3

“AK Parti eriyor oylarına talibiz”

CHP Sarıyer İlçe Başkanı Mehmet Deniz, ülke yönetimindeki farklı anlayışının bir kesim vatandaşın tepkisini çekmesi nedeniyle seçmen kitlesini giderek kaybettiğini ileri sürdüğü AK Parti’nin eridiğini ve CHP olarak oylarına talip olduklarını belirtti.

Sarıyer Posta Genel Yayın Yönetmeni Levent Pehlivanoğlu ile Haber Müdürü Tuncay Dağlı’yı ilçe binasında konuk eden Mehmet Deniz, verdiği röportajda genel ve yerel konularla ilgili görüşlerini ifade etti.

Yerel seçim için aday belirleme, belediye yönetimi ile olan ilişkiler, AK Parti Hükümeti’nin toplumsal hareketlere bakışı ve CHP’nin seçim çalışmalarıyla ilgili açıklama yapan Deniz, yöneltilen soruları şu şekilde yanıtladı

-CHP Sarıyer’de geçen 4 yıl içinde nasıl bir aşama kaydetti?

-2009 seçiminde aldığımız oy oranı ile yapılan son anketleri karşılaştırdığımızda 41.9’luk oy oranını koruduğumuzu görürüz. Belediye ve parti çalışmalarını birlikte ele alıp değerlendirdiğimizde genel olarak iyi durumda olduğumuzu söyleyebilirim. Kamuoyu çalışmaları, mahallerde yaptığımız etütler hep bu yönde. Ayazağa da bile durumumuz iyi. Ancak AKP hızla eriyor. Bunun da birçok nedeni var.

Sarıyer’de CHP’nin seçim problemi kesinlikle yok. Bütün çalışmalarımızı Büyükşehir Belediyesi’ni almaya yönelik yapıyoruz. Zaten belli bir oy potansiyelimiz var ama bunu tabi ki yeterli görmüyor ve çalışmalarımızı yoğunlaştırarak sürdürüyoruz.

-CHP ilçe yönetimi ile Sarıyer Belediyesi arasında bir gerginlik yaşandığı ileri sürülüyor, böyle bir şey var mı?

-Böyle bir problem yok ve böyle düşünenler ya da düşünmek isteyenler kesinlikle yanılıyorlar. Bu belki de birkaç basın kuruluşunun yanlış yönlendirmeye ve bilgilendirmeye yönelik haber yayınından kaynaklanıyor. Ancak şu iyi bilinmelidir ki CHP’nin yerel yönetimlere bakışı AK Parti gibi değil. Öncelikle bizim bir anlayış farkımız var.

1

“BELEDİYE YÖNETİMİ İLE HİÇBİR PROBLEMİMİZ YOK”

Bizim yerel yönetimdeki arkadaşlarımız, CHP’nin parti programına, ilkelerine ve sosyal demokrat anlayışa uygun bir belediyecilik sergilemeye çalışıyorlar. Bunu ne kadar başarıyorlar ne kadar başaramıyorlar ortada, başarılı olamadıkları noktalarda Büyükşehir engeli var, müfettiş baskısı var. CHP ilçe yönetimi ve Sarıyer Belediyesi arasında bir sorun, anlaşmazlık olduğuna dair hiçbir yerde bir açıklama, yazı ya da fikir beyan etme gibi bir olay göremezsiniz. Belediyenin nerede bir ciddi bir programı olsa ben ve çalışma arkadaşlarım hep oradayız. Bu suni bir olgudur. Ama uygulanan eski bir siyasi taktiktir, çürümüş bir anlayıştır. Kimse bundan umutlanmasın. CHP özgür iradesi olan bir parti, belediye ise devlet kurumudur. Bizim farklı bir anlayışımız var. Biz her gün belediye kapılarında iş takibi, dosya takibi yapmayız, birimler arasında koşturup durmayız. Biz siyasi açıdan Sarıyer’de ne tür eksiklikler var, neler yapılması gerektiği konusunda önerilerde bulunuruz. Onun dışında belediyenin yönetimi ile girift ilişkide bulunmayız. Bu zaten bizim dünya görüşümüze terstir. Belediyedeki arkadaşlarımız kendi işlerini yapıyor, biz kendi siyasi çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ancak siyaseti ilgilendiren bir konu olduğu zaman zaten Belediye Başkanımızla bir araya gelip konuşuyoruz, paylaşıyoruz. Ama biz onlara göre daha özgürüz, bizim üzerimizde bir devlet baskısı yok, onlarda bu baskı var.

“BELEDİYE YÖNETİMİ ÜZERİNDE SİYASİ BASKI OLMAMALI”

-Yerel seçimde adaylarınızı nasıl belirleyeceksiniz?

Aday belirleme sürecinde herkes düşüncesini ifade eder. Ancak ilçenin yönetiminin bu konuda bir tasarrufu vardır. Parti içinde kendi düşüncelerimizi söyleriz. Arzu ettiğimiz tüm İstanbul’daki adaylarımızın ön seçimle belirlenmesidir. Onda da bir problem çıkmaz. Herkes aday adayı olabilir. Mevcut belediye başkanımız da çıkabilir, başka bir arkadaşımız da çıkabilir. Herkesin özgür iradesi var, biz kimsenin oyunu kısıtlayamayız. Biz bir ismi öne çekip, diğerini geri almak gibi bir durumda değiliz, karışmayız. Ancak hiç kimse bizimle belediye arasında bir sürtüşme anlaşmazlık olduğunu söyleyemez. Sadece bizim siyasi parti olarak diğerlerinden farklı bir yerel yönetim anlayışımız var. Bizim işimiz siyaset yapmaktır. Belediye yönetimi orada siyasi açıdan rahat çalışmalıdır. Hem kendi partisi hem de mevcut iktidar partisinin siyasi baskısı açısından, üzerinde baskı uygulanmadan rahat çalışmalıdır. Ki kendini ortaya koysun. Kendini ortaya koyan arkadaşların çalışmaları beş yıl sonra önce örgüt tarafından değerlendirilecek, başarılı olmuşlarsa ‘yolunuza devam edin’ diyecekler, eğer başarılı olamamışlarsa da bir başka arkadaşımız, bir başka kadro gelecek. Bu da bize göre oldukça doğal bir olaydır. Anlayışımız gereği böyle olmak zorunda. Neden beş yıl da bir seçim yapılıyor, değişim için. Bunun ölçüsünü önce parti içindeki seçimle örgüt verecek, sonra da halk önüne çıkılacak.

“BAŞARILI OLAN KALIR BAŞARISIZLAR GİDER”

Başarılı olan kişiler kalacak. Ben başarılıysam burada oturacağım, değilsem gideceğim. Aynı şey belediye başkanımız, il başkanımız, genel başkanımız için de geçerli. Başarılı olan görevine devam eder. CHP’de artık eski anlayış yok. Bunun bilinmesini isterim. Burada birbirimizi eleştirebiliriz, yanlışı doğruyu söyleyebiliriz ama bundan bir kavga çıkacağını kimse beklemesin. Çünkü biz aynı yolun yolcusuyuz.

Parti meclisimiz aday belirme konusunda bir karar verecek ve önseçim olur ya da olmaz, ön seçim olursa eğilim yoklaması yapılır ve kim öne çıkarsa onunla seçime gireriz ve seçimi de alırız.

Şu ana kadar hiç kimse resmi olarak aday adayı olarak ortaya çıkmadı. Ama mevcut belediye başkanımızın aday olduğunu biliyoruz, bunun yanında toplumda isim olarak öne çıkan iki doktorumuz var. Aday adayı ne kadar çok olursa bizce de o kadar güzel olur. Partiye bir heyecan gelir, parti dinamikleri ortaya çıkar.

“BİZİM İNANÇLARLA HİÇBİR PROBLEMİMİZ YOK”

-Son günlerde yapılan anketlerde CHP Sarıyer’de önde görünüyor…

-Evet, anketlerde de kendini gösterdiği gibi CHP 2009’da yapılan yerel seçimde aldığı oyu muhafaza etmekte ancak AK Parti’nin oylarında ciddi bir düşüş var. Bu düşüş Ayazağa’nın Sarıyer’e bağlanmasına rağmen var. Ancak AK Parti’nin düşen oylarını biz alamamışız, MHP’ye kaymış. MHP’de bir yükseliş var. Ama AK Parti’nin dağılan bu oylarından biz de payımızı almalıyız. Her ne kadar CHP, Türkiye genelinde yapılan olumsuz propagandalarla dine karşıymış gibi gösterilmek istense de bunun böyle olmadığını halkımız çok iyi biliyor.

-Yeniköy’de yaşanan cami olayını nasıl yorumluyorsunuz?

-Yeniköy’deki parkta üniversite öğrencileri forum düzenlerken çıkan kavgada birkaç kişi yaralanmış. Onları hastanede ziyaret ettikten sonra AK Parti İlçe Başkanı Hüseyin Özdemir’le birlikte Yeniköy Muhtarlığı’na gidip bilgi aldık. Orada bir cami varmış ve 1958 yılında Adnan Menderes Hükümeti zamanında yol yapım çalışmaları nedeniyle yıkılmış. Orada şimdi yeni bir cami yapma çalışması var. Fakat forum yapan arkadaşlar bunu bilmezler ki. Bizim de oradaki caminin yapımıyla bir ilişkimiz yok. Ben Cuma Namazlarını kılarım, yapabildiğim kadar oruç tutarım, rahmetli annem beş vakit namazını kılan biriydi. Bizim dinle, inançlarla hiçbir problemimiz yok.

“GEÇMİŞİN HESABINI BİZDEN SORMAK DOĞRU DEĞİL”

Gezi olayları sırasında eylemciler Valide Sultan Camisi’ne sığındı ancak cami imamı, eylemciler orada içki içti iddiası ile altı saat gözaltından tutuldu. İmam ‘içki içtiler’ desin diye baskı yapıldı. Bu da toplumda pek hoş karşılanmıyor ve tepki uyandırıyor. AK Parti seçmenine de bu olaylar farklı anlatıldığı için bize önyargılı bakıyorlar. Biz bu kanıyı yıkmak zorundayız.

Biz CHP olarak Sarıyer’de AK Parti’nin oylarına talibiz. Bizim toplumun değerlerine karşı hiçbir olumsuz bakış ve siyasetimiz yoktur. Biz bu ülkenin tüm değerlerini koruyan, kollayan bir partiyiz. Ama AK Parti’liler sürekli olarak geçmişi gündeme getirip elli yıl, önce altmış yıl önce neler yaşandığını anlatıp, bizi suçluyorlar. Oysaki onlar şunu göz ardı ediyorlar, o dönemlerde onların babaları da dedeleri de, amcaları da CHP’liydi. Hüseyin Özdemir’in dedesi de CHP’liydi. Başka bir parti yoktu ki. Ülke yeni kurulmuştu, şartlar ağırdı, bir geçiş dönemi yaşanıyordu. O zamanlar yaşanılanlarla, sen şimdi nasıl CHP’yi suçluyorsun?

“BEN YAPTIM OLDU ANLAYIŞINI ARTIK KİMSE KABUL ETMİYOR”

 AK Parti’nin ‘ben yaptım oldu’ anlayışı artık yıkıldı. Hiç kimse bunu kabul etmiyor. Son olaylarla da bu görüşün gittiği açıkça ortaya çıktı. Yoksul ve eğitimsiz halk hiçbir zaman binemeyeceği uçaklar insin diye yapılan havaalanı için binlerce ağaç kesilmesini görmezden gelip, AK Parti’lileri alkışlıyor. Bu nedenle bu insanları aydınlatmak ve bilinçlendirmek zorundayız. Bu kadar gözlerinin kararması, bu kadar acımasızlık olmaz. Her taraf talan ediliyor. Ama artık ‘ben yaptım oldu’ yok, halk korku duvarlarını yıktı.

Gezi olayları sırasında burada yarım saat içinde 2 bin kişi toplandı ve Cumhurbaşkanı konutuna kadar sağduyulu, kimseye zarar vermeden, saygılı bir şekilde, demokratik bir eylem yapıldı. Sindirilmiş toplum kabuğunu kırdı. Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Bu her yerde böyle olacak. Parti içinde de böyle olacak.

“BAŞBAKAN HER ŞEYE BU KADAR KARIŞMAMALI”

AK Parti’de Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yapması gerektiğini, söylemesi gereken şeyleri Başbakan söylüyor. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, sunucunun karşısında cevap veremiyor, gezi parkı ile ilgili soru karşısında donup kalıyor, ‘yayını keselim’ diyor, çünkü ne diyeceğini bilmiyor. Herkes Başbakanın iki dudağı arasına bakıyor. Başbakan her şeye bu kadar karışmamalı bence. Ama biz konuşuyoruz. Biz konuşan toplumuz. Genel Başkanımız da bunu söylüyor. Bir belediye başkanımız, genel başkanımızı yüzüne karşı eleştirebilir.

 “AK PARTİ AYAZAĞA’YI SARIYER’E BAĞLADIĞINA PİŞMAN”

Ama özellikle belirtmek istediğim bir şey var ki o da AK Parti Ayazağa’yı Sarıyer’e bağladığı için çok pişman. Beraber Ayazağa’ya gidelim halkın bize karşı olan ilgisini gözlerinizle görün. Orada 2011 seçimlerinde AK Parti, CHP’den 9 bin civarında fazla oy almış. Aynı oyu alacakları düşüncesiyle bunu yaptılar ama umdukları gibi olmadı. Ayazağa’da yaşayanlar bölgesel olarak Orta Karadeniz ağırlıklı. Benim Samsunlu olmam nedeniyle de oradaki seçmenle çok sıcak ilişkilere girdik. Hiç CHP’ye oy vermemişler ama şimdi bize sıcak bakıyorlar. Bu yüzden Ayazağa’da da oyları biz alacağız.

“İSTİNYENİN VERİLMEMESİ SARIYER HALKINA CEZADIR”

-Ramazan etkinlikleri için İstinye’deki eski tersane alanının Sarıyer Belediyesi’ne verilmemesine ne diyorsunuz?

-Evet, bu yıl İstinye’yi vermediler. Orada halk için etkinlik yapılıyordu. Bu bir baskıdır. Neden onlar gibi düşünelim ki. Bu tavır bize karşı değil, Sarıyer halkını cezalandırmak için yapılan bir haksızlıktır. Sarıyer halkı da seçimde büyükşehri alarak gereken cevabı verecektir. Bundan geri dönülemez. AK Parti tepetaklak aşağı doğru gidiyor. Taksim’de yaşanan eylemlerde görüldüğü gibi, biriken problemler, vatandaşı patlama nokrasına getirdi. Millet bir arayış içinde. Çünkü ülkemizde alışık olmadığımız farklı bir yönetim tarzı var.

-Teşekkür ederiz..