Son dönemde yaşanan ekonomik ve siyasi çalkantılar, bölgemizde yaşanan savaş ve hayat pahalılığı insanların psikolojilerini belirgin şekilde zorlamaya başladı.

Son yıllarda boşanma oranları eskiye göre oldukça artarken, birlikte kalmayı seçenler de eski muhabbetlerinin olmadığından yakınıyorlar.

Dünya üzerinde 9 milyonu aşkın üyesi bulunan tanışma sitesi Gleeden, evli çiftler arasında yaşanan gerginliği ölçmek üzere Türkiye’deki üyeleri arasında bir araştırma yaptı. Araştırmaya katılan kadın ve erkek üyelere yönetilen sorulara verilen cevaplar, ülkedeki genel eğilimi ortaya koyar nitelikte oldu. Sokakta yaşanan gerginliğin, olduğu gibi eve taşındığı, yatak odalarına tatsızlık ve öfke olarak yansıdığını gösteren araştırmaya göre, çiftler arasında yükselen gerginliğe dayalı olarak cinsel uyumları da zayıflıyor.

YATAK ODASINDAKİ GERGİNLİK

Araştırmaya katılanlara “Eşinizle yatakta münakaşa ediyor musunuz?" diye soruldu. Kadınların %77'si ve erkeklerin %74'ü “Evet” diye cevapladı. Yatak odasına kadar taşınan bu gerginliğin ucu, sözlü kavgalara, küskünlüklere hatta yatak ayırmaya kadar gidebiliyor. Yatakta yaşanan tartışmaların dört ana başlıkta toplandığı gözleniyor. Araştırmaya katılanların %29'u kıskançlık nedeniyle, %27'si birbirinin ailesiyle ilgili sorunlar, %24'ü ekonomik sorunlar, %20'si sorumluluk paylaşımı ile ilgili konular. Yaşanan münakaşaların cinsel uyuma olan etkisini belirlemek için "Münakaşalardan sonra cinsel münasebet kuruyor musunuz?" diye sorulduğunda ise kadınların %62'si ve erkeklerin %65'i "Hayır" cevabını veriyor."Münasebet esnasında münakaşa ediyor musunuz?" diye sorulduğunda, kadınların %57'si ve erkeklerin %53'ü "Evet" diyor ve bu nedenle münasebetten vazgeçtiklerini belirtiyorlar.

Eşlerle yaşanan gerginliğin temel sebepleri sorulduğunda, katılımcıların %32'si şehir stresi, %27'si iş stresi, %26'sı finansal daralma, %15'i ekonomik belirsizlik olarak nedenlerini sıralıyor. Gleeden iletişim direktörü Solene Paillet, anket sonuçlarını yorumlarken "Sokaktan, ofisten, trafikten ve kalabalıktan gelen stresin yatak odamıza kadar bizi takip etmesine izin vermemek adına, yatağa girmeden önce o stresi üzerimizden atmak durumundayız. Aksi takdirde yatakta ne eğlenmek ne de huzur içinde uyumak mümkündür." diyor.

(*) Bu araştırma 1 – 20 Mayıs tarihleri arasında 2.237 Türk kadın ve erkek arasında gerçekleştirilmiştir.