
Kireçburnu’ndaki Paella Restaurant’taki kahvaltıda basınla buluşan Dr. Alp, “Özel işinde başarısız olan kamu yönetiminde başarı sağlayamaz. Ben, işinde benden daha bilgili ve konuya hakim kişilerden oluşan bir ekiple çalışacağım. Klasik belediyecilik bitmiştir. Yapacağım demek için önce bilmek lazım. Deneyim, tecrübe ve güven unsuru bir belediye başkanı için çok önemli konulardır. Takım çalışması yapmak, liderlik becerisini göstermek gerekir” dedi.
ÖNCE KENDİNİ SONRA PROJELERİNİ ANLATTI

Daha sonra belediye başkanı adayı olduğu takdirde nasıl bir seçim stratejisi izleyeceği konusunda bilgi veren Dr. Cengiz Alp, “Aday olursam Sarıyer’deki sosyal demokrat CHP iktidarının devam etmesi için seçimi mutlaka kazanacağız” dedi.
TECRÜBE GÜVEN VE BİLGİNİN YÖNETİM BECERİSİNDEKİ ÖNEMİNİ VURGULADI
Seçimi kazanmak için de CHP İlçe Örgütü ile el ele verip, tüm partililerle birlikte yoğun ve bilinçli bir çalışma yürütmek istediğini söyleyen Dr. Alp, belediye başkanı seçildiğinde gerçekleştirmeyi planladığı projeleriyle ilgili bilgi verdi. Sarıyer’de nasıl bir belediye başkanlığı yapmak istediğini, yurt içi ve yurt dışında gördüklerinden örnekler verip, edindiği tecrübe, bilgi birikimi ve deneyimlerini de katarak anlatan CHP Aday Adayı Dr. Cengiz Alp, hiçbir zaman eleştiriden korkmadığını, yapıcı eleştirilerin kişinin kendini geliştirmesine, yanlışlarını görmesine katkı sağladığını belirtti.

“YEME-İÇME SEKTÖRÜ GELİŞTİRİLECEK BALIKÇILAR ÇARŞISI MUTLAKA YAPILACAK”

SARIYER POSTA’YA ÖZEL RÖPORTAJ
Öte yandan Sarıyer Posta kısa bir süre önce Dr. Cengiz Alp’le geniş kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdi.. Gazetemizin 64. sayısında yer alıp, okuyucu tarafından ilgiyle karşılanan röportajda Tuncay Dağlı’nın sorularını yanıtlayan CHP Sarıyer Belediye Başkan Aday Adayı Dr. Cengiz Alp, kahvaltıda da tekrarladığı düşüncelerini tüm açıklığıyla ifade etti. İşte o röportaj;

CHP Sarıyer Belediye Başkan Aday Adayı Dr. Cengiz Alp, aday gösterildiği takdirde seçimi kazanmak için partisinin oluşturduğu oy potansiyelinin üzerine kendi kişisel imaj ve çabasıyla yarattığı oyları da eklemek için bütün enerjisiyle çalışacağını ifade etti.
Sarıyer’de insan odaklı bir yönetim sergileyeceğini bunun için işinde liyakatlı kişilerden oluşan bir ekip kuracağını belirten Dr. Cengiz Alp, “Seçimi alacağız ve ondan sonra hizmete başlayacağız. Kadın, çocuk, genç, emekli ve engelliler ile işinde başarıyı yakalamış kişilere mutlaka pozitif ayrımcılık yapacağız” dedi.
Dr. Cengiz Alp, kendisine yöneltilen soruları şu şekilde cevapladı:
-Dr. Cengiz Alp Sarıyer’e nasıl bir belediye başkanı olmak istiyor?
-Dr. Cengiz Alp’in bu yaşına kadar oluşturduğu bir kimlik var. Sarıyer’de oluşturduğum bu kimlik, sadece ‘Dr. Cengiz Alp’tir. Herhangi bir siyasi ön takısı yoktur, herhangi bir şeyi anımsatmaz, herhangi bir etnik grubu da çağrıştırmaz. Bugüne kadar ‘Dr. Cengiz Alp’ kimliğini muhafaza ederek geldim. Bundan sonra da CHP olarak belediye başkanlığını kazandığımızda da mesleğimizi yaparken tıpkı Hipokrat Yemini’nde olduğu gibi, Sarıyerlileri hiçbir ayrım gözetmeden, cinsiyet, parti, kent farkı gözetmeksizin ama bazılarına pozitif ayrımcılık yaparak, özellikle de her konuda başarılı olanlara pozitif ayrımcılık yaparak Sarıyer’i yaşanabilir bir yer hale getireceğiz. Yaşanabilir bir yer haline getirmek demek şu demek; Sarıyer boğaza en uzun kıyısı olan bir ilçe, turistik yerleri var, boğazı var, ormanı var, bu anlamıyla yaşanası yerlerden biri ama diğer yandan baktığınız zaman bugünkü iktidarın da bu özelliklerin tümünü tersine çevirmek istediği projelerle karşı karşıya kalan bir ilçe. Çünkü 3. köprünün yaratacağı tahribatı biliyoruz, havaalanının yaratacağı çevre katliamını ve diğer olumsuz etkenleri tahmin edebiliyoruz. Böylesine bir tehdidi beklerken, bir tarafıyla da kalan yeşil alanlarda plazalar yapılarak, gökdelenlerin dikildiği, büyük rant ilişkilerinin olduğu bir ilçe olduğunu biliyoruz. Biz çevre duyarlılığı olan, işinde uzman, nitelikli bir ekip oluşturarak, Sarıyer’i mevcut değerlerini de koruyarak belli bir şekilde muhafaza edeceğiz.
Sarıyer’i, özellikle denizini, sahilini, midyesini ve yeşilini koruyarak, insanlarının, İstanbul’un diğer yerlerinde yaşayanlardan daha fazla ayrıcalığı olduğu, başka yerlerde yaşayanların burada yaşamak için can attığı, İstanbul’un önemli köşelerinden biri olmasını sağlayacak bir hedefim ve hayalim var.

-Daha önceki milletvekilliği ve belediye başkanlığı adaylıklarınız size nasıl bir siyasi tecrübe kazandırdı?
-Yaklaşık 30 yılı aşkın süredir siyasetin içindeyim. Siyaset yaparken tabiki eksiklerimiz ve hatalarımız oldu. Siyaset bir tecrübe işidir. Toplumu yönetmeye talip olma işi, aynı zamanda değişimi de hedeflerseniz büyük iddiaları olan bir iştir. CHP sarıyer’de bugün 180’nin üzerinde belediye meclis üyesi aday adayı, 9 da belediye başkanlığı aday adayı var. Adaylık için müracaat edenlere başarılar diliyorum. Daha çok olması lazım, daha çok gençlerin önünü açmamız lazım, teşvik etmemiz lazım. Çok sesliliğin, çok fikirliliğin, çok iddia sahibi insanın bir arada olmasından hiçbir sıkıntı yok. Bundan zenginlik doğacağını, değişimin olacağını, toplumun bundan umut bulup, daha iyisini seçerken zorlanacağı bir ortama kavuşacağını düşünüyorum.
Geçmişte seçimlere girdim ama konjonktürel nedenlerden dolayı seçim kazanamama durumu oldu. İlk girdiğim seçim 89 belediye seçimiydi. Çok geniş bir bölgeydi, Zeytinburnu’na kadar uzanıyordu. Eğilim yoklaması yapılmıştı. 200’ün üzerinde aday vardı. Ben daha siyasete gireli beş yıl olmuştu ama ilk dördün içine girmiştim. 91 yılındaki milletvekili seçiminde ise parti yüzde 8,5 oy alarak barajı aşamadı, ben yüzde 20’ye yakın oy almıştım. Yani kişisel performans açısından Sarıyer bölgesinde, mesleğimi yaparken dokunduğum, sırtını dinlediğim, çocuklarını kucağıma aldığım insanların desteği ile 15 bine yakın oy almıştım ama partim barajı aşamayınca milletvekili seçilemedim.
SİYASİ, MESLEKİ, TİCARİ BİRİKİMİM PARTİYE ÇOK CİDDİ FAYDA SAĞLAYACAK
99 seçimlerinde de yine aynı şekilde partim bölge barajını aşamadı ben yine 15 bin civarında oy almıştım. Kişisel performansımızın iyi olduğu zamanlarda o günkü konjonktürel durum içerisinde sosyal demokratların 89 deneyimi ile ilişkilendirilen sonuçlar ve genel merkezin siyasi yapısının çok eleştirildiği dönemde çok çalıştık ama partimizin oyunu ancak o kadar yükseltebilmiştik.
En son yaşadığımız 2009 seçiminde ise binde 1’lik bir partiden, sayın Kılıçdaroğlu’nun da girdiği bir seçimden10 bine yakın bir oy aldım. Diyebilirim ki İstanbul’daki en yüksek ikinci oyu aldım. Çok zor alınan bir oydu. Bu benim için büyük başarıydı. Siyaset sonuca ulaşmaktır. Biz mücadelemizi sürdürüyoruz. Bıkmadan usanmadan kendimizi geliştirerek, hatalarımızı görerek, tecrübeler çıkararak, nerede eksik yaptıysak tamamlayarak, siyasal hayatımıza devam ediyoruz.
Siyasetin dünyada değişen yüzünü görmemiz gerekiyor. Dünya tecrübesi edindiğimi söyleyebilirim. Geçen süreyi pozitif yönde değiştirerek aday oldum. Siyasi, mesleki, ticari birikimimin partiye çok ciddi şekilde faydası olacağına ve bu bayrak yarışında bizi öne çıkaracağına inandığım için aday oldum. Bu amacımıza da ulaşacağımıza inanıyorum. Sarıyer zor bir yerdir. Rantı yüksek olduğu için gözünü buraya dikmiş büyük şirketlerin olduğu bir yerde dik durabilecek, cesur kararlar alabilecek, partililerin hepsini, ilçe ve il yönetimini arkamıza alarak, güçlü bir şekilde Sarıyer’de mevcut sosyal demokrat iktidarımızı bir üst kata çıkararak, insanlarımızın sosyal demokrat insan odaklı bir ilçede yaşamanın konforunu içlerinde hissetmelerini istiyorum. Adaylığımın en büyük gerekçelerinden biri budur.

-‘Sarıyer’de hiçbir ayrımcılık yapmadan belediye başkanlığında bulunmak istiyorum’ diyorsunuz, bu sözünüz neyi ifade ediyor?
-Yerel yöneticilik adı üstünde yereldir, bulunduğunuz yeri yönetmeye talipsiniz. Burada seçilirken bir partinin gücüyle seçiliyorsunuz ama seçildikten sonra o yerin tüm vatandaşlarının yöneticisisiniz. Burada hizmet üreteceksiniz, hizmet üretirseniz siyaset yapmaya, ayrımcılık yapmaya gerek yoktur. Ben toplumumuzun sağduyusuna inanıyorum. Benim doktor kimliğimin yanında bir de siyasi kimliğim olduğunu herkes bilir. Ama bana gelen insanlar hiçbir şekilde siyasi partiye mensup insanlar değil, toplumun her katmanından hastam var, biz hizmet yaparken buna çok dikkat ediyoruz. Benim tek bir kimliğim olduğunu herkes bilir. Sarıyer’de ‘Dr. Cengiz Alp’ kimliği vardır. Parti kimliğim, diğer kimliklerim bunun altında sıralanan kimliklerdir. Bu açıdan yerel yöneticiliği hizmet etmek olarak görüyorum. Ayrımcılık yapmadığınız zaman ekstradan başka hiçbir şey yapmanıza gerek yoktur. Hiçbir yere isminizi yazmanıza, boy boy posterlerinizi asmaya, belediye arabalarının arkasına resimler yapıştırmaya gerek yoktur. Siz hizmeti verirseniz, toplum bunu görür ve seçim zamanı karşılığını verir diye düşünüyorum.
Ben 35 yıldır aynı yerde sağlık hizmet veriyorum, bunun tek nedeni insanlara severek, sayarak yaklaşmamızdır. İhtiyaç sahiplerine ihtiyacı kadar, hak ettiği kadar hizmet edeceğiz. Ayrım yapmamaktan bunu kastediyorum. Her başarıyı ödüllendireceğiz. Başarılı gençlerimizi teşvik edeceğiz, emeklilerimizin, kadınlarımızın hayatlarını daha da kolaylaştıracağız.
TARIM ÜRETİCİSİ, BALIKÇI, MİDYECİ ÜRETİMİNİ RAHATÇA YAPACAK
Boğazın temizliğini ihmal etmeden, ‘bizim görevimiz değil, başkaları yapsın’ demeden gerçekleştireceğiz. Boğazın arka tarafında kalan tarım arazilerini işleyen vatandaşlarımızın ürün yetiştirmeye devam etmesini sağlayacağız. En büyük sorunu gıda sorunu olan bir dünyada, balıkla dolu bir boğaz kenarında yaşıyoruz. Midyecilerimiz midyelerini, balıkçılarımız balıklarını en iyi şekilde çıkarıp, hem iç piyasaya sürsünler hem de ihraç etsinler istiyoruz. Üniversitelerimiz var, öğrencilerimizin yaşamını daha da kolaylaştıracağız, gençlerimizin art niyetli grupların tuzağına düşmemesi için modern yurtlar yapılmasını sağlayacağız. Özgürce düşünen, düşündüğünü kokusuzca söyleyen ve eleştiren, hepimizi eleştiren bir gençlik yetişmesini istiyoruz. Engellilerimiz hiçbir sorunla, engelle karşılaşmadan Sarıyer’in en uç nokrasına kadar kolayca ulaşsın istiyoruz. Fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin, evde bakım hizmetlerinin verilmesini daha da artırıp, insanlarımızın yaşamını kolaylaştırmak istiyoruz. Sanat ve kültürel faaliyetlere geniş yer verip, bunun için uygun alanlar yaratıp, sanat ve spor alanında ilkokuldan başlayarak, çocuklarımızın eğitilmesini istiyoruz. İlk dönemimizde değil ama ikinci beş yılımızda olimpiyat şampiyonlarının Sarıyer’den çıkmasını sağlamak istiyoruz. Böylece hem Türkiye’ye Sarıyer damgasını vurur hem de ilçemizi dünya genelinde tanıtmış oluruz. Ayrıca gençlik eğitim merkezlerini artırıp, gençlerimizi bağımlılık gibi kötü alışkanlıklara bulaşmaktan korumaya çalışacağız. Hedefimiz insan odaklı bir çalışma olacaktır. Tüm insanlarımızın ihtiyaçlarını, gerekirse sokaklara sandıklar koyup, referandum yaparak karşılamaya, sorunlarını çözmeye çalışacağız. Bütün bunların hepsi istemekle olan bir şeydir ama bunlar benim tek başıma yapacağım bir şey değil, bir ekip oluşturacağız. Ekibimizi oluştururken de ben orkestra şefi olarak Sarıyerli, konularında liyakat sahibi insanlardan yararlanacağım. Bunlardan bazıları gelecekte belediye başkanı, milletvekili olabilir, onları çok iyi yerlerde gördüğümde çok mutlu olacağımı da belirtmek isterim.

-Belediye yönetimi ile CHP ilçe örgütü arasındaki ilişkiler sizce nasıl olmalı?
-Buradaki çıkış noktamız şu; bir, CHP olarak yerel seçimleri kazandığımız zaman partinin gücüyle kazanıyoruz. Burada partinin belli bir oyu var, buna kendi kişisel oylarımızı da ekleyerek seçimi kazanacağız. Ama buradaki oy, parti teşkilatımızın, genel merkezimizin, özellikle de Genel Başkanımızın sonraki dönemde oluşturduğu özgürlükçü, demokrasiden yana ve insan hakları bağlamında toplum üzerindeki geniş etkisiyle artmış bir potansiyele ilave potansiyellerle seçimi alacağız. Bunda yalnızca bir tek kişinin emeği yoktur, binlerce kişinin emeği vardır. Özellikle de ilçe yönetimimiz, dolmuş parasını vermekte zorlanan, evde yemeğini hazırlamakta sıkıntı çeken kadınlarımız oyumuzu artırmak için büyük çaba harcıyor, onların bu emeğini hiçe sayamayız, büyük nankörlük, vefasızlık olur. Böyle bir şeyi asla düşünmemeliyiz. Parti içerisinde yarış olabilir, eşit şartlarda her yerde yarışılabilir ama yarış bitince rekabet bitmiştir, ondan sonra hizmet için kadro oluşturulmalıdır.
Partimizde zaman zaman bu eksiklikler olmuştur ama genelde partililerimizin çoğunluğu sağduyuludur. Hatalarımızı affetmiştir. Geçmişte olanları da affedecektir. Biz birlikte büyük işler başaracağız, geleceğe dair umutları yeşerteceğiz. Partililerimizin istediği tek şey var o da CHP’nin Türkiye genelinde iktidar olmasıdır. Bunun birinci adımı da yerel yönetimleri almaktır. Biz sadece Sarıyer’de iktidar olmak istemiyoruz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni de alarak Türkiye genelinde iktidar olmak istiyoruz. Partililerimizin tek hedefi ve umudu budur. Bunu uzun yıllardır hasretle bekliyoruz. Bunun şimdi kapılarının açıldığını ve umutların yeşerdiğini görüyoruz. Bu yolda hiç kimsenin kimseye engel olmaya, çelme takmaya hakkı yoktur, bunu doğru bulmuyoruz. Ben aday olursam arkadaşlarımın benimle beraber aynı şekilde çalışacağına inanıyorum. Başka bir arkadaşımız aday olursa ona da sonuna kadar yardımcı olacağız. CHP’nin buradaki iktidarını pekiştireceğiz.
Biz bir aileyiz. CHP yöneticileri ve üyeleri arasında zaman zaman tartışmalar yaşanabilir ama ailenin büyükleri, ailenin reisleri her zaman oturur konuşur, olaya barışçıl yaklaşırsa bu sorunların hepsinin çözüleceğini düşünüyorum. Bu anlamda bir sıkıntıyı ben yaşayacağımı sanmıyorum. Partililerimin hepsini tanıyor ve seviyorum. Hepsinin evine tek yek girdim, konuştum, hepsinin çok iyi yanları var, fedakar ve özverili çalışmalarına tanık oldum.
Partimiz iktidara ilerlerken zaman zaman tartışmalar, kıskançlıklar olabilir ama bizim çalışmalarımıza pozitif enerji katacak üyelerimiz çoğunlukta ve hedefimize hep birlikte el ele gönül gönüle ulaşacağımızı düşünüyorum.

-CHP’deki aday adaylığı fazlalığının nedeni sizce nedir?
-Biz CHP olarak Sarıyer’de zaten iktidarız, aday adaylığı fazlalığını ise tekrar seçimi alma umudunun fazla olmasına bağlıyorum. İkinci olarak da arkadaşlarımızın kendilerinde yönetme yetisi, gücü ve kabiliyetini, görmeleridir. Kendilerini bu iş için yeterli gördüklerinin göstergesidir. Sarıyer’de yönetici adaylarının çok çıkması güzel bir şey. Eskiden bunun sıkıntısını çekerdik. Aday sayısı az olduğu için hep aynı kişiler aday oluyor diye eleştiri gelirdi. Bugün aday sayımızın artmış olması sevindirici ve mutluluk verici bir olay. Çünkü büyükşehiri de aldığımızda orada da yöneticilere ihtiyacımız olacaktır. CHP’de bu anlamda eğitim verilip, yönetim kabiliyetinin artırılması sağlanıyor. Ayrıca siyaset okullarımız var, gençlerimizin bu anlamda teşvik edilmesi gerekir, kenarda köşede duran kişileri kimse fark etmez, girişimci olmak gerek.
Bu arada ben başkan olduğumda bana ve beraber çalıştığım yönetici arkadaşlarıma halkın not vermesini istiyorum, bu ortamı da sağlayacağım. Böyle bir durum bizlerin gelişmesini sağlayıp, yanlışları ve doğruları daha iyi görmemize neden olacaktır. Ama toplumumuz da sorgulayıcı ve yöneticilerini takip eden bir yapıya sahip olsun istiyorum, bizleri eleştirsinler. Tek şartım kişisel hak ve hürriyetleri engelleyici davranışlardan uzak kalınmasıdır. Her türlü eleştiriye açık ve buna hazır olarak Sarıyer belediyesini yönetmeye talibiz.
Teşekkür ederiz, başarılar dileriz..