Sarıyer ve ülkemiz için çok kritik bir seçime gidiyoruz. Siyasi partiler aday gösterdikleri isimler ile seçim çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun adayların seçim propagandası yapmasını sona erdirecek kararına sayılı günler kala belediye başkan adayları, Sarıyerliler ile bire bir temas kuruyor, yerinde çözüm için kap kapı dolaşıyor.

Peki vatandaş ne istiyor?

1 Nisan itibariyle gelecek seçime kadar kapısına uğramayan siyasetçileri mi, derdi oy olan adayları mı, başkan olsa da olmasa da tek derdinin ilçesine hizmet olan Sarıyer sevdalılarını mı? Seçimler gelir geçer. Aslolan sevginin, saygının ve dostluğun baki kalmasıdır. 31 Mart sonrasında hayat yeniden normale dönecek. O yüzden kimsenin kalbini kırmaya gerek yok.

Gelelim işin siyaset ve siyasetçi boyutuna. Bir oy daha fazla alabilmek için kimseyi ailesinden, onurundan ve gururundan vurmanın bir manası yok. Bunu kişi ve parti ayrımı yapmaksızın belirtiyorum. Seviyeli ve dürüst bir siyaset yolu izlenmeli. Çünkü bize yakışan bu. Adayların, kavga etmek yerine Sarıyer’i ileriye götürecek çalışmalar anlatılmalı. İşin özü “Temiz siyaset istiyoruz.”

Seçimi hangi aday kazanırsa kazansın herkesin başkanı olmalı. Toplumun her kesimini kucaklamalı ve ayrım yapmadan eşit hizmet götürmeli. Unutmayalım! “Bu benim düşüncemden” deyip olası kayırmalar en çok Sarıyer’imize zarar verir.

Yerel seçimlerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Sarıyer’de yapılacak olan seçimde kazananın Sarıyer olmasını temenni ediyorum.