Sami Canel, eğitimde 50. yılını Tarihi Çırçır Suyu’nda öğrencileriyle kutladı.


Sarıyer’in sevilen eğitimci simalarından Mehmet Sami Canel, 50 yıllık eğitim hayatını öğrencileriyle kutladı. Tarihi Çırçır Suyu’nda düzenlenen programda öğrenci, dost ve arkadaşlarıyla bir araya gelen Canel, hem anılarını tazeledi hem de geçmişi özlemle yâd etti.

3Programdan önce Sarıyer Posta Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Levent Pehlivanoğlu’na özel röportaj veren Canel, röportajda duygulanarak, gözyaşlarına hakim olamadı.

Eğitimde 50 yıllık gurur


Canel,“Bu tür programları sık sık yapıyoruz. Eski ve yeni öğrencilerimizi bir araya getirerek, toplantılar yapıyoruz. Bu programda 50. yılımızı kutlamak için bir araya geldik. 50 yıllık eğitim hayatımda birçok öğrencim oldu. Şimdi hepsi de önemli görevlerde çalışıyor. Bundan büyük mutluluk duyuyorum. Tarihi Çırçır Suyu’nun program için seçilmesi de bizim için ayrı bir öneme sahip.  Atatürk’ün burada kalması yönüyle daha da anlam kazanıyor. Bir araya gelmemiz müzik, söyleşi ve anıların canlanması demektir” dedi.

Canel: Eğitim sistemi bozuldu


2Günümüzdeki eğitim sistemine değinerek eleştiren Canel, eğitimi sisteminin çok bozulduğunu söyleyerek, “Üniversitelerde Atatürk ve inkılâp tarihi derslerine giriyorum. Gençlerim istek ve arzu dolu, öğrenmek istiyorlar. Ama maalesef son 20-25 yıldır eğitim sisteminde çok büyük çarpıklıklar var, bu beni çok üzüyor. 50 yıldır bu işin içindeyim eğitim sistemine bağlı olarak yeteri kadar eğitim verilemiyor. Geçenlerde bir öğrenciye ‘Dünyanın en büyük dağını sordum. Ağrı Dağı dedi’ bu acı bir şey. Yönetimlerin yanlışlarından kaynaklanıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitimde yaptığı o güzel reformu unutup bir kenara koymak, Türkiye eğitimine zarar veriyor” dedi.

Canel, anılarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı


Pehlivanoğlu’na eğitim hayatının en unutulmaz anısını anlatan Canel, “En önemli anım, elbette çok önemli anılarım var. Ama beni en çok etkileyen olay ise şu oldu: Ortaokul yıllarında öğretmenlik yaptığım da kural olarak beden derslerinde herkesin eşofman, spor ayakkabı alma zorunluluğu vardı. Bu da öğrencileri ciddi masrafa sokuyordu. Ben de öğrencilerime o derse herkes eski pantolon ve üst giyerek gelmesini söyledim. Masraf yapmayın gerek yok dedim. Herkeste öyle geldi ve herkesin hoşuna da gitti. Öğrencilerle ders işlerken köşede oturan bir gencin ağladığını fark ettim. Yanına yaklaşıp niye ağlıyorsun diye sordum da hayatımda unutamayacağım cevabı aldım. Ben eski elbiseleri giy dediğim için o öğrencinin tek pantolonu ve her gün giydiği pantolonu giyip, benim söylediğimi yapamadığı için ağlıyordu. Sarıldım ikimiz beraber ağladık” diyerek gözyaşlarına hakim olamadı.