cen129 Mart 2014’te yapılacak yerel seçimlerde CHP’den Sarıyer Belediye Başkanlığı adaylığı için siyasi kulislerde adı dolaşan tanınmış siyasetçi Dr. Cengiz Alp, adaylık konusunda şu an için bir karar vermediğini ancak ileride yaşanabilecek gelişmelerin bu tutumunu değiştirebileceğini söyledi.

Sarıyer Posta Haber Müdürü Tuncay Dağlı’nın yönelttiği soruları yanıtlayan Dr. Cengiz Alp, başkan adayı olacak kişilerin yapması gerekenlerle partinin aday belirlemede izlemesi gereken yol konusundaki görüşlerini de ifade etti.

"BAŞKA ADAYLAR ÇIKABİLİR, ÇIKMALI"

Sarıyer’de düzenlenen sosyal, siyasi ve kültürel faaliyetlere katılıp, düşünce ve görüşleriyle toplumun önde gelenleri arasında yer alan Dr. Cengiz Alp sohbet sırasında Sarıyer’e belediye başkanı olmak isteyen adaylar ile meclis üyesi adaylarının kesinlikle Sarıyerli olması gerektiğini belirtip şunları söyledi:

cen3

“Partinin şu anda bir belediye başkanı var, hepimizin partili olarak görevi onun başarılı olarak devam etmesine, seçim beyannamesinde verdiği sözleri, bulunduğu taahhütleri tamamlama adına destek olmaktır. İlçedeki arkadaşlara da bu görev düşüyor. Ama bu, başka aday çıkmayacak anlamına gelmez. ‘Ben bu işi daha iyi yapacağım’ diyen arkadaşlarımız çıkacaktır, çıkmasını teşvik etmek lazım, rekabet ortamına sokmak lazım. Projelerini, planlarını anlatmak koşuluyla Sarıyer halkının kalbini kazanacağına inandığımız bir arkadaşımız çıkarsa, seçim atmosferinde ona inanırsak elbette ki destekleriz.. Böyle bir aday çıkabilir, bunu çok doğal karşılamak lazım. Çok demokratik bir olaydır. Biz sosyal demokratik bir partiyiz. Geleneklerimizde bu var.  Seçimi riske etmeyecek, daha rahat kazanabileceğimize inandığımız bir arkadaşımızı, bir adayı, bu partinin altyapısının çıkarma yeteneğinin olduğuna inanıyorum. Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy, Avcılar için de bu böyle. Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa gelmesiyle beraber parti içinde tartıştığımız bir konu var, ön seçim olayı. Partinin üyeleri delegeleri, delegeler il, ilçe başkanlarını, genel başkanını seçebiliyor ama belediye başkanı seçimine gelince genel merkez atayacak gibi bir durum doğru olmaz, demokratik değil, hoş da değil.. Bizim genel eğilimlerimize, sosyal demokrat ilkelere de uymuyor. Başarılı olanların zaten kendilerine güveni olur ve bu yarışmaya girer, başarısız olanların da elenmesi kadar doğal bir şey yok. Sonuçta bir şirket yönetiminden bahsetmiyoruz. Kişisel bir seçimden de söz etmiyoruz. Bu büyük partinin, Türkiye’de önümüzdeki genel seçimler için yerel seçimleri alma ve kendini biraz daha halka kabullendirme, ona daha yakın durma zorunluluğu var. Bunun için parti genel merkezinin bu şekilde düşüneceğine inanıyorum. Hem kamuoyunda sevilen, hem de parti içindeki eğilim yoklamalarında başarılı çıkacağına inanacağımız arkadaşlarımız var. Bunları hem teşvik etmek, hem de yarışa sokup, rekabetçi bir ortam sağlamak gerek. Rekabetçi bir ortamdan iyi sonuçlar alınacağına inanıyorum. Bu bütün belediyeler için geçerlidir.

"ADAYLIĞI ŞU AN İÇİN DÜŞÜNMÜYORUM AMA..!"

cen4

-Siz kendi adınıza ne düşünüyorsunuz, aday olacak mısınız?


-Benim adım seçimler öncesi kamuoyunda devamlı dolaşır. Çünkü 30 yıldan beri burada doktorluk yapıyor, siyasetle uğraşıyorum. En azından her evde bir kişiye dokunmuşluğum var. İnsanlarla iyi iletişim kurduğumu düşünüyorum. Bu iyi diyalog nedeniyle insanların aklına gelmem çok doğal. ‘Aday olduğunda evet, destekleyebiliriz’ demeleri normal. Çünkü yıllarca beraber yaşadıkları, rahat ulaşabildikleri, rahat konuşabildikleri bir kişiyim. Çalışma hayatında böyle bir profilim var. Bundan dolayı ismim geçiyor olabilir. Ama şu an adaylık için bir kararım, düşüncem yok, böyle bir açıklamada bulunmadım, açıklayacak bir durum da yok. Böyle bir çalışma içinde de değilim.

-Nasıl bir gelişme sizin kararsızlığınızı değiştirebilir?

-Bu kararsızlığımı değiştirecek gelişme şu, öncelikle partinin üyesiyim. Partililerin genel refleksleri, davranışları önemli. Parti içinde bir eğilim yoklaması olursa kendimi partililerin bu çalışmasına sunabilirim. Teveccüh olursa, partililerin büyük bir çoğunluğunun isteği olursa bir adaylık süreci yaşayabilirim. Ama şu an için böyle bir çalışma düşünmüyorum. Belediye başkanımız var. O çalışmasını zaten götürüyor. Adaylığını açıklamış arkadaşlarımız var. Başkaları da çıkabilir. Bu rekabetin bizim genel kültürümüze uyan bir biçimde yaşanmasından yanayım.

"BELEDİYENİN ÜST YÖNETİMİ YENİDEN YAPILANMALI"

-Seçim sonrası belediyedeki yönetim yapılanması nasıl olmalı, değişmeli mi?

-Şu an için belediyenin yönetim yapılanmasından memnun olmayan genel bir eğilim var. Ama öncelikle seçime girecek olan adayın Sarıyerli olması gerekiyor. Dışarıdan biri olmamalı. Ama sadece bu yetmiyor, adayın beraber çalışacağı kadrosunu da önceden belirlemiş olması lazım. Bunları da Sarıyer’den seçmeli ve bir uzman kadro ile çalışmalı. Bu kadrolar da seçimden sonra belirlenmemeli. Bu yanlışı yapıyoruz. Belediye başkanını seçiyoruz, meclis grubunu belirliyoruz ama müdürlükler ve diğer başkan yardımcılıkları başkan tarafından sonradan belirleniyor. Oysa ki bu kadroların da seçimden en az üç ay önce belirlenmesi ve halkın önüne öyle çıkılması gerekir. Halk, kimi görecek, bu kişiler hangi yeteneklerini sergileyecekler bilmeli. Toplumun bu bilgiyi edinme hakkı var. Böylece seçilecek kişiler daha fazla sorumluluk sahibi olurlar.

-‘Seçildikten sonra kadromu oluştururum’ denmemeli mi diyorsunuz?

-Evet.. Bu kişilere kadrolarını ve sorumluluk alanlarını vererek, kamuoyu önünde tartışılmasını sağlamak gerek diye düşünüyorum. Hatta bir adım daha ileri giderek, tüm partilerin başkan adaylarının seçim sürecinde en az üç defa ya kamuoyu önünde ya da yerel gazetelerin öncülüğünde tartışmaları taraftarıyım. Herkes kendinin ne olacağını, ne yapacağını, nasıl bir Sarıyer hayal ettiğini, yapacaklarını, yapamayacaklarını, diğerlerinin neleri yapamayacağını gerekçeleriyle açıklamalıdır. Çünkü hiç tanımadığımız kişiler farklı ilçelerden gelip, ben belediye meclis üyesi adayıyım diyor. Böyle olmaz, bunların önüne geçilmeli ve aday olan kişilerin kamuoyu tarafından tanınması sağlanmalıdır..