DSCF6639

"YENİ BİR BAŞKAN YENİ BİR YAPILANMA"

Ecevit hareketiyle birlikte CHP’ye girip, 40 yıldan beri Sarıyer’de siyaset yapan siyasetçi, sendikacı ve yazar Yetkin Aröz, gazeteci Tuncay Dağlı’ya, ilçedeki siyasi yapıyı ve CHP’nin politikasını değerlendirirken, Sarıyer Belediye yönetimi için de eleştirilerde bulunup, “Yeni bir başkan yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var” dedi.

Önümüzdeki yerel seçimde CHP’nin yeniden seçimi kazanması için izlemesi gereken yol haritasını çizen Aröz, kişisel görüş olarak yeni bir adayla halkın karşısına çıkılması gerektiğini vurguladı. Aröz, “CHP, belediye yönetiminde geçmiş AK Parti yönetiminden daha başarılı oldu. AK Parti ülke genelinde daha fazla yıpranmış bir partidir. Bu nedenle AK Parti’nin Sarıyer’de seçim kazanma şansının hiç olmaması gerekiyor. Ama karşısındaki CHP de etkin, ulusalcı bir çizgide muhalefet oluşturamadığı için güç gösteremiyor. Bu nedenle önümüzdeki yerel seçimin nasıl sonuçlanacağını kestirmede zorluk çekiyorum” dedi.

Yetkin Aröz, yöneltilen soruları şu şekilde yanıtladı:

-Siyasetçi, yazar ve geçmişte belediyede koordinatörlük yapmış biri olarak Sarıyer siyasetinin bugünkü durumunu değerlendirir misiniz?

AK PARTİ YIPRANDI CHP TOPARLANAMIYOR

-Sarıyer’de başat olarak AK Parti ile CHP var. Hemen her zaman da bu iki partiden biri iktidara geliyor. Ama burası öteden beri CHP’nin ağırlıklı olduğu bir yer. Ancak CHP kendi içindeki siyasi çarpışmalar ve çekişmelerden dolayı bazen seçim kaybetme durumuna düşen bir partidir. Ve geçmişte iki dönem de bu nedenle seçim kaybetti. 29 Mart 2009’daki yerel seçimde de ‘artık her şeyi bir kenara bırakalım, bu parti kazansın, başarılı olsun’ diye çaba gösterildi, ayrıca AK Parti iktidarı da yıpranınca CHP’nin önü açıldı ve seçim kazanıldı. Genele baktığımız zaman CHP’nin büyük bir çalkantı içinde olduğu anlaşılıyor. Çift başlılık, partinin kendi misyonundan kopukluğu söz konusu. Şu anda bir kazanma dengesi yok gibi görünüyor. Şişli’den alınan üç mahallenin Sarıyer’e bağlanması, bu mahallelerdeki seçmenlerin de çoğunluk olarak AK Parti çizgisinde olması nedeniyle, AK Parti aradaki farkı kapatmaya çalışıyor. Ancak AK Parti, CHP’den çok daha fazla yıpranmış bir partidir. Bu nedenle AK Parti’nin burada seçim kazanma şansının hiç olmaması gerekiyor. Ama karşısındaki de etkin bir ulusalcı çizgide muhalefet oluşturamadığı için güç gösteremiyor. Bu nedenle önümüzdeki yerel seçimin nasıl sonuçlanacağını kestirmede zorluk çekiyorum.

-CHP, Sarıyer’de kaybetmemek için sizce nasıl bir siyasi taktik izlemeli?

-CHP’nin bir taktik uygulayacak yöneticileri yok gibi geliyor bana. Sorun burada. CHP’de öteden beri, yöneticilerin kendi dışındaki partilileri öteleme, bir kenara itme ve her şeyi biz biliriz, biz yaparız diyen bir düşünce yapısı var. Yanlış yapmasına rağmen, o yanlışı yapmada direnme gibi bir davranış gösterir, destek almaktan ziyade, herkes bana uysun, benim dediğimi yapsın şeklinde bir davranış sergilenir. O zamanda başarısızlık kaçınılmaz olur.

‘SEÇİMİ ALALIM DA ADAMLARIMIZ İŞE GİRSİN’ DENMEMELİ

-Burada sizin öneriniz nedir?

-Atatürk’te birleşmek gibi öteden beri söylediğimiz ve şuanda da yapılması düşünülen anayasa ve yapı değişikliği karşısında millici duruş sergileyen bir hareketimiz var, bu hareketin Türkiye genelinde giderek hızla güçlendiğini görüyorum. Bana göre CHP’nin ayrımsız, çok akılcı davranacak, geniş kadrolara ulaşması gerekiyor. ‘Seçimi alalım bizim adamlar belediyeye girsin’ düşüncesiyle hareket edilmemeli.

-CHP’nin önümüzdeki yerel seçime mevcut başkanla mı girmesi, yoksa yeni bir adayla mı girmesi daha yararına olur?

-Başkanın nereye kadar başarılı olduğunu kestirmekte zorlanıyorum. Ama başlangıçtan beri karşı olduğum için de yanlı bir tutum içinde olduğumu düşünmek istemiyorum. Ama bana göre belediye için yeni bir başkan yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var. Çünkü mevcut Başkan, belediyedeki yapılanmayı sağlıklı yapamamıştır. O, kendine göre iyi sanıyor ama biz dışarıdan iyi olmadığını görüyoruz.  Seçimde aday kim olacak bilemem ama bugüne kadar yapılanların, verilen ya da verilemeyen hizmetlerin sonucu alınacak. Halkın önüne çıkarılacak başkan adayı çok önemli.. Seçimi kazanacak en iyi aday bulunup, çıkarılmalı.

-Şükrü Genç’e karşı mısınız?

-Ben başlangıçtan beri karşıydım zaten. Seçildikten sonra kadrosuna ve o çizgideki insanlara baktığımda, kendisine ‘Bu Atatürk’ün öngördüğü ulusalcı, devrimci, laik bir hareket değil, bunun sonucu başarısız olur, yapma’ diyen üç sayfalık özel bir mektup yazdım. O mektuba tepki gösterdi. Ve beni dışlama ve hiçbir zaman görüşmeme gibi bir tavır sergiledi.

-Bu mektubu yazmadaki amacınız neydi?

-Yanlış kadroları belediyeye doldurup da, kötü bir yönetim sergilemesiydi. Ve geçen süre içindeki uygulamasıyla da söylediklerimin hepsinin doğru çıkması gibi bir sonuca vardım. Projelerinin hiç birini yapamadı, birtakım kişisel bağlarla çeşitli yerlerden gönderilen elemanları alıp, onları değerlendirdi.

TOPLUMCU YAKLAŞIM GENİŞ KİTLELERE YANSITILAMADI

-Sizin beklentiniz neydi?

-Benim beklentim, CHP’ye özgü olan toplumcu bir yaklaşımdı. Ve o toplumcu yaklaşımın kitlelere yansıtılarak daha sağlıklı ve yerleşik bir yapıyı oluşturmasıydı.

-Sosyal demokrat kesimi genel anlamda kucaklama olmadı mı?

-Bence olmadı. Alevi arkadaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı yerlerde etkinliği var ama aynı zamanda bu etkinliğinin de bir karşı etkinliği oluşuyor. Parti seçim öncesindeki herkesin candan ve güçlü bir iradeyle bu partinin kazanması için emek vermesi olgusunu kaybetti. Çünkü beklentilerin büyük çoğunluğunu karşılayamadı. Daha çok kendine özgü bir insan ilişkileri kurma ustalığı var, bu kişileri onore ederek yürüttüğü bir taktik, yönetim anlayışı ama o da boşlukta kalıyor. Şükrü Genç’e yazdığım mektupta eleştirel değerlendirme yaparken, kafamın içindeki CHP’ye uygun bir model oluşsun istiyordum.

-Sizin kafanızdaki model neydi?

-Altı okun genel ruhunu yakalamış, o doğrultuda hareket eden, yoksul sınıfın daha çok hizmetine dönük çalışmaları programlaştırmak, onları yaşama geçirmekti, bu başarılamadı.

-Önümüzdeki yerel seçime mevcut belediye başkanı ile gitmenin daha avantajlı olacağı yönünde görüşler var, siz buna katılıyor musunuz?

-Hayır katılmıyorum.. Şuandaki Başkan, CHP’nin temel ilkelerine, yaklaşımlarına uygun bir proje ortaya çıkararak, uğraş verip, kendine yaygın bir zemin kazansaydı bekli olabilirdi ama şuanda böyle bir çizgiye geldiğini sanmıyorum.

ŞÜKRÜ GENÇ, MUSTAFA SARIGÜL GİBİ DEĞİL”

-Bir başkası mı düşünülmeli?

-Evet, ben o kanıdayım.

-Başka bir aday çıkarmak, seçmende CHP adına olumsuz bir düşünce oluşturmaz mı?

-Şükrü Genç, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül gibi iki üç kez seçim kazanmış, kendini ispatlamış bir başkan değil, o kadar etkinliği ve başarısı görülmedi.

-Eski Belediye Başkanı İhsan Yalçın döneminde belediyede genel koordinatör olarak çalıştınız, o dönemle bu dönemi kıyaslar mısınız?

-Bizim de birçok yanlışımız olduğunu sonradan gördüm. Ama o dönemle bu dönem göreve seçilenlerin bakış açıları farklı. O dönem belediyede olan olumsuzlukların önü, yerel basında yoğun eleştiriler yapılarak kesilmeye çalışıldı. Bu nedenle parti dışına çıkan uygulamalar fazla olmadı. O zaman da ekonomik imkansızlık vardı ama yine de şimdiki kültür merkezi ile halen kullanılan Büyükdere’deki belediye binası ve asfalt fabrikası ile daha birçok yatırım yapıldı. Sarıyer’i sembolize eden belediye amblemi bile yarışma ile bizim zamanımızda belirlendi.

1“CHP’NİN EN KÖTÜ ADAYI BİLE AK PARTİ’LİDEN DAHA BAŞARILI OLMALI”

-Yusuf Tülün ile Şükrü Genç’i hizmet anlamında kıyaslarsanız ne dersiniz?

-Şükrü Genç’in daha başarılı olduğunu düşünürüm. Diğeri bir takım yatırımlar yapmayı denedi. Ama Zekeriyaköy Kültür Merkezi binasını yapması son derece yanlış bir seçimdi. Oraya kişilerin gelmesi, oranın yerleşik alan olması çok uzak bir ihtimaldi. Projesi de uygun değildi. Yanlış bir seçim olduğu için aradan geçen beş yıl içinde hiç bir değer kazanmadı. Hala bizim yaptığımız küçük kültür merkezine mahkum kaldık. Bana göre bir hizmet üretmedi. Ama CHP’nin en kötüsü seçilmiş olsa bile AK Parti’den farklı, başarılı bir çizgi göstermesi gerekiyor, bu nedenle şu anki belediye yönetiminin geçmiş AK Parti yönetiminden daha başarılı olduğunu düşünüyorum.

-Belediyenin, hizmet binası, kültür merkezi ve evlendirme dairesi yapmaya çalışması, sizce doğru bir yatırım mı oldu?

-Evet, bunlar keşke çok önceleri yapılsaydı, Sarıyer’in yüzünü değiştirir, yararlı olurdu. Zaten bu projeler daha evvelden var. Ama AK Parti’li Büyükşehir Belediyesi bunun yapılmasına izin vermedi, aslında yapılması gerekiyordu. CHP’li belediye yönetiminin bu inşaatları devam ettirmesi gerekiyor, fakat Büyükşehir Belediyesi’ni de almak lazım. Alınamazsa izin vermeyeceklerini düşünüyorum.

Bu arada ülkenin genel ekonomik yapısını ele alırsak, ekonomik daralma daha da artacak ve sonunda olay ‘bunlar gitsin de kim gelirse gelsin’ durumuna kadar gidecek. Bana göre AK Parti tümüyle başarısız olacaktır. Türkiye’nin genel yapısı çukura gitmiştir, gidiş çok kötüdür. Bu kötü politika yüzünden CHP’nin kazanması olağandır. Ama CHP de kendi yapısına uygun modelleri oluşturamıyor. Toplumcu, kamu ağırlıklı ekonomi modelini öne çıkartamıyor. AK Parti ise sürekli özelleştirme yanlışlığı içinde bir batağa doğru gidiyor,  bundan Sarıyer de nasibini alıyor.

-Siz SHP’yi bırakıp CHP’ye, oradan da İşçi Partisi’ne geçtiniz, neden?

-Çünkü İşçi Partisi’nin Türkiye’nin geleceği için koyduğu model doğru bir modeldir. ‘Atatürk’te birleştik’ bakışı son derece doğru bir model. Artık eskisi gibi sağ, sol modelleri kalmadı, kimin ne söylediğine, ne yapmak istediğine bakarak karar verme durumuna geldik. Eskisi gibi sosyal demokrattır, solcudur diye oy vermiyoruz, ne getirecektir, ne yapacaktır diye sorgulayarak oyumuzu vermekten yana bir tavır içindeyiz.

“SARIYER HALKI KENTLİLEŞEMEDİ”

-Sarıyer’de mülkiyet olayından tutun da, balıkçılar çarşısı olmaması, midyecilerin sağlıksız ortamlarda üretim yapması, kentsel dönüşüm kargaşası var ve bu ortamın yarattığı kaostan yararlanan partiler seçim kazanma telaşındalar.. Halkın yaşadığı bu sorunlar bir kez daha mı oya dönüştürülecek sizce?

-Mutlaka, her zaman olduğu gibi.. Çünkü toplumsal bir yapı yok. Sarıyer halkının siyasal birikimi kendini yönlendirecek ve istediğini seçtirecek bir bütünlükte görünmüyor. Göçle oluşan yerleşim koşulları Sarıyer’in yapısını birçok anlamda yönlendirdi. Ama yaşanan sorunların büyük bölümü halkın siyasal bilince sahip olamaması ve kentlileşememesinden kaynaklanıyor.

-Teşekkür ederim