
Sarıyer Mahalle Dernekleri Platformu’nun toplantısına Belediye Başkanı Şükrü Genç, CHP İlçe Başkanı Mehmet Deniz, MHP İlçe Başkanı Erdal Çoban, DSP İlçe Başkanı Reyhani Orhan ile Belediye Başkan Aday Adayları Dr. Cengiz Alp, Ali İhsan Özdemir ile Dr. Cengiz Tamer de katıldı.
Toplantıda Sarıyer’in yerel yöneticileri ve vatandaşlarla bir araya geldi. Mahalle dernekleri ve kooperatiflerden oluşan platform “Mahalleme, evime, komşuma dokunma” temalı toplantıda kentsel dönüşümün meydana getirdiği durumların üzerine çözüm olarak ne yapılabilir konusuyla ilgili görüşler sunuldu.

“BİZİ YOK SAYDILAR”

Sarıyer Mahalle Dernekleri ve Kooperatifleri olarak hepimiz bir ve birlikteyiz. Peki, ne istiyoruz? Mahallelerimizi, sadece mahallelerimizi istiyoruz. Çok söyledik. Bir kez daha haykıralım: Bizim derdimiz de, sıkıntımız da, partimiz de, seçimimiz de mahallelerimizdir. Bunu herkes böyle bilsin. Hesaplarını buna göre yapsın. Talebimiz tek, çok açık ve nettir. Bizler arazilerin devrini istiyoruz. Sizler buna var mısınız, yok musunuz? Bizim samimiyet testimiz de budur. Gerisi laf-ı güzaftır.”

“BEN DE DİYORUM Kİ ANDIMA, BAYRAĞIMA, MİLLETİME DE DOKUNMA”
Sarıyer’deki siyasi parti temsilcilerinden ilk olarak MHP Sarıyer İlçe Başkanı Erdal Çoban konuşmasını yaptı. Çoban; “Bu platformun Sarıyer’e hayırlar getirmesini diliyorum. Şunu önce açık ve net söyleyeyim. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak yerel seçimlerde hiçbir Sarıyerliye tapu sözü vermedik. Siyasi partiler derken herkesi bir kefeye koymayın kim söz verdiyse onu söyleyin. Ben bizi ziyaret eden bütün dernek ve kooperatiflere şunu söyledim. Gelin beraber bu sorunu çözelim. Sarıyer Belediye meclisinde üç üyem var. Hepsi bu derneklerin ve kooperatiflerin emrine amade. TBMM’de elli iki tane milletvekilim var. Hepsi sizin emrinize amade. İşte meydan burası. Şurada güzel bir yazı okudum. “Mahalleme, evime, komşuma dokunma” diyor. Ben de diyorum ki andıma, bayrağıma, milletime de dokunma.
“SARIYER’DE MÜLKİYET ÜZERİNE SİYASET YAPILDI”

DSP Sarıyer İlçe Başkanı Reyhani Orhan ise konuşmasında, “Yıllardan beri Sarıyer’de mülkiyet üzerine siyaset yapılmıştır. Bunu hiçbir zaman doğru bulmadığımızı açıkça ifade ediyorum. Biz de Demokratik Sol Parti olarak hiç kimseye mülkiyet üzerinde tapu sözü vermedik. İktidar olduğumuzda gereğini yapacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Sarıyer’in sorunu mutlaka şuna emin olun ki Ankara’da çözülmeyecek bir olay değil. Bu mülkiyetler için bir ufak düzenleme yapmak bu kadar zor mu?” dedi.
“İRADEYİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’Nİ KAZARAK ELDE EDECEĞİZ”
CHP Sarıyer İlçe Başkanı Mehmet Deniz ise konuşmasında şunları söyledi:
“Bize ait olmayan bir şeyin tapusunu biz veremeyiz. Siyasi partileri aynı sepete koyuyorlar. Biz o sepette değiliz. Konunun muhatapları burada yok. En önde bayrağı biz taşıyoruz bizi ayrı tutun. Bu ülkede yaşayan bütün insanlar bizim insanımız en sağından en soluna kadar. Bunu herkes böyle bilsin. Cumhuriyet Halk Partisi gerçekten bu işte yüreğini ortaya koyan insanların topluluğunun olduğu bir partidir. Buralarda yerinde dönüşüm ya da başka yerlerde dönüşüm istemiyoruz biz. Tapular oturan insanlara belli şartlar çerçevesinde verilebilir ve buralar güzelleştirilebilir. Ama tapuyu vermek için tapuyu verecek iradeye sahip olmak gerekiyor ve o iradeye önümüzdeki seçimde büyükşehir belediyesini Cumhuriyet Halk Partisi kazanarak eline alacak.”
“HERKESİN MUTLAKA BU ÇABANIN İÇİNDE OLMASINI SAĞLAMAK LAZIM”
Toplantıya katılan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ise şunları söyledi:
“Burada yerinde dönüşüm sözünün de ne amaçla kullanıldığını söylemek istiyorum. Yerinde dönüşümün kastı şu; adı ne olursa olsun içinde bulunduğu yaşadığı insanların karar mekanizmasında sorunların tespitinde ve birlikte tartışıldığında, sonucu alındığında o mahallenin insanı, onların temsilcileri olan dernekleri, onların haklarını devrettikleri vekil tayin ettikleri kooperatiflerin kararları içinde bulunmadıkları çözüm doğru bir çözüm değildir. Eğer yapılacaksa b toplantılarda bu arkadaşlar mutlaka olmalıdır. Geriye bir şey kalıyor, herkes niyetini koyacak ortaya. Dolanmayacak oralara buralara. Birilerine peşkeş çekmeyecek, yanındaki komşusunu satmayacak, üst yöneticiyse sorumluluğunu bilecek, yurttaşsa o da sorumluluğunu bilecek. Herkes sorumluluğunu bilecek ve o sorumluluk içerisinde bir arada yaşam koşullarını mutlaka yaratacaklar. Bunun dışındaki her türlü çözüm anti demokratiktir ve doğru değildir.”