Sarıyer sevilen simalarından Araştırmacı yazar İbrahim Balcı’nın Sarıyer futbol takımının son haftalarda oynadığı futbol ve kulübün transfer politikası üzerine www.lacivertbeyaz.net adlı sitede yazdığı yazıyı siz okuyucularımızla paylaşıyoruz…
Bu Sarıyer Galip!

Sarıyer şampiyonlukta iddialı bir takım. Bunu gözlemlemeye çalışıyoruz… Aynı zamanda böyle şartlandırılıyoruz. Görünen şu: Öncelikle transfer ayında eski hatalar yine yapıldı ve takımın yüzde doksanı değiştirildi. 18 yeni futbolcu alındı, takımın nüvesi tamamen ortadan kaldırıldı. Transfer edilen futbolcular bu çalışmayı yapanların bildiği ve takdirdi ettiği futbolcular. Yani demek isterim ki yeteneklerini kabul etmiş futbolcular. Kulübün geniş bir çalıştırıcı kadrosu da var. Mali imkânlar yerinde, çalışma ortamı güzel… Takımın en iyi koşullarda hazırlanması için yönetim kurulu ve kulübe yardımcı olanlar bütün güçleri ile yardım ediyorlar…  Seyirci hiçbir sezon olmadığı kadar sporculara destek de veriyorlar… Transfer ve prim ödemelerinde sorun olmadığını duyuyoruz… Yani her şey dört dörtlük…

Bütün bu olumlu durumlara karşın takımın ortaya koyduğu futbola ne diyeceğiz? Durum kötü mü? Pek fazla değil. Liderle arada dört, ikinci ile arada 2 puan var. Yani puan cetvelinde üçüncüyüz, şampiyonluk şansımız devam ediyor… Peki, oynadığımız futbol? Bunu tartışmadan bir duruma parmak basmak isterim. Altı galibiyeti aldık. Kimlere karşı; Ü. Anadolu, Pendik, Bayrampaşa, Pazarspor, Hatayspor ve Orduspodr’a karşı. Dikkat edilirse görülecektir ki bu takımların hiç biri klasmanın üst sıralarını zorlama gücüne sahip değil.  Galibiyet aldığımız altı takım puan cetvelinde ki son altı takım… Yani güçsüz takımlarla oynamış ve kazanmışız. Ligin üst sıralarında yer alan Bugsaş ile berabere kalmış, orta sıralarda yer alan Menemen Belediye ve Ligin üst sırasında (İkinci) olan Ümraniye Spora da yenilmişiz.

Buradan anladığımız şudur: Sarıyer her ne kadar şampiyonluğa oynuyorsa da yeteri kadar maçlara hazır değil. Çünkü iddialı durumdaki takımlara karşı beklenen başarıyı gösteremiyor. Ancak ligin alt sıralarında yer alan takımlara diş geçirebiliyor. Bu durum devam ederse, Sarıyer asla beklediğini elde edemez. Buna bir çare bulunmalıdır.

Maça gelince Sarıyer kötü oynadı ama kazandı… Ordu gençlerden kurulu güçsüz ama mücadele etmesini bilen bir takım, Sarıyer ise rolanti (ağır oynayan, kora kor mücadeleyi yapamayan bir takım. Herkesi üzen; sahaya çok genç bir kadro ile çıkan Orduspor’un kalesinde yüz kilonun üzerindeki Emrehan Ceylan’ı oynatması. Bu kadar genç bir kadronun içinde Emrehan’ın işi ne?

Bir takım maçı ilk on biri ile kazanmaz… 18 kişilik listesini sahaya sürdüğü zaman maçı kazanabilir. Yani kısaca şunu demek istiyorum. Sahaya çıkacak ilk on bir ile 7 kişilik yedekleri çok iyi seçilmeli ve sahaya çıkarılmalıdır. Sarıyer bu hafta müthiş bir hata yaptı. Örneğin Sarıyer’in yedek kadrosunda yine yedi kişi vardı ama…  Takımın geri dörtlüsünde oynayabilecek dört futbolcunun yer alması (üçü bek: Hakan, Fırat Sezer ve Kaan), ayrıca bir de stoper Fırat Arıkan…  Diğerleri bir kaleci, bir forvet ve bir orta saha…  İki beke karşı üç yedek bekin soyundurulması akıl kârı mı? Bunu anlamak mümkün değil… Önemli olan en iyi kadroyu sahaya sürmek sonra da alternatif yedekleri tespit etmek…

Şunu da belirtmek isterim bir takım maç kaybetse de hemen üç dört gün sonra oynayacağı maça dört beş değişiklikle çıkmaz. Sarıyer’in Ordu maçına tam 5 değişiklikle çıkması (Can sakattı, oynatılması mümkün değildi, hariç tutulursa) teknik kadronun hırsını yenememesinden başka bir şey değildir. Teknik direktör hırslı olacak ama kızgın, kırgın olmayacak, kin beslemeyecek ve içinden futbolcularına ”fırsat buldum mu ananızı bellerim” demeyecektir. Ne kadar dolu olursa olsun, futbolcusundan yararlanmayı bilecektir. Yani, Ümraniye yenilgisini bu dört futbolcuya yüklemenin anlamı doğru mu? Eğer Ümraniye maçı nedeniyle oynatılmayacak tek futbolcu varsa bu kaleci Atacan olmalıydı? Atacan’a sadece iki top geldi ikisi de gol oldu… Rakibin başka atağı ve pozisyonu var mıydı? Atacan’ı kazanmak için bu futbolcu oynatılırken, aynı şey diğer futbolcular için de düşünülmeli kadro böylesine bozulmamalıydı.

Sarıyer takımı deneyimli futbolculardan kurulu ama bunlar iyi kullanılamıyor.  Sarıyer bu oyun düzeni ile daha çok puan kaybeder. Öncelikle çok koşan takımlara karşı nasıl oynayacağını öğrenmelidir. İkincisi geri pas değil, ileri paslarla ve çabuk oynayarak rakibin üzerine gitmelidir. Üçüncüsü kanatları ile kullanmalı, kalabalık defansı ver kaçla geçmeyi öğrenmelidir. Daha önemlisi de oyun düzeni 4-2-2 ya da 4-3-3 değil, 4-4-2 olmalıdır. Orta saha fazla adamla kontrol altına alınmadıktan sonra ağır futbol oynayan Sarıyer her zaman ağır yara alabilir.

Neyse şunu da belirtmeyi görev bilirim. Gerçi kızan, belki darılan olacak ama ben bunu yazmak zorundayım; Sarıyer staj yapılacak bir kulüp ve takım değildir. Sarıyer teknik adamları bunu böyle bilmeli ve hata yapmamak için çaba harcamalıdır. Sarıyer takımında sıkıntı çekilen mevkiler var. Eğer şampiyonluk için mücadele edilecekse, hangi mevkilere adam lazımsa şimdiden tespit edilmesi, transferleri için çalışmalara başlanmalıdır. Sayın Saffet Akkoyun başarıya susamış bir başkandır. Kolları sıvar bunu da biliyorum. Belediye Başkanımız ve kulübün Fahri Başkanı Sayın Şükrü Genç’te başarı elde edilmesi için her türlü fedakârlığı yaptığı gibi yine de yapabilir. Yeter ki istekler yerinde ve gerekli olsun…

Vakit daha erken, köprünün altından daha çok su geçmeden, yani yangın başlamadan önlemler alınmalıdır.