2015 genel seçiminin CHP Milletvekili aday adayı Sarıyerli siyasetçi Dr. Cengiz Alp, “16 yaşındaki bir çocuğumuzun makul şüpheli denilerek tutuklanması da Türkiye’nin demokratik gelişmesi açısından kaygı vericidir. Ancak bütün bunlara rağmen geleceğe umutla bakmamız lazım. Bizim toplum olarak, geleceğimizden korku duymadan, endişe duymadan, her türlü insan haklarının, demokratik hakların özgürce yaşandığı bir Türkiye özlemimiz var” dedi.


CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Dr. Cengiz Alp, 2014 yılını ve 2015 Haziran ayında yapılacak genel seçimleri değerlendirdi. 2014 yılının umutsuz bir yıl olduğunu ifade eden Alp, 2015 yılına ve genel seçimlere yönelik iddialı konuştu.

2015 genel seçiminin CHP milletvekili aday adaylarından Sarıyerli siyasetçi Dr. Cengiz Alp, 2014 yılında toplum üzerine kurulan baskı sistemini ve yasalarını eleştirdi. 2015 yılında ve Genel seçimlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Dr. Alp, “Öncelikle 2015 yılında insanlarımızın daha umutlu, her şeyin daha iyi olacağına inandığı bir yaşam sürmelerini dilerken, Türkiye’nin de gelişmiş batı ülkelerinin yaşam standartlarına ulaşma yolunda önemli aşamalar kaydettiği, gazetecilerin görevini baskı altına olmadan yerine getirdiği, kitlelerin demokratik haklarını özgürce kullanabildiği, düşünce özgürlüğünün kısıtlanmadığı, her türlü baskının toplum üzerinden kaldırıldığı, ekonomik ve sosyal yaşam standartlarının insanca bir yaşamın sürdürülmesine imkan sağladığı bir ülke durumuna gelmesini bekliyorum. Her şeyden önce de ülkemizin insan hakları açısından, hayvan hakları, doğa ve çevreye duyarlılık bakımından çıtasının yükselmesini diliyorum” diye kaydetti.

Dr. Alp: Geleceğe umutla bakmamız lazım


2014 yılında yaşanan işçi ölümlerini hatırlatan Dr. Alp, geride bıraktıkları 2014 yılının Türkiye açısından iyi geçmediğini ifade ederek “Yaşanan maden faciaları, iş cinayetleri, toplumsal olaylar ve yönetimsel sorunlar, toplumun huzurunu bozup, karamsarlığa düşmesine neden oldu. Bunların yanı sıra düşünce özgürlüklerinin kısıtlanması, gazetecilerin yazdıklarından dolayı cezaevine atılması, öğretmenlere demokratik haklarını kullandıkları için TOMA’larla gaz ve su sıkılması, insanların gösteri ve yürüyüş haklarını tam olarak kullanamadığı bir yıl geçirmemize neden oldu. Her zaman baş tacı ettiğimiz öğretmenlerimize reva görülen bu davranış ise benim yüreğimi incitti.  Oysaki ülke olarak, çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimize bu tür davranışları reva görmemeliyiz. Onlar her zaman ellerini öpüp, saygıda kusur etmememiz gereken bir mesleğin sahipleridir. Toplumumuzu ileri medeniyetler seviyesine çıkaracak, batı standartlarına kavuşturacak olan öğretmenlerimizdir. Cumhuriyetimizin ilk kurulduğu yıllarda öğretmenlerimize verilen değeri düşündüğümüzde, onlara reva görülen bu davranışların ülkemiz adına çok kötü bir gelişme olduğunu görürüz. Bunun yanı sıra basın özgürlüğünün kısıtlanması, kamuoyunun aydınlatılıp, bilgilendirilmesi ve gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması konusunda önemli bir görev üstlenen gazetecilerin, görevlerini yaptıkları için, baskı altına alınıp, sudan sebeplerle hapse tıkılmaları ülkemizde yaşayan tüm insanların tepkisini çeken, hoş karşılanmayacak bir durum oluşturdu. Ayrıca 16 yaşındaki bir çocuğumuzun makul şüpheli denilerek tutuklanması da Türkiye’nin demokratik gelişmesi açısından kaygı vericidir. Ancak bütün bunlara rağmen geleceğe umutla bakmamız lazım. Bizim toplum olarak, geleceğimizden korku duymadan, endişe duymadan, her türlü insan haklarının, demokratik hakların özgürce yaşandığı bir Türkiye özlemimiz var” dedi.

Dr. Alp: Ön seçim CHP’yi örnek parti yapacak


CHP’nin almış olduğu ön seçim kararını olumlu bulan Dr. Alp sözlerini şöyle sürdürdü:

Önümüzdeki genel seçimde milletvekili adayı olmak isteyenler için CHP’de önseçim yapılacak olması ise benim gibi toplumun ve parti tabanının onayını alarak meclise girmek isteyenler tarafından memnunlukla karşılandı. Benim de gireceğim bu önseçimin partimize bir dinamizm getireceğine inanıyor, diğer partilere de örnek olacağını düşünüyorum. Buradan mutlaka iyi sonuçlar çıkacak ve partimiz içinde demokratik bir yarış olacaktır. Bu sayede parti tabanının onayını almamış kişilerin mecliste halkı temsil etmesinin önü kısmen de olsa kesilmiş olacaktır. Bu duygu ve düşünceler içinde başta Sarıyerli vatandaşlarımız olmak üzere İstanbul ve Türkiye’nin her yerinde yaşayan tüm insanlarımızın yeni yıllarını kutlar, barış ve kardeşlik dolu bir yıl yaşamalarını dilerim."