacak olan bu filmi izledikten sonra durup biraz düşüncelere dalacaksınız.

Şimdiden iyi seyirler diliyorum.

***

Gelelim haftanın filmine.

Yaşlılığın, beden ve zihin güçlerini azar azar kemirdiğini görmek istemeyerek 1911 yılında karısıyla birlikte intihar eden bir yazar. Sosyalist mücadele içerisinde oldukça aktif. Karl Marx’ın damadı. O Paul Lafargue. Bunlar kitap yazarıyla alakalı ufak ve birazda magazinsel bilgiler.

Biz şimdi kitaba geçelim. Bu hafta  Paul Lafargue’unTembellik Hakkı kitabından bahsedeceğim.

Özel mülkiyetin hâkim olduğu toplumlarda çalışma katı bir zorunluluk kapsamında gerçekleşir. Kapitalizm, çalışanların bedenlerini olduğu kadar zamanlarını da satın almıştır. Oysa insanın çalışmamak, yaşamını devam ettirmek için zahmete girmemek gibi bir içgüdüsü vardır; bu içgüdünün adı “tembellik”tir.

Tembellik, çalışmanın kutsallaştırıldığı toplumlarda hakir görülür, aşağılanır. Tembellik Hakkı, çalışmanın sarsılmaz bir değer haline getirildiği toplumların eleştirisini sunuyor.

Kitap tembelliğin bir başıboşluk yahut aylaklık olmadığını öne sürerken, ütopik özleminin odağınaysa özgürlüğü koyuyor.

21. yüzyılın çalışma kültürü, tüketim çılgınlığı ve üretmeye olan bağımlılığı bizi çalışmaya iten etkenlerin başında geliyor. Bu bağlamda hepimiz günümüzün büyük bir bölümünü çalışarak geçiyoruz. İnsanın kendini gerçekleştirme, yaratıcılık kazanabilme ve insanı insan yapan değerlere ulaşması için gereken zamanı kendimize ayıramıyoruz.

Bunun başlıca sebebinin ise temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için aktif olduğumuz vaktin çoğunun bunları idame edebilmek için harcıyor olmamızdan geçtiğine değiniyor Lafargue.

Paul Lafargue’ıntembellik dediği şey aslında "çalışmama özgürlüğü". Lafargue’agöre insan içgüdüsel olarak hayatını zahmete girmeden sürdürebilmeyi ister. Ve insanın insan kalmasına yarayacak bazı şeyleri yapması için boş zamana ve bir ifadeyle tembelliğe ihtiyacı vardır.

Bambaşka bir bakış açısı kazanacağınız bu kitap sizi farklı düşüncelere sürükleyecek.

Keyifli okumalar diliyorum.

***

Şimdi de gelelim yazın son günlerini dışarıda geçirebileceğiniz etkinlik bölümüne.  Size bu haftanın çok çılgın olacağını söylemiştim.Sözümde duruyorum ve tam da bu kıpır kıpır ruh halimize uygun bir etkinliği sizlerle paylaşıyorum.

Gezgin Fest başlıyoooorrrr.

24-25-26 tarihinde Bu sene altıncısı organize edilen festival ve 2018 yılını 3 ödül ile kapatan Gezgin Fest’e  katılarak denizin kumun güneşin, kamp yapmanın müziğin dansın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.

Sarıyer’in en güzel sahillerinden biri olan Gümüşdere Plajında gerçekleşecek etkinliğe günübirlik giriş yapabileceğiniz gibi üç günün tamamında da yazın son günlerini dolu dolu geçirebilirsiniz.

Ben yerimi şimdiden ayırttım bile.Belki de hafta sonu birlikte müzik dinleyip dans edebiliriz, beni görürseniz selam vermeyi unutmayın.

Bir diğer etkinliğim ise Sarıyer Belediye’sinden geliyor. Değerli ve biricik kadınlar çocukları okula gönderdiyseniz, ya da işten zaman bulabildiyseniz, evde boş zaman geçirmekten sıkıldıysanız sıra sizde.

Haftada bir gün ücretsiz olarak Sarıyer Belediyesi havuzlarında yüzmek ya da eğitim almak istiyorsanız şimdi tam zamanı. Sarıyer ilçesinde ikamet ediyor ve 18 – 59 yaş aralığındaysan bu programı kaçırma.

Online kayıtların 20 – 24 Eylül arasında yapılacağı başvurular için; https://www.sariyer.bel.tr/Icerik/kadinlar-icin-yuzme-kursu-online-kayit/1380 adresini ziyaret etmeyi unutmayın.

Sarıyer TV Haberi İçin Lütfen Tıklayınız:

https://www.youtube.com/watch?v=rXfZKn1vttc