Sarıyer Gümüşdere’de hasat etkinliğine katılan İBB Başkanı İmamoğlu, “Bu ülke, gerçekten zenginliği hak ediyor. İstanbul, dünyanın göz bebeği. Hele hele İstanbul, en zenginliği hak ediyor. Yoksulluk sınırının konuşulduğu, açlığı konuştuğumuz bir ortamı asla ve asla hak etmiyor.” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) İstanbullu üreticilere ücretsiz dağıttığı fideler, meyve ve sebzelerini bu yıl da vermeye başladı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2020 yılından bu yana İstanbullu çiftçilere verdikleri ücretsiz fide desteğinin meyvelerini, yine hemşerisi üreticilerle birlikte toplamaya devam ediyor.

Bu yılın ‘hasat etkinliği’ için Sarıyer’in seralarıyla ünlü köyü Gümüşdere’yi seçen İmamoğlu, ilk olarak çilek üreticisi Ebru-Ferit Berber çiftinin tarlasına, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ile birlikte konuk oldu. Etkinliğe CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Oktay Aksu, CHP Sarıyer İlçe Başkanı Sevim Yalınkılıç, Sarıyer Belediyesi Başkan Yardımcıları, CHP Sarıyer Belediyesi Meclis Üyeleri, Gümüşdere MahallE Muhtarı Günay Yazıcı ve çfitçiler katıldı. 

Ebru Berber ve kendisi gibi üretici olan ablası Funda Demircan ile birlikte çilek toplayan İmamoğlu, hasat etkinliğini Saniye-Birol Berber çiftinin serasında devam ettirdi.

İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle: “ Bahçede, beyefendi ve bir genç hanımefendi üretiyor. Her ikisinin de anneleri orada. Bir tarafı Selanik göçmeni, bir tarafı Karadeniz göçmeni. Pırıl pırıl evlatlarıyla yaşama devam ediyorlar. Yan komşuları Doğu, Güneydoğu Anadolu'dan gelmiş. Öbür taraftaki İç Anadolu'dan gelmiş. Herkes bu ülkenin asli, kıymetli vatandaşıdır. Onları candan kucaklayacağız, yürekten kucaklayacağız. Hiçbirisinin birinden daha fazlalığı, daha değerli bir özelliği yoktur. Hepsi değerlidir. Her birisi, değerleriyle bizim başımızın tacıdır. Bu duygularla, bu acı anımızı elbette paylaşmak, bir daha yaşamamak adına paylaşmak, bir daha asla ve asla böyle bir süreci ülkemizin hiçbir yerinde, dünyada dahi yaşanmamasını dilemek, bizim elbette ki boynumuzun borcudur.

Türkiye tarımda, sanayide, bilimde, teknolojide ve diğer alanlarda üreten bir konuma gelmesi gerekiyor ve çocuklarımıza, gençlerimize bu memleketin o bereketli tarafını gösterip, onların hayat boyu, 7/24 meşgul olacakları, üretecekleri bir vatan, bir cennet vatan hediye etmeliyiz; sorunlarıyla, problemleriyle, fiyat artışlarıyla, ekonomik krizleriyle konuşulan değil. Bu ülke, şu anda var olduğu ortamı hak etmiyor. Bu ülke, gerçekten zenginliği hak ediyor. İstanbul, dünyanın göz bebeği. Hele hele İstanbul, en zenginliği hak ediyor. Milletçe zenginliği hak ediyor. Yoksulluk sınırının konuşulduğu, açlığı konuştuğumuz bir ortamı asla ve asla hak etmiyor. Önümde bulunan meyve, sebze kasalarına baktığımda, bereketin o güzel fışkırışını gördüğümde; yaşama umut, geleceğe umut benim yüreğimde besleniyor. Yani patlıcanında salatalığına, biberine, reyhanına, kabağına, kıvırcığına. Bu güzel bereketi topraklarımızda daim kılmalıyız. Bunun için çalışıyoruz. İstanbul her semtinin farklı tarımsal ürünleriyle anılır. Bu nedenle hasat etkinliklerini her yıl farklı ilçede yapıyoruz.

“Betonun saldırılarına direnen 170 mahallemiz var”

İstanbul bu anlamda, yıllardır üreten bir yerken, ne yazık ki betona dayalı bir rant ekonomisi, bunun üstüne bindi ve gerçekten sorunlu bir hal aldı. Bugün bu betonun saldırılarına rağmen, aslında kırsal özelliği ağır basan 170 mahallemiz var hala İstanbul'da; direniyor. İşte buralarda bizim ana görevlerimizden birisi hem yeşil alanlarını korumak hem tarım alanlarını korumak hem de hayvancılığı geliştirmek, üreticimizi bu anlamda desteklemek. Türkiye'deki ekonomik süreç gerçekten çok zorlaştırıyor insanlarımızın hayatını. Üretmelerini zorlaştırıyor. Mazot, gübre, fide, tohum, yem olmak üzere art arda gelen zamlar, herkesin bu anlamda gerçekten belini büküyor. Diğer taraftan; kentlerde yaşayan yurttaşlarımızın da yoksulluğu, alışveriş yapabilme kapasitelerini darlaştırıyor. Artık meyve sebzeye, ne yazık ki uzaktan bakar hale geldi vatandaşlarımız. Geçen pazar geziyorum, kirazın kilosu 20-25 lira. Yani bu insanlarımız evine nasıl meyve götürecek, nasıl sebzesini götürecek? Bir yandan bunlara dönük tedbir almaya çalışıyoruz.

“Gönül rahatlığıyla bize kurbanlarınızı bağışlayabilirsiniz”

Bu tabloyu gördükten sonra, ‘Bizim mutlaka ve mutlaka bir şeyler yapmamız gerekiyor. Tarım konusunda daha önce yapılmamış çalışmaları hayata geçirmemiz gerekiyor’ dedik ve 2019’da göreve geldiğimiz an itibariyle, bu anlamda harekete geçtik. İBB’nin harabeye dönmüş seralarını, ‘fide serasına’ dönüştürerek, yeniden işlerlik kazandırdık. Tohumlarımızı İstanbul'un çiftçisinin ihtiyacına en uygun fideler haline dönüştürdük. Pandemi sürecinde başlattığımız ve bugüne ulaşan, tarımdan hayvancılığa, arıcılıktan balıkçılığa kadar farklı meslek gruplarına sağladığımız desteklerimiz var. Halk Süt ve Halk Ekmek üretimleri için gerekli ham maddeleri İstanbullu üreticilerden satın alıyoruz. Kurban Bayramı için de gönül rahatlığıyla bize kurbanlarınızı bağışlayabilirsiniz. Bilin ki İstanbul'da veren elin alan eli görmediği bir biçimde, ihtiyacı olan vatandaşlarımıza sizin kurbanlarınızı, hisselerinizi, en manevi biçimiyle ulaştırırız. Aramızda değerli iş adamlarımız var, görüyorum. Kurban bağışı meselesinde bizi yalnız bırakmayın diyorum.”

İstanbul’un 39 ilçesine eşit hizmet prensibiyle çalıştıklarını vurgulayan İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Ayrımcılık yapıyorlar sevgili hemşerilerim. Ben, 5 sene boyunca ilçe belediye başkanıyken, o dönemin Büyükşehir Belediye Başkanlarını bir kez bile ilçemde görmedim. Tek bir konuyu çözemedik. Yapamadık yani. İki kere iki dört. Allah şahit, biz ayırt etmiyoruz. Bakın Sarıyer'e nasıl hizmet ediyorsak, Silivri'ye de öyle hizmet ediyoruz. Pendik'e nasıl hizmet ediyorsak, Beşiktaş’a da öyle hizmet ediyoruz. Bakırköy'e nasıl hizmet ediyorsak, kulakları çınlasın Esenler'e de öyle hizmet ediyoruz. Şükrü Bey bana söylediğinde şok oldum. Gümüşdere'nin, Zekeriyaköy'ün, Bahçeköy’ün; buraların arıtması yok. Şok olduk. Bu bölgenin, bu havzanın arıtması yok. Derhal süreci başlattık, projelendirmesi vesairesi. Ne yazık ki orada da devletin bazı kurumlarından kaynaklı tahsisler uzadı. Daha yeni halloldu. İhale süreçleri tamamlandı, tamamlanmak üzere olanlar var. Hızlıca bu bölgenin bütün altyapı ve arıtma sorunlarını çözeceğiz. Hepinize söz veriyorum.

“Bizimle koşmak isteyenlerle koşarız”

Ülkemiz iyi olsun diye çalışıyoruz. Çalışmaya devam edeceğiz. Birileri istediği kadar arkamızdan asılsın. Gücümüz o kadar fazla ki, bizi geleceğe doğru çeken vallahi de billahi de 16 milyon İstanbullu var. O bakımdan, ilerleyen yıllarda onlar istemezse istemese bile, onları da sürükleyeceğiz. Ha ipe asılırlarsa, yerlerde sürüne sürüne peşimizden gelecekler. Ama ipe asılmayıp, bizimle beraber koşmak isterlerse, buyursun geleceği hep beraber güzelce koşalım.”

İmamoğlu’na “fide” teşekkürü

Üretici Gülşen Karatay da etkinlikte yaptığı konuşmada, “Ben bir Gümüşdereli olarak, aldığımız fideler ve damlamalar için, aldığımız gübreler için İmamoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Eskiden biz, fideleri üretmeye çalıştık. Ama çok zorlanıyorduk. Şimdi sağ olsun, Ekrem İmamoğlu'nun sayesinde daha güzel fideler aldığımız için, daha güzel de ürünler alıyoruz. Tekrar çok teşekkür ediyorum” dedi.

Sarıyer Ziraat Odası Başkanı Bilgin Çakıroğlu da “Yaptıklarınız, yapacaklarınız diyerek sözlerime başlarken, fırsat verdiğiniz projeleri hep birlikte gerçekleştirdik. Yeniden fırsat verildiğinde, yeni projeleri, yapacağımıza inanıyorum. Biz üretmezsek Türkiye, biz üretmezsek dünya aç kalır” diyerek üretimin önemine dikkat çekti.

Genç: Sarıyer, Büyükşehir'le yeni tanıştı

Sarıyer Belediye Başkanı Genç de duygularını, “Sizin ayak izleriniz hep var burada zaten. Ayrıca gelmeniz, sadece bizleri değil, köylüleri de çok mutlu etti. Israrla, sürekli söylediğim bir şey var: Sarıyer, Büyükşehir'le yeni tanıştı. Sizle beraber tanıştı. Daha öncesinde ki o dönemde de çalışan bürokrat arkadaşlar hep söylüyorlar. ‘Sarıyer'le ilgili bir şey gündeme geldiğinde elimize alıyorduk ama ‘Sonra bakarız’ deyip kenara atılıyordu ve biz de çok üzülüyorduk’ diyorlardı. Ama şu anda, bölgenin en büyük sıkıntıları arıtma dahil olmak üzere, hemen hemen her şey yeniden başladı. Sanki bir yerleşim yeri yeniden yapılıyormuş gibi.” sözleriyle dile getirdi.

Konuşmaların ardından İmamoğlu, Genç, CHP PM üyesi Gökhan Günaydın, eski CHP milletvekili Süleyman Çelebi ve İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar’dan oluşan heyet, üretici köylülerle, ürünlerin sergilendiği tezgâhların önünde anı fotoğrafı çektirdi.

Destek miktarı, bu yıl 30,3 milyon TL’ye ulaştı

İBB'den verilen bilgiye göre, 5 milyon 461 bin dekarlık bir yüz ölçümüne sahip olan İstanbul’da, toplam 750 bin dekar tarım alanı, 262 bin dekar mera alanı, 6 bin dekar nadas alanı ve 2 milyon 406 bin 880 dekar orman alanı bulunmakta. 750 bin dekarlık tarım alanında, “Çiftçi Kayıt Sistemi”ne kayıtlı 4 bin çiftçi üretim yapıyor. İBB, 2020 yılında yazlık sebze fidesi desteği uygulamasını başlattı. Verilen desteğin miktarı, yıllar içinde artırıldı ve çeşitlendirildi. Yazlık fidelere ek olarak, kışlık fide dağıtımına da başlayan İBB’nin, tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilere 2020’de verdiği, toplam 7 milyon TL’lik yardım miktarı, 2021’de 14 milyon 927 bin 440 TL’ye, 2022’de ise 30 milyon 299 bin 49 TL’ye ulaştı.