İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca başlatılan “Cami Gençlik Buluşması” etkinlikleri kapsamında, Sarıyer’de gençlerle bir araya geldi.

Programa İstanbul Müftü Yardımcıları Veysel Işıldar, Mustafa Yavuz, Bahri Şamat, Sarıyer Müftüsü Oğuzhan Kadıoğlu ve Bakırköy Müftüsü Selami Aydın katıldı.

Kur’an okundu, dualar edildi

Müftülükten yapılan açıklamaya göre, Sarıyer Cumhuriyet Mahallesi Merkez Camisi’ndeki programda, Hakkari ve Bakırköy müftülükleri arasındaki “Kardeş Cami Projesi” kapsamında İstanbul’da bulunan Hakkarili 50 genç de yer aldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve tesbihatın yapıldığı buluşmada, dualar edildi.

“İslam’ın ruhu Kur’an, bedeni Hz. Muhammed’dir”

Programda konuşan Hasan Kamil Yılmaz, bütün güzellikleri kendisinden öğrendikleri Hz. Muhammed'i her vesileyle anmanın, anlamanın, yaşamanın ve yaşatmanın görevleri olduğunu belirtti. Müslüman olarak iki önemli temel değerlerinin olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Biri Rabb’imizin kelamı olan Kur’an-ı Kerim, öbürü de canlı Kur’an olan ve hayatı boyunca Kur’an-ı yaşayarak bize numune-i intisal olan Hz. Muhammed’dir. İslam ruh olarak Kur’an, beden olarak da Hz. Muhammed’dir. Allah’ın ilahi ahkamı bedene bürünmüş ve Hz. Muhammed olarak görünmüştür. Kur’an ve sünnet birbirinden ayrılmaz, Kur’an’sız bir sünnetin, sünnetsiz bir Kur’an’ın anlamı yoktur. Bu ikisinin etle tırnak gibi birbirinden ayrılmasının imkanı yoktur” ifadelerini kullandı.

“Dinimizde herkes İslam'ın misyoneridir”

Hz. Muhammed’in, misyonunu Veda Haccı’nda Müslümanlara tek tek anlattığını hatırlatan Yılmaz, “Efendimizin 23 yıl boyunca gerçekleştirdiği inkılaplar, kendisi tarafından Veda Haccı’nda hutbe irade edilerek tek tek anlatılmıştır. İnsanlara sağladığı eşitlik, insanın rengiyle, boyuyla, posuyla, ırkıyla, mensubiyetiyle diğerinden üstün olamayacağı ifade etmiştir. Herkesin malının, canının, ırz ve namusunun korunmuş olduğunu, mübarek ve değerli olduğunu ifade etmiştir. Faizin, kan davasının kaldırıldığını, herkesin hür doğduğunu söylemiştir. Bugün insanlığın yeni ulaştığı pek çok bilgiyi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne girmiş hususları Efendimiz 1400 yıl önce insanlığa ilan etmiştir. Veda Haccı’nda Allah Resulü’nün ashabına ‘Burada beni dinleyenler, sözlerimi duymayanlara ulaştırsınlar’ diyerek sorumluluk da yüklemiştir. Oradaki ashab-ı kiram bu sorumluluğun derdine düşmüş, 125 bin sahabenin her biri at sırtında dünyayı dolaşmıştır. Resulullah’tan öğrendikleri bu mesajı Mekke ve Medine'den Şam, Mısır, Orta Asya, Buhara, Semerkant, Taşkent, Kafkaslar ve İstanbul'a kadar taşımışlardır. Dolayısıyla Resulullah’ın misyonu ve onun bize yüklediği sorumluluk hepimizin üzerinde devam etmektedir. Bunun yolu da en azından nesillerden nesillere, babalardan evlatlara, büyüklerden küçüklere, sesimizin ulaştığı her yere bunları taşımaktır. Dinimizde herkes İslam’ın misyoneridir. Dolayısıyla bu hepimizin boynunda bir borçtur" dedi.

“Yerimizi gençler dolduracak”

Hz. Muhammed’in doğumu dolayısıyla kutlanan Mevlid-i Nebi Haftası’nın değerlerini aktarmak için fırsat olduğuna dikkati çeken ve çocuklara ve gençlere ulaşmanın önemine değinen Yılmaz, “Bu buluşmalara çocuklarımız ve gençlerimiz gelsinler, onlarla bu ortamları paylaşalım, bu güzellikleri hep birlikte soluklayıp nakletmeye çalışalım. Biz gidiyoruz, yerimizi onlar dolduracak. Bizim mabetteki yerimizi kim dolduracak? Evimizdeki seccademizi kim kullanacak, Mushaf'ı kime bırakacağız? Bunu düşünmek zorundayız. Ülkemizi, ülkümüzü, hedeflerimizi, gayemizi nasıl bir gençliğe bırakıyoruz, bunun derdinde olmalıyız. Evladımı ne kadar İslam'a yakın ve kendi değerlerime uygun olarak yetiştirebildim derdi gerçekten hepimizin derdi olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.