Zekeriyaköy No1 Culinaria, sanat, gastronomi ve toplumsal belleği buluşturan “Sofrada Hikâye Var” kültür serisinin bu ayki konuğu, usta oyuncu Esra Ronabar oldu. Programın küratörü Reha Tartıcı tarafından yönetilen etkinlik, yemeğin ötesinde, sanatın iyileştirici gücünü deneyimlemeye davet eden kolektif bir ritüele dönüştü.

ZEYTİNLE BAŞLAYAN SESSİZLİK RİTÜELİ

Buluşma, konuklara ham bir zeytinin sunulması ve "Sadece bakın. Acele etmeyin." davetiyle başladı. Telefonların masadan uzaklaştırıldığı gecede, sohbet yavaşlayıp derinleşirken "Sanatın görevi, ruhu yalnız bırakmamak" cümlesi gecenin felsefesini özetledi. Piyanist Serj Can Mısır'ın zarif notaları, Ronabar'ın anlatımına fon oluşturdu.

RONABAR: SANAT TOPLUMU DÖNÜŞTÜREN GÜÇTÜR

Esra Ronabar, gecede sadece bir konuk değil, sanatın iyileştirici doğasının temsilcisiydi. Ronabar, üretimde etik, vicdan ve derinliği önceleyen bir oyuncu olarak, sanatın yalnızca bireyi değil, toplumu da dönüştüren bir güç olduğuna inandığını vurguladı. Ronabar’ı bu anlamlı gecede eşi Barış Falay, oğulları Mavi Rüzgar Falay, yönetmen Cem Karcı ve akademisyen Prof. Dr. Eftal Güdemez gibi sinema ve kültür dünyasından önemli isimler yalnız bırakmadı.

Adsız Tasarım (42)

ŞEF CANARSLAN’DAN MİNİMALİST GASTRONOMİ

Gecenin menüsü, genç şef Mehmet Canarslan tarafından minimalist ve zarif bir yaklaşımla hazırlandı. Menüde, sonbahar sebzelerinin doğal kimliğini ve karakterini öne çıkaran, daha fazla yapmak yerine daha derin hissetmeyi amaçlayan bir estetik sunuldu.

Programın sonunda her misafire, gecede tadılan zeytinin çekirdeği, "Ben buradayım; senden sonra da burada olacağım" anlamını taşıyan bir jest olarak hediye edildi. "Sofrada Hikâye Var" serisi, kültürel ve sanatsal buluşmalarına her ay farklı temalarla devam edecek.

Whatsapp Görsel 2025 12 02 Saat 09.11.28 5B152701