Uzun yıllar lojistik sektöründe yönetici olarak görev yaptıktan sonra hayatını kaleme alan Tûba Kadik, "Tûba Ağacı" adını verdiği kitap serisiyle okuyucularının karşısına çıktı.
Sarıyer Posta Gazetesi’nin sorunlarını yanıtlayan Kadik, ilham dolu kariyerini, yazarlık serüvenini ve hayattaki en büyük ilkesi olan "anlamak" kavramını konuştuk. Kendi ruhsal yolculuğunu ve bipolar bozuklukla mücadelesini samimiyetle paylaşan yazar, aynı zamanda kurmayı hedeflediği "Tûba Zihinsel Sağlık Vakfı" ile toplumsal farkındalığı artırmayı amaçlıyor.
Merhabalar Tûba Hanım, öncelikle sizi biraz tanıyalım. Kimdir Tûba Kadik? Hayat yolculuğunuz, sizi bugünlere getiren süreç nasıl şekillendi?
Boşanmış bir ailenin çocuğuyum; küçük yaşta babaannem tarafından büyütüldüm. Aile duygusundan eksik büyümem, bugün hayatımda "aile" kavramını en önemli değerlerden biri haline getirdi. Kitaplarımda da bu konuya özellikle yer verdim; sevgi, aidiyet ve bir arada olmanın kıymetini anlatmaya çalıştım.
Kariyerim 1993 yılında Aras Kargo’nun sigorta acentesinde sigorta sorumlusu olarak başladı. 2001 yılında Aras Sigorta Brokerliğine dönüşüm sürecinde aktif rol aldım. 2003’te MNG Kargo'da şube müdürü olarak göreve başladım, 2006’da kendi acenteliğimi kurarak uzun yıllar yönettim. 2019’un sonunda acenteliklerimi devrederek Bodrum’a yerleştim ve orada kendi şirketimle yurt dışı kargo hizmeti verdim.
2023 sonunda İstanbul’a döndüğümde kısa süreli kasiyerlik ve temizlik görevleri yaptım. Tam da bu süreçte, iş bulamadığım bir dönemde, uzun zamandır içimde büyüyen bir çağrıyı dinledim ve kalemime sarıldım. Hayatımın tüm dönemeçlerini, yaşadıklarımı ve içsel yolculuğumu yazıya döktüm. Böylece "Tûba Ağacı" kitap serim doğdu ve 3 Ekim 2025 tarihinde yayımlanma süreci resmen başladı.
Yazarlık serüveninizin temelleri nasıl atıldı? Bu alana yönelmenizde sizi motive eden duygular veya olaylar nelerdir?
Yazmak benim için her zaman bir ifade biçimiydi. Konuşurken kendimi tam olarak anlatamadığımı fark ettim; kelimeler bazen içimdeki derinliği taşıyamıyordu. Yazmaya yöneldim ve yazarken hem iç sesimi duydum hem de kendimi daha iyi tanıdım. Zamanla yazmanın fıtratımda var olan doğal bir yetenek olduğunu keşfettim.
Kitap yazma fikri ise tamamen topluma katkı sunma niyetiyle doğdu. İnsanlar benim yaşadıklarımdan ilham alsın, ibret alsın ve benzer acılardan geçmek zorunda kalmasınlar istedim. Özellikle bipolar bozukluk teşhisiyle yaşadığım zorlu ruhsal süreci, nasıl şifalandığımı samimiyetle paylaşmak istedim. Çünkü biliyorum ki, yaşanmış bir hikâye bazen bir insana ışık olur.
Tûba Ağacı" seriniz üzerine konuşalım. Serinin ana teması ve okuyucuya sunduğu yolculuk nedir?
Tûba Kadik: "Tûba Ağacı" kitaplarının ana teması "anlamak" üzerine kuruludur. Kendini anlama, yaşadıklarını anlama, çevreni anlama, dünyayı ve hayatın işleyişini anlama... Ben inanıyorum ki bu dünyadaki tüm kırgınlıkların, tartışmaların ve hatta savaşların temelinde birbirimizi anlamamak yatıyor. Anlamak, hem sevginin hem de barışın başlangıcıdır.
Serinin son kitabı "Ruh Eşim İsrailoğlu", barışa ve birliğe hizmet eden evrensel bir dile sahiptir; Filistin ve İsrail’i manevi anlamda barıştırma niyetiyle yazılmıştır. Kendi yaşamımdan yola çıkarak, her insanın düzenli psikolojik destek almasının gerekliliğini de özellikle vurguladım. Kitaplar, okuyucusunu kendini tanımak, anlamak, affetmek ve huzurla yaşamak için derin bir farkındalık yolculuğuna davet eder.
Tûba Ağacı" projesiyle bireylere ve topluma nasıl bir katkı sunmak istiyorsunuz?
En temel amacım, insanların kendilerini tam anlamıyla tanımalarına ve farkındalık kazanmalarına katkı sunmak. Tarihin en eski öğretilerinden olan "Kendini bil" sözü benim yol haritam oldu. Bir insan gerçekten kim olduğunu anladığında, hayatla barışır ve huzur içinde yaşar. Ayrıca kendi deneyimimden yola çıkarak, ruh sağlığı sorunları yaşayan insanlara örnek olmak istiyorum. Ruhsal hastalık yaşamak utanılacak bir durum değildir. Aksine, paylaşarak ve destek alarak aşılabilecek bir süreçtir. "Tûba Ağacı" tam da bu noktada hem bireyin hem toplumun bilinçlenmesine hizmet eden bir yolculuktur.
Bu süreçte sizi en çok zorlayan ya da durup yeniden başlamanıza neden olan dönemler oldu mu? Size güç veren neydi?
Tûba Kadik: Evet, oldu. Benim için en zorlu dönem, "Ben kimim?" sorusuna doğru cevabı bulduğum ama çevremdeki insanlarla aynı anlayış düzeyinde olamadığımı fark ettiğim dönemdi. O süreçte çok önemli bir farkındalık kazandım: Kendi değerimi fark ettim. Yıllarca, insanlar beni sevsin diye kendimden çok ödün vermişim ve bu, içsel huzurumu zedelemiş.
Anladım ki, insan kendini unutarak kimseyle gerçek bağ kuramaz. Bugün artık kendi değerimden ödün vermeden, hakiki Tûba ile iletişim kurmak isteyen herkese hazırım.
Yazarlığın dışında sosyal sorumluluk ya da farklı alanlarda yürüttüğünüz çalışmalar var mı?
Benim kitaplarım zaten bir sosyal sorumluluk projesidir. "Tûba Ağacı" serisi; toplumsal farkındalık, ruhsal iyileşme ve insani duyarlılık konularında bir çağrıdır. Benim için yazmak, insana dokunmanın bir yolu. Bundan sonraki en büyük hedefim ise, bu vizyonu kurumsal bir yapıya dönüştürerek **“Tûba Zihinsel Sağlık Vakfı”**nı kurmak. Bu vakıf aracılığıyla toplumun ruhsal dayanıklılığını güçlendirmeyi ve özellikle psikolojik destek ihtiyacı olan bireylere ulaşmayı hedefliyorum.
Son olarak, okurlarınıza “Tûba Ağacı”nın kalbinde yer alan mesajı nasıl özetlersiniz?
Tek kelimeyle bu: Anla…
Çünkü "Tûba Ağacı"nın kalbinde, insanın hem kendini hem hayatı hem de başkalarını anlama yolculuğu vardır. Anladığın anda yargı biter, kızgınlık biter, savaş biter. Anladığın anda kalp yumuşar, sevgi büyür, hayat anlam kazanır. Benim tüm yolculuğumun, kitaplarımın ve sözlerimin özü bu kelimede saklı: Anla.