İstanbul’a özgü 58 endemik bitki türünden biri olan İstanbul Nazendesi hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik, yapılaşma tehdidine dikkat çekerek, “Asıl olan bu bitkilerin ekosistemi ile korunmasıdır”dedi.

İstanbul Nazendesi, belki de her gün yanından geçtiğimiz şehrimize özgü 58 endemik bitki türünden sadece biri. Adını İstanbul’dan alan 6 bitki türünden biri olan İstanbul Nazendesi için de en büyük tehdit yapılaşma. İstanbul’un Doğal Bitkileri kitabının yazarı İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik, doğal alanları tehdit eden yapılaşmanın pek çok bitki türünün yok olmasına neden olduğunu söyleyerek, “İstanbul, nüfusu aşırı derecede artmış ve yapılaşması oldukça hızlı ilerlemiş bir bölge. Artık buna son verilmeli. Çünkü İstanbul dünyanın en önemli bitki merkezlerinden bir tanesi. 2 bin 200 tane tür var ve bu türlerin birçoğu İstanbul’da yavaş yavaş yok olmaya başladı. Doğal alanları mutlaka korumamız gerekiyor” diyor.

DOĞAL ORTAMIN KORUMASI ÖNEMLİ

İstanbul Nazendesi bitkisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Akkemik, “ İstanbul ve çevresinde doğal yetişen ve sadece Türkiye’de görülen endemik bir bitki türü.Bu bitkinin en önemli özelliklerinden biri Türkçe adını İstanbul’dan alıyor olması. Az da olsa Adapazarı, Kırklareli, Bursa, Balıkesir’de görülse de asıl yayılış noktası İstanbul’un kuzeyi. Sarıyer çevresinde de oldukça yoğun. Yol kenarlarında, orman kenarlarında bu bitkiye rastlayabilirsiniz. Ama mutlaka doğal olması gereken alanlarda görülüyor. İnsanların müdahale ettiği alanlarda ise görmek mümkün değil. Bu bitkinin çiçekleri son derece görsel olduğu için nazende ismi verilmiştir. Bu bitkinin bir diğer adı da yabani bezedir. Yani bezelye ile aynı ailedendir. Genellikle Nisan-Mayıs aylarında çiçek açar ve çiçekleri uzun zaman kalır. Yaprakların kenarlarında bir dalgalanma vardır. Bu nedenle benzer bütün türlerden ayrılıyor. Çok güzel pembe, parlak ve büyük çiçekleri vardır. Bugünler en güzel zamanları ve yaklaşık bir ay boyunca bu çiçeklenme devam ediyor. İstanbul’da endemik olsun olmasın tüm bitkiler için yapılaşma tehdidi var. Yapılaşmayla beraber bunların yaşam alanlarında ciddi bir azalma var. Örneğin Sarıyer’de Zekeriyaköy Bölgesi civarlarında son derece doğal alanları var. Her yapılaşma bu bitkilerin doğal alanlarından kalkmasına yol açıyor. Bildiğimiz bir şey var ki İstanbul’un kuzeyinde bu doğal alanlar git gide azalıyor. Bu bitkileri korumak için tamamen doğal alanların belediyeler ve Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yapılaşmanın dışında olması gerekiyor. Bu bitkilerin korunmasında bazı yaklaşımlar var. Yerinde koruma ve dışarıda koruma. Doğal koruma dışındakileri doğru bulmuyoruz. Asıl olan bu bitkilerin ekosistemi ile korunmasıdır. Eğer burada doğal yapı bozulursa bu bitki buradan yok olur. Bu alanlarda mümkün olduğunda doğal ortamın korunması konusunda çaba harcamamız lazım” dedi.

SARIYER POSTA