Garipçe, balıkçı köyü olması nedeniyle mahallenin erkekleri eylül ayı başında balık avlama yasağının kalkmasıyla beraber denize açılıyor. Mahalle ise yasağın tekrar başlayacağı nisan ayına kadar kadınlara emanet.
Köyün ileri gelenlerinin anlattığı “Bir zamanlar bu köyde garip bir adam yaşarmış” diye başlayan hikayeler bir yana, Garipçe gerçekten yer ve konum olarak yalnızlığı ve terk edilmişliği yaşıyor; gizli sığınak özelliği nedeniyle garip kalmış görünümünü koruyor.
Balıkçılık sezonunda köy kadınlara emanet
Sarıyer'in en küçük mahallelerinden biri olan Garipçe, balık avlanma sezonu geldiğinde hummalı bir çalışmanın içerisine giriyor. Balıkçı köyü olması nedeniyle köyün erkekleri eylül ayı başında balık avlama yasağının kalkmasıyla beraber denize açılıyor. Ta ki yasağın tekrar başladığı nisan ayına kadar köyü adeta kadınlara emanet ediyor.
Garipçe iki kalesi ile tarih kokuyor
Garipçe Köyü, Boğaz'ın Karadeniz girişinde yer alan Rumeli Feneri'nden sonra ikinci balıkçı köyü. Avuç içi gibi küçük bir koyun yamacına ayrı ayrı kurulmuş 60-70 haneli bir yerleşim yeri. Koyun iki başında yüksek tepeler, köyü bir bakışta tamamen görme imkanı veriyor. Eşsiz doğal güzelliği, sakin sosyal yaşamı ve cezbeden gizemiyle Garipçe Köyü, yetkililerden hak ettiği ilgiyi görmeyi bekliyor.
Temiz havası ve taze balıkları ile meşhur
Büyükşehir yasasından sonra Sarıyer’in mahalle statüsü kazanan 9 köyünden biri olan Garipçe, saklı ve gizemli güzelliğini korusa da yetkililerin ilgisizliği ile karşı karşıya. Boğaz'ın Karadeniz girişine hakim manzarasıyla ünlü köy, temiz havası ve taze balıkları ile adından söz ettirse de, köyün adı gibi garip durumda.
