Panik Atak Nedir ?

Panik Atak nasıl geçer öğrenmeden önce panik atağın ne olduğunu, belirtilerini ve hastalığın nasıl geçeceğini öğrenmemiz gerekmektedir. Panik atak kelime anlamına bakıldığında Pandan kelimesinden gelmektedir. ‘Pa’ Yunan mitolojisinde çobanların tanrısının adıdır. Pa tanrısı yarı keçi yarı insan görünümlü ve boynuzlu olduğu bildirilmiştir. Çobanların tanrısı olarak, genellikle ormanda gezer elinde flütü ile sürüleri korur, insanların karşısına ani çıktığında ise onlarda korku yaratırmış. İşte bu nedenle mitolojide korku yaratan çobanların tanrısı Pandan türetilen Yunancada panik anlamına gelen panikos kelimesi hastalığın adına kaynak olmuştur.

Panik bozukluktan söz ederken literatürde bazı kavramlar sıkça karşımıza çıkmaktadır. Panik ataklar, panik bozukluk, beklenti anksiyetesi, agorafobi, kaçınma davranışları, güvence arayışı bu kavramların başındadır.

Panik atak ve Panik bozukluk aynı şeyler mi ?

Panik atak ve panik bozukluk birbirinden farklı olup aynı şey değildir. Panik atak kişinin geçirdiği sıkıntı atağına denilirken panik bozukluk bir hastalığa denilmektedir. Her panik atak geçiren panik bozukluğu hastalığına yakalanmaz. Normalde de insanlar panik atak geçirebilir. Ama panik bozukluğu bu panik atakların sıklıkla olması kaçınma davranışının olması ve hayatı olumsuz etkilemesi gibi kriterlerinin olması gerekmektedir.

Panik atak; herhangi bir neden olmaksızın aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan aşırı panik ya da korkunun hissedildiği ataklardır. Panik atak birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürebilir. Panik atakları size panik bozuklukta görülebileceği gibi farklı psikolojik durumlarda da görülebilmektedir.

Panik ataklar kişiyi duygusal olarak yıprattığı gibi günlük yaşamında, işlevselliğinde ikili ilişkilerinde ciddi bozulmalar yaratabilmektedir. Panik atağın yaşayan kişilerin ilk sorduğu sorular panik atak nasıl geçer sorulan sorulardan birisi olmuştur. Panik atak ve panik bozukluğu için en iyi Ankara psikolog merkezleri arasında yer alan Tıbbi Psikoloji ekibinden Uzman klinik psikolog Deniz Eryılmaz’a her ikisi arasındaki farkılar belirtiler nelerdir sorularını cevapladı.

Panik Atak Belirtileri

1.      Çarpıntı, kalbin küt küt atması ya da kalp hızının artması

2.      Terleme

3.      Titreme ya da sarsılma

4.      Soluğun daraldığı ya da boğuluyor gibi olma durumu

5.      Soluğun tıkanması durumu

6.      Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma

7.      Bulantı ya da karın ağrısı

8.      Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi olma durumu

9.      Terleme, titreme, ürperme ya da ateş basması durumu

10. Uyuşmalar

11. Gerçek dışılık (kendinden kopma ya da yabancılaşma durumu)

12. Denetimi yitirme ya da çıldırma korkusu

13. Ölüm korkusu

Bu 13 belirtiden en az 4’ ünün yaşandığı, yineleyen ve beklenmedik durumlara panik atak denmektedir.

Panik Bozukluk

Panik bozukluğunun en belirgin özelliği yineleyici ve beklenmedik panik atakların olmasıdır. Panik atakları tipik olarak ani başlangıçlıdır ve yoğun bir korku, endişe ve kötü bir şeyler olacağı beklentisi yaşatır ve kısa sürede en yüksek düzeyine ulaşır. Aynı zamanda kaçınmalar ve beklenti anksiyetesi vardır.

Panik bozukluğu ataklar, düzelmeler ve yinelemelerle devam eden, tedavi edilmez ise hastaların yaşamında kısıtlamalara yol açabilen, yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır.

-Tekrarlayan, beklenmedik panik atakları

-Beklenti anksiyetesi (ataklar arasında başka panik atakların tekrar olacağına ilişkin sürekli kaygı duyma, bekleme halidir)

-Atakların kalp krizi geçirip ölme, felç olma, kontrolünü kaybetme gibi olumsuz sonuçlara yol açacağına dair üzüntü duyma

-Kaçınma Davranışları, güvence arayışları ile seyreden bir psikiyatrik hastalıktır.

Epidemiyolojik araştırmalarda, panik bozukluğunun yaşam boyu yaygınlığı, %1.5-3.5 olarak bulunmuştur. Panik bozukluğu daha sıklıkla genç erişkinlik döneminde başlar. Başlangıç yaşı daha çok 20’li yaşlar olmakla birlikte, yaşamın herhangi döneminde de başlayabilir. Panik bozukluğu kadınlarda, erkeklere göre yaklaşık iki kat sıklıkta görülmektedir.

Beklenti Anksiyetesi

Beklenti anksiyetesi ataklardan sonra tekrar atak geleceği endişesi yaşama durumuna denmektedir. Yani yeni geçirilen bir atak yokken bile kişi önceki atağına benzer bir atak yaşayacağı endişesi duymaktadır. Beklenti anksiyetesi olan hastalar ne zaman panik atak yaşayacaklarını öngörebilmek için tüm bedensel ve çevresel sinyalleri izlerler. Beden duyumlarına odaklı uyarılmışlık hali içindedirler.

Bazı maddeler, uyuşturuculardan eroin gibi örneğin, tek bir doz, ilk defa alınmış bile olsa, zeminde gizli kalmış bir yatkınlığın üzerine eklenince panik atak ortaya çıkarabiliyor. Panik ataktan sonra kişi yaşanan atak durumunun tekrarlayacağına yönelik kaygılı yoğun bir beklenti içindedir ve buna beklenti anksiyetesi denmektedir.

Kaçınma davranışı

Kişinin atak gelecek diye korktuğu ortamlardan kaygıyı azaltmak için doğal savunma yolu olarak uzaklaşmasına kaçınma davranışı denmektedir. Başlangıçta kaçınma ve güvenlik arama davranışı anksiyeteyi yatıştırsa da uzun dönemde, hastalığın sürmesine ve yeni belirtilerin eklenmesine neden olurlar.

Trafikte yola çıkamıyorum ne yapacağım ben !!!

Geçen yaz çok sıcak bir gündü. Öğlen bir iş için arabaya bindim. Çok yoğun bir trafik vardı. Orta şeritteyim ve adım adım ilerliyorum Sıcak trafik, kafamda bitirip yetişmem gereken işler, her şey birbirine karışmıştı ki birden kötüleştim. Ne olduğunu anlamadım ama ölüyorum gibiydi, çok korktum. Arabadan indim hızlı hızlı nefes aldım. Bayılacak gibi oldum. Araban indim hızlı hızlı nefes aldım. Bayılacak gibi oldum etraftan yardıma geldiler. Ambulans çağırdılar, arabayı emniyet şeridine çektiler. Ogün bugündür araba kullanamıyorum. Başka birisinin arabasına bile binsem önce trafik durumuna bakıyorum trafik yoğunsa binmiyorum bekliyorum… diyen 33 yaşındaki vakalar Tıbbi Psikoloji merkezine psikolojik destek almak için başvuruda bulunuyor. Bu örnekte olduğu gibi, araba kullanırken yaşanan ilk panik atak, korku için uyaran olmuş ve kişi o yoğun sıkıntılı durumu tekrar yaşamamak için araba kullanmayarak ve yoğun trafiğe girmeyerek kaçınma davranışı sergilemiştir. Aslında sıkıntılı durumdan kaçınmak başlangıçta sıkıntıyı azalttığı için mantıklı bir yaklaşım gibi görünse de zamanla kaçınmak kişinin hayatını sınırlar. Bu örnekte olduğu gibi araba kullanamama, yoğun trafiğe girememe İstanbul’da yaşayan bir kişinin hayatı için ciddi sınırlayıcı bir faktör olmaktadır. Ayrıca kişi kaçındıkça başka korku ve kaygılar da süreç içinde tabloya eklenmektedir.

Panik bozukluk nasıl başlar ?

1.      Önce ani, beklenmedik şekilde ilk atak ile başlar. Bir neden yokken, ani, birdenbire ortaya çıkan ortalama 10-30 dakika aralığında süren çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes alamama, göğüste sıkışma, terleme, titreme, üşüme ya da ürperme, bazen de bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, bayılacak gibi olma, dengesizlik; uyuşma, karıncalanma gibi bedensel belirtiler

2.      O sırada ölüm korkusu, kalp krizi geçirme, bayılma, felç geçirme, kontrolünü kaybetme, çıldırma korkusu ataklara eşlik eder.

3.      Hasta özellikle ilk atakta çok yoğun bir korku duyar ve çoğunlukla acil servise götürülür. Tetkikler yapılır. Bir sorun bulunamaz tetkiklerde. Oksijen verilir. İğne, oral ya da serum şeklinde sakinleştirici ilaç verilir. Hasta neyi olduğunu anlayamaz. Bir şeyin yok denmiştir çoğunlukla çünkü. Hasta o an kısa süreli rahatlasa bile çoğu kez ataklar tekrar eder. Hasta aynı korku, sıkıntıyı tekrar yaşar. Diğer branşlara (dahiliye, kardiyoloji, göğüs hastalıkları vs) sevk. Çoklu tetkikler, işlemler. Yine bir olumsuz bir tetkik sonucu bulunamaz. Ancak kişinin şikayetleri devam eder. Kişi kötü bir hastalığı olduğu ama bulunamadığına inanmaya başlar. Bazen de yanlış tanı konup, yanlış tedavi başlanabilir. Bu da şikâyetleri hafifletmez.

4.      Kişide ataklar devam ettikçe beklenti anksiyetesi gelişmeye başlar. Ataklar arası dönemde kişi gergin bir bekleyiş içindedir. Atak tekrar oldu, olacak beklentisi, gerginliği içindedir.

5.      Ataklar artıp, ne olduğu bulunamadıkça kişi kalp krizi geçirmekten, bayılmaktan, çıldırıp, kontrol dışı davranıp kendine-çevreye zarar vereceğinden, rezil olacağı şekilde davranmaktan, felç olacağından dolayı yoğun bir kaygı ve üzüntü duyar.

6.      Kişide kaçınma davranışları ve güvence arayışları gelişir zaman içinde. Kişi ataklar sırasında oluşabileceğine inandığı felaketlere karşı önlemler almaya başlar. Örneğin hastanelerin uzağında olan yerlere gitmeme, kalp krizi geçirirsem kimse yardım edemez diye düşünerek kalabalık, kapalı ortamlara girmeme, kalırsam nefesim daralırsa çıkıp hastaneye gidemem diye düşünerek asansöre binememe, bayılırsam diye düşünerek boynunda acil durumda aranmak için eşinin numarasını taşıma, orada kötüleşirim diye il dışına iş seyahatine gidememe. Yani hastalık artık kişinin davranışlarını değiştirmektedir. Bununla birlikte hastalık kişinin yaşamını da değiştirmektedir. Bu değişim özellikle kısıtlanma şeklinde olumsuz bir değişimdir. Agorafobi de süreç içinde tabloya eklenir.

Tıbbi Psikoloji Uzman Klinik Psikolog Deniz Eryılmaz: Panik bozuklukların birçok ruhsal ve bedensel rahatsızlık panik atağa ve benzeri şikayetlere sebep olmaktadır. Bu nedenle kendisinde panik atak belirtileri olduğunu düşünen bir kişinin yanlış tedavi alma riskinin oluşmaması (kalp krizi geçireceklerini, felç olabileceklerini, kontrolü kaybedeceklerini…) için öncelikle bir hekim tarafından değerlendirilerek rahatsızlığının panik bozukluk olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.