Yerel seçim yaklaştıkça kalemşörler devreye girdi. Her zaman söylediğim gibi burada en önemli husus dönemin adamı değil, Sarıyer’in adamı olmak. Bazıları ne adam olmayı ne de Sarıyer’in adamı olmayı beceremiyor, beceremeyecek. Çünkü amaçları gazetecilik yapmak değil. Ortalığı bulandırmak. Gündemin algısını başka yere çekmek.

Herhangi bir kurumun başında olan yöneticiyi yanlış işlere girmesinden dolayı tabi ki eleştireceksin, ortada yanlış varsa tabi gün yüzüne çıkaracaksın. Ama kimseyi şahsiyeti üzerinden vuramazsın,  karalayamazsın. Üstelik konuya tam vakıf olmadan yapamazsın. 

Nedense bu tarz haberler her yerel seçim olduğu gibi bu seçimde de kendini göstermeye başladı. Yani benim bildiğim Sarıyer’de her yerel seçimler öncesi bu filmi daha önce pek çok kez izledi. Hatta filmin adı da aynı, “KARALAMA” Sadece yönetmen değişmiyor, oyuncular ve figüranlar değişiyor.

Maksadım burada gazetecilik ahlak ilkelerinden dem vurup, ahkam kesmek değil. Bu işi severek yapan biri olarak mesleğini profesyonelce yapanlara hep saygı duymuşumdur. Ama bu tarz haberciliklerine değil!

Hepimiz insanız. Hata yaparız. Ne demişler: “Beşer şaşar”. Ama Sarıyer her yerel seçimlerde bu kalemşörleri fazlaca görüyor. Sarıyer’de 11 yıldır yayın hayatını sürdüren Sarıyer Posta, kamunun sesi gözü kulağı olmuştur. Ama tetikçisi değil. Bazıları için bu yazdıklarım önemsiz gelebilir, fakat haysiyetli insanlar için en önemli şey geriye bıraktıkları ismidir.

Buradan bir kez daha ifade ediyorum. Sarıyer Posta Gazetesi olarak hata da yapsak, dilimizde sürçse asla dönemin ve şahsın adamı olmadık. İnsanız hata yaparız, ama kalemşörlük ASLA!

YAZIMI, USTA ŞAİR NAZIM HİKMET RAN'IN DİZELERİ İLE TAMAMLIYORUM...