Saadet Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı, ülke genelindeki 960 ilçe teşkilatı ile birlikte eş zamanlı olarak ‘Geçim İttifakı’ konulu basın açıklaması gerçekleştirdi. Türkiye’de geçim sıkıntısının vurgulandığı açıklamada, iktidara çeşitli önerilerde bulunuldu.

Sarıyer Merkez’de yapılan ‘Memleketin asıl meselesi seçim değil, geçim’ temalı basın açıklamasına; Saadet Partisi Sarıyer İlçe Başkanı İsmail Demir, Saadet Partisi Sarıyer İlçe Kadın Kolları Başkanı Özlem Aydın, Saadet Partisi Sarıyer İlçe Gençlik Kolları Başkanı Cemal Kayabaşı, Saadet Partisi Sarıyer ilçe yöneticileri, Saadet Partisi mahalle başkanları ve partililer katıldı.

İŞTE YAPILAN BASIN AÇIKLAMASI

“Ülkemizin, şehrimizin ve insanımızın dertleri her geçen gün katlanıyor. Siyasetteki skandallar, ekonomideki beceriksizlikler ve salgın süreci derken, vatandaşlarımız adeta paylama noktası geldi. İktidardaki arkadaşlar gündemi meşgul etmek ve ekonomik krizi gölgelemek için her geçen gün yeni bir müjde vermeye çalışıyorlar. Ama kendileri dahi bunlara inanmıyor, içten içe gülüyorlar. Ne siyasette ne de ekonomide artık mızrak çuvala sığmıyor. Beceriksizliğin, yanlış politikaların bedeli bugün halkımıza ödetiliyor ve gelecek nesillerimize fatura ediliyor. Biz Saadet Partisi olarak insanımızın, ülkemizin ve devletimizin sorunlarını konuşuyor, iktidarın yanlış politikalarını eleştiriyor ve bunların çözüm yollarını gösteriyoruz. İktidardaki arkadaşlar ise dertlere dermen olmak yerine dertlerden besleniyor. Onları bilerek büyütüyor ve derinleştiriyorlar.

Her geçen gün sayıları artan mazlumlar, mağdurlar ve mahzunlar ordusu iktidarın tutum ve davranışlarındaki akılsızlığa ve yanlışlıklara en açık delildir. Bütün bunlar ehliyet ve liyakatin esas alınmadığı bir yönetim anlayışının doğal sonucudur. Çetelerin ortaya çıkması, mafyasının türemesi, mide bulandırıcı siyaset-medya-mafya üçgeninin oluşmasının temel nedeni işte bu yönetim anlayışıdır. Bu anlayışta olanlar ise milletin geçim derdini umursamamaktadır. Yönetme kabiliyetini yitirenler iyi gün, kötü gün demeden vergi toplayanlar esnafımızı ve topyekun vatandaşımızı zor günlerinde yalnız bıraktılar. Vatandaşın derdi ile dertlenmeyi külfet görenler kendi itibarları uğruna milletimizin emeklerini israf ettiler. Kendileri ve yakınları varlık içinde yüzerken, milyonların geçim derdini görmezden geldiler. Maalesef inatla görmezden, duymazdan gelmeye devam ediyorlar. Yanlış politikalarında ısrarcı olarak ekonomiyi çıkmaza soktular. İnsanımızı hayat pahalılığına ve geçim sıkıntısına maruz bıraktılar. İşçi, esnafı, memuru, emekliyi dert sahibi yaptılar. Sanayicimizin, çiftçimizin, besicimizin üretim arzusunu kırdılar, bankalara köle yaptılar, faiz lobilerinin ekmeğine yağ sürdüler.

‘Devlet olarak zor günler geçiyoruz’ diyerek insanımızın duygularını sömürdüler. Vatandaşımıza zor günlerinde sırt çevirdiler. Bugün ülkemizde olduğu gibi şehrimizde de siftah yapmadan dükkan kapatan, pandemiden dolayı iflas eden yüzlerce esnafımız var. Bu caddelerde, sokaklarda işsiz gezen ve gelecek hayalini yurtdışında yaşamak üzere kuran binlerce gencimiz var. Başını yastığa koyduğunda ay sonu nasıl gelecek, kira ve fatura nasıl ödenecek diye kara kara düşünmekten gözlerine uyku girmeyen on binlerce insanımız var. Maalesef geçim sıkıntısının bunalımıyla intihar edenler var. Yarınlara umutla bakması gerekirken, geleceğe kaygıyla bakan gencecik kardeşlerimiz var. En büyük hayali sorulduğunda ‘babamın iş bulması ve borçlarımızı ödeyebilmesi’ cevabını veren yavrularımız var. Çocuğun istediğini alamadığı için evine geç giden ve sabah okula giderken bir simit parası veremediği için hicap duyan nice anne ve babalar var.

İçinde bulunduğumuz bu perişan halin bir tek sorumlusu varsa o da ülkeyi yöneten iktidardadır. Maalesef iktidar meselelere yanlış yaklaşmakta ‘ben yaptım oldu’ mantığını esas alan bir yönetim anlayışı ortaya koyuyor. Türkiye’nin bir an önce vakit kaybetmeden bu anlayıştan kurtulması gerekiyor. Adeta her gün yapılan zamlar milletimizin sırtına yüklenen ağır vergiler, esnafımıza bir türlü verilmeyen destekler, işsiz bırakılan insanlarımızın çok büyük bir kısmı açlık ve yoksulluk sınırının altında hayata tutunmaya çalışırken, bunca sorunumuz varken bu sorunların çözümüne ilişkin bir tek doğru adım atılmıyor. İktidar yanlış yapıyor. Daha da kötüsü bu yanlışlıkları bilerek, isteyerek ve hatta inadına yapıyor.

Geçtiğimiz günlerde Sayın AK Parti Genel Başkanının ifade ettiği ‘aç olarak dolaşanları buyurun siz de doyuruverin’ sözlerinden hicap duyduğumuzu ifade etmek istiyoruz. İnsanımızı aç ve yoksul bırakanlar kendileri değil mi? Müsterih olun. Umudunuzu hiç kaybetmeyin. Biz varız. Biz yoksulluğun her türlüsünü israfı ve verimsiz harcamaları önlemek için buradayız. Hazırız.

Görüyoruz ki iktidarda umursamasa da görmezden gelse de evlerimizdeki bu tencere aş değil, dert pişirmeye başladı. İnsanımızın çarşı pazardan eli boş dönmek zorunda kalması nedeniyle bu tencere artık dolmaz hale geldi. Şehrimizdeki, ilçelerimizdeki, mahallelerimizdeki birçok hanenin ocağındaki bu tencere artık patates, soğan dahi bulamaz hale geldi. Kirasını ödeyemiyor, evine ekmek götüremiyor, hayat yaşanmaz bir hale geldi. Yüksek kiralara yetişemiyor, tenceresi kaynamıyor, işsizlikle boğuşuyor Bu da yetmezmiş gibi trafikle, deprem korkusuyla kendini köyüne atmak istiyor. İstanbul’un tarihini, siluetini bozdukları yetmediği gibi şimdi de dokusunu, gündelik yaşamını tarumar ediyorlar. Bu gidişata birazcık olsun engel olmaya çalışan insanımızın dertlerini hafifletmeye çalışanlara da engel oluyorlar.

Tenceresi kaynamayan, ocağı tütmeyen hanelerin istikbalini iktidardaki arkadaşların ikbaline feda ettirmeyeceğiz. İşte bu nedenlerle biz Saadet Partisi olarak hayat pahalılığına, adaletsiz gelir dağılımına, üretmeyen ekonomiye, işsizliğe, ağır vergilere, itibar uğruna yapılan israflara karşı çıkarak ‘bu tencerede artık dert değil, aş pişirmek istiyorum’ diyen tüm vatandaşlarımızı hepimizin ortak gündemine Geçim İttifakına davet ediyoruz. Mutfağımıza, evimize, sokağımıza, mahallemize, ilçemize, şehrimize ve ülkemize hep birlikte sahip çıkalım istiyoruz. Çünkü biz daha iyisine, en iyisine layığız. Bizim diğer toplumlardan hiçbir eksiğimiz yok. Hatta fazlamız var. Biz sadece yanlış yönetiliyoruz ve bunu hak etmiyoruz.

Saadet Partisi olarak bu yanlış yönetim anlayışının sebep olduğu sıkıntılara artık daha fazla katlanmak zorunda değiliz. Şimdi Geçim İttifakı acil eylem planımız çerçevesinde hazırladığımız çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.

1. İsraf ekonomisinden üretim ekonomisine geçilmeli, özellikle gıda, enflasyonunu önlemek öncelikli hedef haline getirilmeli.

2. Açlık sınırının dahi altına düşen asgari ücret yeniden düzenlenmeli ve bu ücretlerden vergi alınmamalıdır.

3. Yeni istihdamlar, vergi indirimleri ve hibelerle desteklenmeli.

4. Girişimcilere yönelik finansman olanakları genişletilmeli, katılım yapıları oluşturulmalı.

5. Esnafımıza acilen sicil affı getirilmeli. Yeni ve bembeyaz bir sayfa açmaları kolaylaştırılmalı.

6. İş kurma ve iş yapabilme süreçleri hızlandırılmalı, bunaltıcı bürokratik engellerin tamamı kaldırılmalı.

7. Kredi kartı faiz oranları sıfırlanmalı, yerli malı ürünlerde vade sayısındaki artışlar teşvik edilmeli.

8. Bankaların pos cihazı komisyon oranları sıfırlanmalı ve para akışlarındaki gecikmeler kaldırılmalı.

9. Elektrik, su, doğalgaz, internet ve iletişim giderleri gibi sabit giderlerden alınan vergiler azaltılmalı ve uzun vadede kaldırılmalıdır.

10. Esnaf ve sanatlarımızın küçük ölçekli işlemlerde yaşadıkları kısa dönemli ödeme aksaklıklarının giderilmesi için ivedilikle bir fon oluşturulmalı.

İnsanımızın, esnafımızın, asgari ücretli çalışanlarımızın hızlı bir şekilde toparlanması ve bir nebze de olsa rahat nefes alabilmesi için hayata geçirilmesi gereken adımlar... İnanın bunlar zor değil, yeter ki vatandaş odaklı politikalar esas alınsın. Yeter ki insanımızın derdini, geçimini önceleyen kadrolar iş başında olsun. Herkesi bunları düşünmeye, bu esasa kulak vermeye ve bu çağrımıza ortak olmaya milletin derdiyle dertlenen kadroları yetkilendirmeye davet ediyoruz.”

SARIYER POSTA GAZETESİ