Yaklaşık 40 gün önce “seçimin tadı tuzu yok” diye yazmıştım.  Bu sadece benim fikrim değil, elbette" Levent Pehlivanoğlu

Yerel seçimlerle ilgili yıllar sonra bile hatırlayacağım en önemli ve ilk detay, “ her şeyin geç başlaması ve tatsız tuzsuz oluşu” olacak…

Yaklaşık 40 gün önce “seçimin tadı tuzu yok” diye yazmıştım.  Bu sadece benim fikrim değil, elbette. Çoğunluk böyle düşünüyor. Ve nedenleri de çok.

BİR SEÇİM HAVASI YOKTU

Öncelikle genel seçimin üzerinden bir yıl bile geçmedi ve etkisi, yarattığı depremin artçıları yerel seçime de yansıdı. Özellikle muhalefet 4 ve 28 Mayıs hesaplaşmasını bitiremedi. CHP’de genel başkan değişti, kavga sürüyor. İYİ Parti, Altılı Masadan kalktıktan sonra belini daha yeni yeni doğrultuyor.

Bu seçimde partilerin merkezileşmesi daha da öne çıktı. Evet, bu bir yerel seçim ama karar verici Ankara oldu. Eskiden aday adayları varken başlayan curcuna herkes gözünü Ankara’ya çevirdiği için yerelde sessizlik hakim oldu.

Üstelik aday belirleme süreci çok gecikti.

Tabi aday olanlar da ekipler kurma vaatler sunmada geç kaldılar..

Seçim kampanyalarının sönük başlamasının en önemli nedenlerinden biri de seçim maliyetleri. Artık ucuz kampanya yok.

O yazımı, “Sarıyer’de bir seçim var havası yok. Bana göre son 15 güne kadar da o havayı göremeyeceğiz. Artık sürecin nasıl şekilleneceğine de bakacağız” diyerek yazmıştım.

ÖYLE DE OLDU.

Seçim son 15 gün kala hareketlendi. Ancak mübarek ramazan nedeniyle özellikle seçimin temposu gündüzlerden gecelere, alanlardan evlere kaydı.

SEÇİM HAREKETLENDİ AMA…

Son günlerin içindeyiz. Seçime tat- tuz geldi. Geçte olsa rekabet arttı. En geride kalan adaylar bile sahada görünür oldular. Bir seçim curcunası yaşanıyor. Kısacası seçim, seçime benzedi…

Herkes son gücüyle, aday ve partisi için çalışıyor.

Aklımda kalacak ikinci detayı yazmadan önce bu son günler hareketliliği içinde dikkatimi ise Sloganlar, müzik ve pankartlar ve sosyal medya gazetecileri, ipini koparan sosyal medya üzerinden gazeteciliğine soyundu.  

Bir fikri anlatmanın en iyi yolu renkler, semboller, sloganlar ve müziktir. Doğrudan karşıya geçer, akılda kalır. Bu nedenle bu yazdığımı hafife almayın…

AKLIMDA KALACAK İKİNCİ DETAY

Pankartlar: Bu seçim hareketliliği içinde en sevmediğim şey ise gelişi güzel her yere pankart asılmış olması…

Caddelerin köşeleri, köprülerin üstleri, yolların korkulukları pankart dolu. 5-6 metre yüksekteki üst geçide, 1.5 metreye 1 metre pankart koymuşlar. Büyüteçle bile görülmüyor. Ya da tam tersi trafiği bile sıkıntıya sokacak uzunlukta pankartı yukarıdan aşağıya sallandırmışlar.

Rüzgarla birbirine dolanmış olanları mı ararsınız, kesilip yırtılmış olanları mı?

Her şey var.

Bu seçimden aklımda kalacak ikinci detay da her yerde yaşanan pankart kirliliği olacak…