20 Eylül tarihinde yemekli düğün organizasyonu ile Sarıyer'de dünya evine girecek olan Faruk Korkut ve Elif Çanak çifti pandemi nedeniyle düğünden vazgeçerek, sadece nikah yapmak istedi. Fakat 50 bin liralık düğün organizasyonu için ödedikleri 6 bin liralık kaporayı geri alamadı. Genç çift çareyi Tüketici Hakem Heyetine başvurmakta buldu.

Düğün yapmak için bir yıl öncesinden rezervasyon yaptıran ve kapora yatıran, pandemi nedeniyle düğünlerini yapamayan çiftler ile aileleri, ödedikleri kaporalarını alamıyorlar. Peki ilgili kanunlar kimi haklı buluyor? Detaylar haberimizde...

"BİZİ MAĞDUR ETMEYE DEVAM EDİYORLAR"

Düğün salonu mağduru Elif Çanak, yaşadıkları süreci şöyle anlattı: "6 bin TL kaporamız vardı. Zaten düğün ücreti ile ilgili anlaşmıştık 50 bin lira olacaktı tutar. 6 bin lirayı geri vermediler. Gönül ister ki biz de düğün yapalım ama evi tutmuş bulunduk, her şeyi buna göre ayarladık, o yüzden nikaha çevirmek durumunda kaldık. Bir yandan eşyalar, ev kurma telaşı ve ikimiz de çalışıyoruz, bu durumda bir de bununla uğraşıyoruz. İşin enteresan tarafı gittiğimiz bütün avukatlar yapılanın tamamen hukuka aykırı olduğu, bununla ilgili 16 Mart'ta yayınlanmış bir genelge olduğunu ve bu genelgeyle benim haklarımın yani tüketici haklarının devlet tarafından koruma altında olduğunu söylüyorlar. Bu insanlar kural tanımaz bir şekilde kendi kafalarına göre yazdıkları bir fesih sözleşmesine dayanarak bizi mağdur etmeye devam ediyorlar."

"YAZILI İHTAR GÖNDERSİNLER"

Konuyla ilgili açıklama yapan Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, düğün salonu mağduru çiftler ve ailelerin kaporalarını geri alabileceklerini belirtiyor. Sözleşme yapmayanlar için de çözüm olduğunu söyleyen Ağaoğlu, "Taraflar arasında yazılı sözleşme olmayabilir. Böyle bir durumda benim tavsiyem, düğün sahipleri derhal faks, e-posta, iadeli taahhütlü posta gibi mektup gibi salon işletmecisine şartları da belirten ve bu sözleşmeden mücbir sebeple caydıklarını bildiren bir yazılı ihtar göndersinler" dedi.

Ağaoğlu, "Düğün sahipleri, gerekse düğün salonu işletmecileri birbirilerinden tazminat talep edemezler. Çünkü ortada mücbir sebep var. Yalnız burada işaret noktası 1 Temmuz. 1 Temmuz'da kurallar kondu ve bu kurallara göre sözleşme yapmışsa vatandaş, düğün salonundan vazgeçtiği takdirde elbette ki sözleşmede söz edilen tazminatı düğün salonu sahibine verir. Ama 1 Temmuz'dan önce, pandemiden önce rezervasyon yapmış ve bu rezervasyon tarihi 1 Temmuz'dan sonrasını da kapsıyorsa, düğün sahibi de cayma hakkını kullanırsa salon işletmecisinin ondan para istemeye hiç hakkı yok. Neden yok? '15 Temmuz'du gün, o gün zaten serbest bırakıldı' diyemez. Düğün sahibi salonu 800 kişilik tutmuştur ancak devletin bugün getirdiği kurallarla o salon 400 kişi alacaktır. Böylelikle hizmet ayıplı hale gelmiştir. Ayıplı hale geldi ama bundan düğün salonu sahibinin sorumluluğu yok. O halde taraflar birbirilerinden tazminat istemeden sözleşmelerini sonlandırabilir, varsa kaporalar iade edilir. Anlaşırlarsa da devam ederler. Ama baskı kurarak  'senin kaporanı yakarım' diyen düğün salonu sahibi yanlış yapıyor" ifadelerini kullandı.

DÜĞÜN SALONU SAHİPLERİNE ÇAĞRI

Düğün salonu sahiplerine çağrıda bulunan Ağaoğlu, " Basiretli davranmak zorundalar. Madem ki devlet kararıyla düğün salonları kapatıldı, o halde iş yerlerinin ev sahiplerine, mal sahiplerine bir ihtar gönderecekler. Bununla ilgili kanunlarda hüküm var. İfa güçlüğü veya ifa imkansızlığından kira ödemekten kurtulabilirlerdi. Devlet bu tür kapatılan işyerlerinin sahiplerine 'kısa çalışma ödeneği' çıkartı ki personelinin yükünün büyük bir bölümünü kendisi üstlendi. Bunun yanı sıra vergi, sosyal güvenlik prim ödemelerini öteledi, kredi verdi. Buna rağmen vatandaşın parasına el koymak hukuka uygun olmaz, adil de olmaz. Ayrıca düğün salonu sahibi işler iyi gittiği dönemde para kazandığında o vatandaşlarla paylaşıyor mu? Ortak değil vatandaşlar. Düğün salonlarıyla ortaklığı olmadığına göre bu paraların tamamı iade edilmeli. Düğün salonu işletmecisi şayet düğün sahiplerine zorluk çıkarırsa 10 bin 390 liranın altındaki çekişmelerle ilgili vatandaşlar Tüketici Hakem Heyetleri'ne başvurabilirler. Bu başvuru ücretsiz aynı zamanda verdikleri kararlar da mahkeme kararı hükmündedir. Meblağ 10 bin 390 lira ve üzeri ise yenilenen yasaya göre önce adliyelerdeki arabuluculara gidilecek 28 gün zarfında arabulucuyla anlaştılar anlaştılar, anlaşamazlık tutanağı olursa Tüketici Mahkemesine harç ödemeden dava açabilirler" diye konuştu.

SARIYER POSTA GAZETESİ