Melisa TUNÇ

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne özel Sarıyer Belediyesi bünyesinde bulunan Sarıyer Belediyesi Kadın Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Zerrin Coşkun ile kadına karşı şiddeti ve bilinçlenmeyi konuştuk. 

KURUMLARLA İŞBİRLİĞİ İÇİNDEYİZ

Öncelikle sözlerine Kadın Dayanışma Merkezi’nin çalışmaları ile ilgili bilgi vererek başlayan Coşkun, “Kadınların eğitim hayatından koparılması, istihdam alanlarının daraltılması noktasında ilçemizdeki kadınların ve çocuklarımızın güçlenmesine yönelik çalışmalarda bulunuyoruz. Bunları da, toplumsal cinsiyet, çocuk koruma, kadın sağlığı, aile içi iletişim gibi ana başlıklarda toplayarak eğitimler düzenliyoruz. Özgecan Aslan Kadın Dayanışma Merkezi’nde de, şiddet ve istismara uğrayan kadın veya çocuklara destek olmaya çalışıyoruz. Bunları diğer kamu kurumlarıyla işbirliği ve dayanışma içinde yürütüyoruz” dedi. 

SARIYER İÇİNE KAPANIK BİR İLÇE

Merkezlere kadınların sadece kendileri için çevrelerinde şiddete uğrayanlar içinde başvurabileceğini dile getiren Coşkun, Sarıyer’in içine kapanık bir ilçe olduğunu söyledi; “İlçemizde mahalle kültürü ve hemşericilik çok hâkim. O yüzden de Sarıyer içine kapanık bir ilçe. Tanınma, duyulma, sonrasında orada barınamama korkusu gibi birçok şeyi taşıyorlar. Böyle olunca da şiddet yaşamış bir kadının çevresindeki kabuktan çıkıp şikâyetçi olması, bir yerlere gitmesi kolay değil. Ama buraya çekinmeden gelebilirler. Burada anlattıkları her şey onlarla bizim aramızda kalır. Hiçbir kamu kurumunda şikâyetçinin, tanık olanın bilgileri paylaşılmaz. Bu konuda içleri rahat olsun. Sessiz kalmasınlar” diyerek Sarıyerlilerden duyarlı davranmaları konusunda çağrıda bulundu. 

HAYATINIZDAN VAZGEÇMEYİN

“Başarının kadınlara atfedildiğini yönündeki algının kırılması gerektiğini söyleyen” Zerrin Coşkun, “Kadınlarımızı eğitim gruplarına davet ederek onlarla birebir temas içindeyiz. Bazen bize diyorlar ki , “Hocam bunu yapabilir miyim? Başarılı olabilir miyim?” Güvensizlik içlerine öyle bir yerleşmiş ki. Onları çok haklı buluyorum. Çünkü çevrelerinden duydukları şeyler onlara kalıyor. Biz toplumun, eşlerimizin ve akrabalarımızın bize biçtiği değer kadar değiliz. Biz çok daha fazlasıyız. İlla kadın olarak kendimizi ispatlamak için hırpalamamız gerekmiyor. İçimizden geldiği yaşayalım. Gün içinde kendimize neleri başardığımızı, nelerle mücadele ettiğimizi hatırlatalım. Buraya gelen her yaştan kadınlarımız hep şunu söylüyor; ‘Bugüne kadar hep başkalarının hayatı için yaşadım. Artık kendim için bir şey yapacağım’ Bunu duyduğum zaman o kadar mutlu oluyorum ki. İçinde o ateşi tutmuş. Kadın isterse her şeyi yapar. O yüzden vazgeçmesinler” diyerek sözlerini sonlandırdı.