Gelecek Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı Sarıyer'in yerel basınıyla bir araya geldi. Türkiye ekonomisinin konuşulduğu toplantıda, Sarıyer gündemi de masaya yatırıldı.

Tarabya’daki Vilayetler Evi’nde düzenlenen toplantıya; Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kerim Rota, Gelecek Partisi Sarıyer İlçe Başkanı Erhan Vergili, Gelecek Partisi Yerel Yönetimler Çevre ve Şehircilik Başkanı Halide Bahar Sezer, Araştırma ve Geliştirme Başkanı Selçuk Koçak, Gelecek Partisi Sarıyer Posta Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Levent Pehlivanoğlu ile yerel basın temsilcileri katıldı.

Türkiye ve Sarıyer gündemini konuştular

Toplantıda, Gelecek Partisi’nin Türkiye ve Sarıyer için oluşturduğu ekonomi hedefleri ele alındı. Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik durumdan işsizliğe kadar birçok konu masaya yatırılırken, Sarıyer gündemine ait konulara da değinildi. Basın kahvaltı sonrasında yerel basın mensuplarına Ahmet Davutoğlu’nun “Duruş: Gençlerle Yüz Yüze” adlı kitabı hediye edildi.

"Milletimiz ve halkımız için çalışmaya talibiz"

Gelecek Partisi Sarıyer İlçe Başkanı Erhan Vergili; "Biz Gelecek Partisi olarak yerel ve genel iktidarda biz şunu taahhüt ediyoruz; ilçe başkanlığı olarak yerel belediyede Gelecek Partisi iktidar olursa meclis kadrosuna girmiş olan tüm siyasi partilerin temsilcilerinden birer tanesini başkan yardımcısı yapacağız. Sarıyer’de ne yapılması gerektiği ile alakalı evet imar meselemiz var, burada hemfikiriz. Çözümü ile alakalı şu an hali hazırda olan tüm meclis bu işten sorumludur. Hangi partiye oy verdiğiniz bir önemi yok, sonuçta sorun ortaksa o meclise giren temsilcilerinde derdidir. Mülkiyetle alakalı biz bu çözümü meclis içerisinde tüm siyasiler ile ortak çalışmak. Biz milletimiz ve halkımız için çalışmaya talibiz" şeklinde konuştu.

"Sarıyer’e ne yapmamız gerekiyor?"

Vergili, "Bizim Sarıyer’e ne yapmamız gerekiyor? Bu kadar yollar, barajlar, köprüler yapılıyorken tarihimizi kenara atmamak gerektiğinden dolayı Kültür Bakanlığı ile Sarıyer Belediyesi’nin ortak çalışması lazım. Yapılacak çalışmalarla bu mirasları ayağa kaldırdıktan sonra okulunu tamamlamış, Kültür Bakanlığı’na ait sosyal tesisler yapılarak istihdam da sağlanmış olacak. Sarıyer Belediyesi’nin akıllı binaya taşınmasından sonra boşaltılmış mülklerin restoran, yurt, konaklama alanlarını tahsis etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Siyasi konjonktürün değişime vaktinin geldiğini düşünüyorum"

Sarıyer'in genel sorunlarından bahseden Vergili, "Sarıyer’de 9 tane üniversite var, işsizlik dışında konaklama sıkıntısı var. Sarıyer imara kapalı.İmara açıp bu sefer görsel bozukluğa, özünü koruyamayacağımızdan dolayı yüksek binalar yapılamayacak. Yerinde küçük onarımlarla boşaltılmış olan binaların yurtsa yurt, sosyal tesise sosyal tesis haline çevrilirse iş imkanı açılabilir. Sarıyer’in bir balıkçılar çarşısı mevcut değil. Sarıyer’i özüne kavuşturmak gerekiyor. Ben yeni yüzyılda artık siyasi konjonktürün ve siyasi partilerin değişime vaktinin geldiğini düşünüyorum" dedi.

"Elimizden ne geliyorsa yapacağız"

Gelecek Partisi olarak gerçekleştirmeyi vaat ettikleri projeyi anlatan Vergili, "Dallas’ta, Kocataş’ta, Sarıdağ’da seyir terasları yapılabilir. Biz Sarıyer’in bir ucundan diğer mahallesine yapılabilir bir proje hayata geçirmek istiyoruz. Seyir teraslarını yaparak teleferik sistemlerini kurarak ve sosyal tesisler bünyesi adı altında iş imkanını çözümünü ve turist akımının Sarıyer’e bağlamayı hedefliyoruz. Uskumruköy’de hayvancılık bir zamanlar çok meşhurdu. Betonlaşma arttıkça Uskumruköy’de hayvancılık yapanlar arsalarını satarak o işi bırakıyorlar. Gümüşdere şu an büyük tehlike içerisinde tarımla ilgileniyor ama şu an orada da ciddi bir sıkıntı var. İnşaat furyasının başladığı ve ya yerlerinin artık kapatılmaya başlandığı haberleri geliyor. Bu çok büyük bir kayıptır. Biz Gelecek Partisi olarak aslını inkar etmeksizin hem yeni geleceklerin ufkuna hem de özünü koruyarak elimizden ne geliyorsa yapacağız" şeklinde konuştu.

"Dokümanlarımızı seçime kadar daha da zenginleştireceğiz"

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kerim Rota, "15 Haziran 2020 tarihinde 'Ekonomide Gelecek Modeli' mottosuyla kendi modelimizi ortaya koyduk. Türkiye’nin tekrar üretim ekonomisine dönmesi, tarımda Türkiye’nin nasıl destekleneceği, iş gücü piyasası reformunu ve vergi reformunu ortaya koyduk, asgari ücretten verginin nasıl kaldırılacağı ve bu kaynağın nereden bulunacağı ilgili bütün bunları bu modelde açıkladık. Bu kadar kapsamlı bir ekonomi modelini şu ana kadar yazılı olarak açıklayan başka bir parti olmadı. 1 Kasım 2020’de kongremizi yaptık, 9 Kasım 2020’de ise Gelecek Partisi İnsan Hakları Başkanı Serap Yazıcı’yla güçlendirilmiş parlementer sisteminde 45 sayfalık yazılı dokümantasyonu ortaya koyduk. Bütün siyasi partilere gittik ve bunun detaylarını aktardık. Siyasetin finansmanı ve siyasetin etiği ile ilgili olarak da bu sene başında dokümantasyonumuzu hazırladık. Önümüzdeki günlerde de hukukla ve yargı reformuyla ilgili dokümantasyonu ortaya koyacağız. 'Ekonomide Gelecek Modeli'ne bakarsanız orada çok kritik bazı noktalar var. Özellikle tarım konusunda ve işsizlik konusunda çeşitli çözüm önerileri var. Türkiye’nin vergi gelirinin artması için kayıt dışıyla mücadele vermemiz lazım. İnşallah dokümanlarımızı seçime kadar daha da zenginleştireceğiz" ifadelerini kullandı.

"Cumhurbaşkanı partisiz olmalı"

Türkiye’de yeni siyasi oluşumu ortaya çıkaran ilk partinin Gelecek Partisi olduğunu aktaran Rota, "Gelecek Partisi kurulduktan sonra şu anda 7-8 parti kuruldu. O cesaret kıvılcımını Ahmet Davutoğlu yaktı. Türkiye’de bundan sonra diyaloğun önemsendiği, tek adam rejiminin sorgulandığı bir dönemin olması gerektiğini düşünenlerdeniz. Türkiye’de yapılan anketlerde de görüldüğü üzere toplum yüzde 50- yüzde 50 kutuplaşmış vaziyette. Türkiye’de tek bir soruda hiç kutuplaşma yok, yüzde 65’e yüzde 35 çıkıyor anketlerde. O soruda şu “Cumhurbaşkanı partili mi olsun partisiz mi olsun?” Cumhurbaşkanı partili olsun diyen yüzde 35, partisiz olsun diyenler yüzde 65. Biz cumhurbaşkanının partisiz olması gerektiğini savunan bir anlayıştayız. Bu anlayıştaki partilerle daha yakın olmamız kaçınılmaz" diye konuştu.

"Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük finansal skandalıdır"

Rota, "128 milyar Derede? skandalı Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük finansal skandalıdır. Bu iş mutlaka mahkemeye yansır ve sorumluları ceza alır. Çünkü bunun arkasında sadece bir dövizin fiyatını baskılamak için devletin döviz satması yok, yetkisiz döviz satışı da var. Merkez Bankası’nın şeffaf olmayan yöntemlerle kapı arkası dediğimiz yöntemlerle ve kendi genelgelerini ve kendi kanunlarını çiğneyerek verdiği kararlar var. Dolayısıyla Merkez Bankası yöneticilerinin bu konu için mahkemeye çıkacağından hiçbir kuşkum yok" dedi.

"Türkiye, Brezilya kadar iyi yönetilseydi doların 6,5 lira civarında olması gerekiyordu"

Türk ekonomisini değerlendiren Rota, "Türkiye ihracatçılarından 30-40 milyar Dolar döviz satın alarak bir yere gidiyor. Eski rezervleri aynı seviyeye getirmemiz için 4- 5 seneye ihtiyacımız var. Negatif değer faiz politikasına tekrar girdik, 2020 Nisan ayı ile Ağustos ayında da girmiştik. Sonu felaket olmuştu. Ekonomi Bakanı, Merkez Bankası’nı koltuğundan etmişti. Türkiye bir ödemeler krizine girmişti. Son iki aydır tekrar bu noktaya evriliyoruz gibi görünüyor yani enflasyon çok daha yukarıdayken faizlerde aşağı tutulacak. Bu politika devam edildiği sürece doların daha yukarı çıkması kaçınılmaz. Bu politikaya 2-3 ay daha devam edebileceklerini düşünmüyorum. O politika 5-6 ay sürebilmişti ama 128 milyar Dolar satılmıştı. Şimdi satılabilecek bir döviz yok. Bu politikaya 2-3 daha devam edilemeyeceğini ve sonunda çöpe atılacağını düşünüyorum. Bu 2-3 ay kritik tabi. Türk Lirası en değersiz seviyesinde 1994’den bu yana. Normal şartlarda Türkiye, Brezilya kadar iyi yönetilseydi, ki Brezilya çok iyi yönetilen bir ülke değil. Ama iyi bir merkez bankası var. Eğer Türkiye, Brezilya kadar iyi yönetilseydi doların 6,5 lira civarında olması gerekiyordu. Doların 10 lirayı görmesi bir günlük iştir. Bir açıklama yapılır zaten 9,5 olan 10 lira olur. Doların etkisinin azaltılması içinde ithalatın azalması lazım ama enerji ithalatçısı bir ülke için bu çok mümkün değil. Türkiye’nin kurlardaki değer kaybının önüne geçmesi ve kur oynamalarının önüne geçmesi lazım. Bugün hükümet istifa etse, Merkez Bankası toptan görevden alınsa zaten kurlardaki yüzde 10-15-20 gibi bir değer kazanır. Türk Lirası hemen değer kazanır" şeklinde konuştu.

"Piyasaya güven verecek bazı adımların atılması lazım"

Rota, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Gelecek Partisi olarak iktidara gelirsek yapacağımız ilk üç şey; Öncelikle piyasaya güven verecek bazı adımların atılması lazım. Merkez Bankası’nın baştan sonra görevden alacaksınız. İçerisinde liyakatli, aklı başında insanları koyup, Türkiye’nin enflasyonuna gerçek bir mücadeleyi başladığını ve buna uygun olarak devletin yapılacağını söyleyeceksiniz. Bunun dışında mali politikalarda asgari ücretten vergiyi kaldırması lazım. Vergiyi kaldırıp bunu da işverenin üzerinden değil, devletin üzerinden finans edilmesi lazım. Biz şunu önereceğiz; 5 senelik iktidarın sonunda bu vergi istisnaların toplamı vergi gelirlerinin yüzde 5’ini aşmayacak. Kayıt dışına çok ağır cezalar getirilmesi ama bunu yaparken de işverenlerin SGK primlerine indirim yapılarak bu emek politikası dokümanda olan şeyler."