Tarih boyunca İstanbul Boğazı ve Karadeniz’de bolca tutulan, Roma ve Bizans sikkelerine basılan palamutun, bu yıl bol olacağının müjdesi ağustos ortalarında gelmişti.

Kıyı balıkçılarının tuttuğu küçük boy palamutlar, mevsimsel döngünün koronavirüsle biraz olsun toparlandığını ve lezzetli balığın yumurtlamak ve kışlamak üzere Karadeniz’e geçtiğini kanıtlamıştı. Ağlarının göz aralıklarını (ölçülerini) palamut avı için ayarlayan balıkçıların beklentisi boşa çıkmadı. Rumeli Feneri, Garipçe, Rumeli Kavağı gibi balıkçı köyleri palamut bereketiyle karşılaştı.

‘YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRDÜ’

Sarıyerli balıkçılar, uygun fiyatla satılan palamudu görenlerin başka balıkla ilgilenmediğini belirttiler “Beklentilerimizin gerçekleşmesinden çok mutluyuz. Tam da yağlanmaya başladığı dönemde palamut yüzümüzü güldürdü. Sezon başında küçük balığın az görülmesi, palamudun geleceğinin işaretiydi. Tezgâhlarımızı şenlendiren palamudun 400 gramlık olanı 15 TL, 550-600 gramlık ise 18 TL’den satılıyor. Hamsiyle ilgilenen yok. Çiftlik ürünleri de satılmıyor. Bu sezonunu bu bereketle gitmesini istiyoruz” diye konuştu.

‘EN GÜZEL TADI FIRINDA VERİR’

Deniz ürünleri gurmesi Süleyman Dilsiz ise, palamut ve pişirilmesiyle ilgili şu bilgileri verdi: “20 cm’ye kadar vanoz, 20-30 cm arası çingene palamutu, 31-40 cm arası palamut, 40-50 cm arasına kestane palamutu, 51-60 cm arası torik, 61-65 cm arası sivri, 65-70 cm arası altıparmak, 70 cm’den büyük olanlarına da zindandelen denir. Bu aileden şu an boy olarak palamut mevsimi. En uygun pişirme yöntemi fırını kullanmaktır. Yağını toparladığı için en güzel tadı fırında verir. Her mevsimin balığı olmasına rağmen, yağ oranı Eylül sonunda artışa geçer. Ekim’in ikinci yarısından sonra yağlanması zirveye çıkacak. Etinin lezzetini arttırmak için kimyon ve defne kullanılabilir.”

Kaynak: Milliyet