Son aylarda Sarıyer’in gündeminde Ak Parti ile CHP meclis üyeleri arasında büyük tartışmalara neden olan Islah İmar Planları’na ilişkin Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Sevgi Atalay’dan çarpıcı açıklamalar geldi. Sarıyer Posta’ya özel açıklamalarda bulunan Sevgi Atalay, adeta Ak Partili Nurettin Çelik’e de cevap verdi.
Ocak ayından beri her ay Sarıyer Belediye Meclisi’nin gündemine gelen vatandaşlara mülkiyet hakkının verilmesine yönelik yapılan Islah İmar Planları Ak Partililer ile CHP’liler arasında gerilimi yüksek tartışmalara neden oldu. Aylardır süren tartışmalarla ilgili Ak Parti Belediye Meclis Üyesi ve Grup Başkan Vekili Nurettin Çelik, geçen sayımızda Sarıyer Posta’ya açıklamalarda bulunmuştu. Çelik’in, Teknik Başkan Yardımcısı olarak belirttiği Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Sevgi Atalay ile ilgili “Teklife şaşırmadım. Sevgi Hanım imzalamaz diye düşünüyordum. Ama imzası olması şaşırttı beni.”sözleri çok konuşuldu. Çelik’in gündeme getirdiği Islah İmar Planları’nın altında imzası olan Sevgi Atalay Genel Yayın Yönetmenimiz Levent Pehlivanoğlu’na konuştu.

250 BİN İNSANI İLGİLENDİRİYOR

Boğaz’da oturan vatandaşların yüzde 80’inin kamu mülkü üzerinde yüzde 20’sinin kendi mülkü üzerinde oturduğunu dile getiren Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Atalay, “Boğaz’da 11 tane kanun 2960, 2863, 3194 ve turizm kanunu gibi ana kanunlar var. Bu ana kanunlar içerisinde boğaza mülkiyet bakımından baktığımızda vatandaşların yüzde 80’i kamu mülkü üzerinde oturuyor, Büyükşehir, hazine ve vakıf mülkleri üzerinde. Bu üç mülkün üzerinde oturan nüfus sayımızda 250 bine yakın. Bu kadar insanı ilgilendiriyor.”dedi.

İSTANBUL’DA HERKES 2981’DEN YARARLANMIŞ

Mülkiyet sorunun çözülmesi için 2981 sayılı yasa ile işlem yapabileceklerini düşünerek harekete geçtiklerini Atalay, şunları kaydetti:  “Bugüne kadar İstanbul’da 2981’e yönelik birçok işlem yapılmış. 2981 nedir? Yani tapu tahsis belgesi almış mülklerin tapuya dönüştürülmesi. İstanbul’da herkes bu işten yararlanmış, boğazlar yararlanamamış. Aslında özel boğaz kanununa bakıldığında bunu koruyor. Ancak Anayasa Mahkemesi 1989’da açılan bir dava sonucunda karar vermiş, demiş ki Boğaz’daki tapu tahsis belgeleri geçersizdir. Anayasa Mahkemesi şöyle yorumlanmış. Tapu tahsis belgeleri tapu yerine geçerli olamaz, dolayısıyla tüm tapu tahsis belgeleri geçersizdir. Sonra Danıştay’a dava açılmış. Danıştay bir karar vermiş, demiş ki, Anayasa Mahkemesi kararı aslında sadece Boğaziçi ön görünüm bölgesini kapsar, çünkü ön görünümde imar planı yoktur. Geri görünümde 2981 sayılı yasa geçerlidir.”

BU KARARLARI HUKUK FAKÜLTESİ’NE SORDUK

Danıştay’ın kararına rağmen uygulamada Anayasa Mahkemesi kararının baskın geldiğini dile getiren Atalay, şöyle devam etti: “Bu kararlar kurumlar tarafından şöyle algılanmış ‘Mahkemesi iptal etmişse, bunu Danıştay’ın açıklamasıyla yeterli bulup yürütmek doğru değil’. Kendilerince kurumlar böyle yorumlamışlar. Biz Danıştay’ın yorumunu, bu kurumların yorumunu, Anayasa Mahkemesi’nin kararını da ek yaparak İstanbul Hukuk Fakültesi Dekanlığı’na bir yazı gönderdik. Dedik ki elimizde böyle bir yasa var. 2960 sayılı yasa özel bir yasa diğer yasalardan farklı bir yasa, dolayısıyla 2960 ile verilmiş bir hak özel addedilip 2981’e farklı gözle bakılamaz mı?  Hukuk Fakültesi Dekanlığı’ndan dedikler ki ‘evet’ bu yasayla da belirtilmiş. Dolayısıyla burada 2981’i yapmamanız için hiçbir sebep yok. Tabii ki buda vatandaş lehinde bir yorum. Bu yoruma mahkeme kararıymış gibi biz de bakmıyoruz. Ama biz bu yorumu vatandaş lehine kullanmak istedik.”

AYAZAĞA’DA AYNI YASAYLA TAPU VERİYORUZ

2981’i Ayazağa’da kullandıklarını belirten Atalay, şunları anlattı: “Ayazağa’da şu an 2981’den parsel satıyoruz. 3194’ten satılan şey 3 bin 500 lirayken 2981’den satılan 250 liraya satılıyor. Neden çünkü vatandaşın orada bir müktesebatı var. Dedik ki, Boğaz’da yapabilir miyiz? Hukuk müşaviri dedi ki ‘evet yapabilirsiniz.’ Biz bunu neden yaptık? Boğaz’da dönüşüm gereklimi, evet gerekli. Boğaz’daki mülklerin yüzde 80’in mühendislik hizmeti almamış yapılar. Sonuçta bozuk yapılar. Bunları güçlendirmek gerekiyor mu? Gerekiyor. Boğazı şöyle şık bir şekilde planlamak gerekiyor mu? Gerekiyor. Bir de Sarıyer'de mülkiyet sorununu çözmek için yaptık. Her seçim döneminde vatandaşa, ‘tapu vereceğiz’ diyorlar ama hiçbir şey yapılmıyor. ‘Biz bu mülkiyetleri verelim’ dedik. İnsanlar müteahhitle mi anlaşırlar, nasıl yaparlarsa öyle karar versinler, kendileri yapsın. Biz insanların müteahhitle ya da dönüşümü yapacak kurumla masaya oturmalarını sağlıyoruz.”

YASAL DAYANAĞI OLMADAN VERECEĞİZ DİYORLAR AMA…

Derbent ve FSM’deki ‘Riskli’ alan kararlarını hatırlatarak sözlerini sürdüren Atalay,  “Bugün bazı dönüşümler gündemde Derbent ve FSM’de biliyorsunuz. Diyoruz ki nasıl bir model geliştiriyorsunuz. Diyorlar ki birebir vereceğiz. Şimdi birebir vereceğiz dediğiniz yerde bir altlığı yok. Yani yasayla tariflenmiş bir şey yok. Ne 6306’da, ne 2960’ta , ne 294’te var. Ne de diğer yasalarda. Altlığı olmayan bir yasada diyorsun ki vereceğim. Burada altlığı olan bir yasadan bahsediyoruz. İnsanlar tapularını alsınlar. Sonra biz dönüşüm mü yapacağız. Planlama yapacağız. Başka bir şey mi yapacağız. Ona karar vereceğiz zaten. İnsanların önce bir muhatabı olsun. Bunu 2981 sayılı yasayla yapmaz, yasaya koyarlar. 6360 sayılı yasayla koyarlar, 6306 sayılı yasaya koyarlar. Bunun bir tanımını yaparlar. Derler ki sizin şurada bir mülkünüz var. Bunu şu koşullarda alabilirsiniz ya da kullanabilirsiniz. Ama bunu yasal bir güvenceye kavuşturmadığınız sürece, olmaz. Ya bunu yasanın bir yerine ekleyeceksiniz ya da 2981 sayılı yasayla yapılmış işlemi devam ettireceğiz. Bu bir imar planı değil. Bu bir istikamet planı değil. Bu bir koruma amaçlı imar planı değil. Sadece mülkiyet çözmek için yapılmış bir ara işlem.”

2981 İLE MÜLKİYET ÇÖZÜLÜR

Sarıyer Meclisi’nde tartışmalara neden olan 2981’in mülkiyet sorununu çözeceğini söyleyen Atalay, “Bununla mülkiyet çözülür mü kesinlikle çözülür. Bizim kendi mülkümüz olsaydı biz bu şekliyle devrederdik. Çünkü yasada bütün adımları yazmış. Sarıyer’de yüzde 80 kamu mülkü yüzde 20 özel mülkiyet var. Ve bunu hepsini çözen sadece 2981 var. Bunu çözmek için herkesin işin içine girmesi lazım. Sadece CHP ile sadece Ak Parti ile sadece MHP ile olmaz. Herkes oy verdiği partiden bunu istemeli. 40 yıldır bu sorun var. Çözülmesi gerekiyor. Bütün partilerin, bütün kimliklerin bir araya toplanıp birlikte yapması gerekiyor. Sarıyer’de Cem evi yapılırken nasıl herkes birleşti sahiplendi. Mülkiyet sorununun çözümü için de herkesin sahiplenmesi lazım.”diye açıklamalarını tamamladı.

http://www.sariyerposta.com/wp-admin/post-new.php