CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşünün belgesel galası için Sarıyer Belediyesi Boğaziçi Kültür Sanat Merkezi’nde (BKSM) Sarıyerliler ile bir araya geldi.

Çok sayıda partilinin katıldığı “Hak-Hukuk-Adalet” temalı belgeselin galası için Sarıyer’e gelen Kılıçdaroğlu’na ilgi büyüktü. Alkışlar arasında salona giren CHP liderine, 2. Bölge Milletvekili Adayları, CHP Sarıyer İlçe Başkanı Sevim Yalınkılıç ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri ve muhtarlar eşlik etti.

Galada konuşan CHP liderinin açıklamalarından satır başları:

“İnsanı insan yapan kavram adalet”

“Yalnız yürümemenin tek koşu var; Haklı olacaksınız!” diyen Kılıçdardaroğlu, sert ifadeler kullandı. Halkın çıkarlarını savunduklarını belirten CHP lideri, “O mücadele soylu bir mücadeleydi. İnsanı insan yapan kavram adalet. Eğer bir topluma adaleti unutturursanız, baskıyı egemen kılarsanız toplumda infial yaratırsınız. Tarihin hiçbir döneminde baskıcılar başarılı olamamıştır. Hak verilmez, alınır diye bir kavram vardır. Biz kimseden lütuf istemiyoruz. 81 milyonun huzur içinde yaşamasını istiyoruz. 17 milyon yoksulumuz var bunları siyasi sömürü haline getireceksiniz. Bu ülkenin en saygın gazetelerini cezalandıracaksınız. Her seferinde bardağa bir damla düştü. Her seferinde düzelir diye bekledik” dedi.

“Berberoğlu, son damlaydı”

CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasını eleştiren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Enis Berberoğlu’nun haksız yere cezaevine girmesi son damlaydı ve bardağı taşırdı. Sesimizi sadece sağırlar ve birileri duysun diye değil. Milyonların adalet diye haykırdığını bütün dünyaya göstermek için yürüdük. Yürümez dediler, Bolu Dağı’nı aşamaz dediler, her santimini yürüdük. Milyarları harcayacaksın, tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla yaptığın saray’ın maliyetini milletten gizleyeceksin. Bu en büyük adaletsizliktir. Yaptığın harcamaların hesabını vereceksin. Demokrasi budur. Adalet yürüyüşünün birinci yıldönümünde sağırlar duyar mı bilmem. Ama 81 milyon vatandaşıma söylemek isterim.”

“En büyük zararı yargı camiası görüyor”

Siyaset kurumunun yargıya müdahale ettiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, hakim ve savcılara seslendi: “81 milyon vatandaşım eline vicdanını koysun: Bir hakim üstelik Danıştay’da bir hakim bir partinin kadın kolları başkanı gibi tweet atarsa, o hakimi orada tutanda adalet kavramı yoktur. O yargıç orada duruyorsa hâlâ istifa etmemişse en büyük zararı yargı camiası alıyor. Sevgili hakim kardeşim görevinle istifa edeceksin, görevinden çekilmeyip, orada oturuyorsan açık ve net söylüyorum: Sen onursuz bir yargıçsın.”

“Seçimde adalet istiyoruz”

24 Haziran seçimi hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, adaletli bir oylama temennisinde bulunarak, “Birinin elini kolunu bağlayacaksın. Diğerinin arabası var uçağı var. Nereden geldiği belli olmayan serveti var. Seçimde adalet yok. Seçimde de adalet istiyoruz. Geldiğimiz noktada allak bullak edilen bir eğitim sistemi var. Bizim çocuklarımız kobay olarak kullanılıyor. Eğitimde de adalet istiyoruz. Yaşamda da adalet istiyoruz. Kimsenin yaşam tarzından siyasi görüşünden dolayı dışlanmadığı. Caddede sokakta birbirimize selam veremeyecek noktaya geldik. Medyada da adalet istiyoruz. Vatandaş kendini yaktı. Hiç haber yapılmadı ta ki ben meclis’te dile getirene kadar” diye konuştu.

“Adalet yürüyüşünü medyanın bağımsızlı için yaptık”

Geçen yıl 15 Haziranda başlayıp, 9 Temmuzda sonlandırdığı adalet yürüyüşünü Enis Berberoğlu ve diğer tutuklu gazeteciler için yaptığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bu adalet yürüyüşünü medya bağımsız olsun diye yaptık. Bu adalet yürüyüşünü toplum özgüveni yüksek bir toplum olsun diye yaptık. Bu adalet yürüyüşünü güçlü biziz, adaleti getirecek olan biziz demek için yaptık. Hangi siyasi görüşten olursak olalım. Adaletin mücadelesini yapmak zorundayız. 450 km’ye yakın adalet için yürüdüysem benim bu milletten beklentim vardır. Bireysel beklentim yok. Ama bu topraklarda bir kişi haksızlığa uğruyorsa ben rahat değilim. İhaleler yandaşlara dağıtılıyorsa ben rahat değilim. Toplumun da rahat olmaması lazım. Herkes sandığa gitsin ve oyunu kullansın. Sadece kendimiz değil, komşumuzu arkadaşımız beraber gitmeliyiz sandığa. İlk kez sivil darbe döneminde sandığa gidip buna son vereceğiz. Duvara yıktığımızda dünyaya görkemli bir mesaj vereceğiz. Her birimizin tek tek sorumluluğu var” şeklinde konuştu.