CHP’li siyasetçi Opr. Dr. Cengiz Alp, 16 Nisan’da yapılan referandumdan çıkan evet sonucunun, sosyal demokratları ümitsizliğe sürüklememesi gerektiğini belirterek, “Referandumda toplumun sağduyusunun hayırdan yana olduğu görüldü. Genç kesim ve sivil toplumla olan bağımızı sosoyal medya aracılığıya daha da güçlendirisek Sosyal denmokratlar olarak 2019’daki seçimi ya da olası bir erken seçimi kazanma başarısı gösterebiliriz. Bu arada referandum sonucunu iyi okuduğumuzda Cumhurbaşkanının referandum öncesine göre başkan olma şansı kalmamıştır” dedi.
Sarıyer’de 30 yılı aşkın siyaset yapan, sosyal demokratlar kadar toplumun diğer kesimleri tarafından da sevilip, desteklenen Opr. Dr. Cengiz Alp, yaptığı değerlendirmede siyasilere ve topluma önemli mesajlar verdi:

“HUKUKİ SÜREÇ MUHAKKAK TAKİP EDİLMELİDİR”

“16 Nisan seçimlerini ayrıntılı olarak değerlendirmek lazım. YSK referandumu meşruiyet sorunuyla karşı karşıya bıraktı. YSK seçimlerde kuralları değiştirmiştir. Mühürsüz oyların sayılacağını söylemiştir. Gerek kanunda, gerekse kendi genelgesinde oylama başlamadan belirlenmesine karşın, AKP temsilcisinin itirazı dikkate alınarak bu karar verilmiştir. YSK’nın bu kararı, Hayır oylarının önde olduğuna yönelik şüpheleri güçlendirmektedir. Hukuki süreç muhakkak takip edilmelidir.

16 Nisan referandum sonuçlarının iyi okunması lazım. İyi okunduğu zaman karamsar olmaya gerek yok. Geleceğe umutla bakmak için güzel sonuçlar alabiliriz. Türkiye’nin genç kesim oylarının, 35 yaş altının referandumda “Hayırcı” olduğunu biliyoruz. Gençlerle kopmuş olan bağımızın sosyal medya aracılığıyla yeniden kurulması ve sivil toplumla da ittifak içinde olunması ileride yeni bir şans yaratacağı inancındayım. Türkiye’nin büyük illerinde referandumda hayır çıkmasını, sosyal demokratlar olarak iyi değerlendirirsek, 2019’da yapılacak seçimi veya olası bir erken seçimi kazanma başarısını yakalayabiliriz.

“HALK BARIŞ, HUZUR, GÜVEN VE YATIRIM İSTİYOR”

İlk defa parti olarak farklı kutuplarla ülke çıkarları için bir arada olma başarısını gösterdik. Bunun devam edeceğini umuyorum. İyi bir altyapının oluştuğunu söyleyebiliriz. Bize düşen görev bu tabloyu iyi okumalıyız. Halk şiddet ve kavga istemiyor ama çözümsüzlük de istemiyor. Halk barış, huzur, güven ve yatırım istiyor.

Tüm devlet olanaklarının ‘Evet’ için seferber edilmesine rağmen, bu yöndeki oy oranı yüzde 51,4 olarak kaldı. Algı operasyonu anlamında yapılacak her şeyi denediler. Danışmanları tarafından Kürt seçmenlere eyalet tartışması yaptırrarak mesaj yolladılar, yüzde 60 oy oranıyla anket açıkladılar. İnsanlara sandığa gitmeme mesajı verdiler. Sonuç olarak geleceğe karanlık bakmaya gerek yok. Mühürsüz oyların Doğu ve Güneydoğu’da sandık başlarında kontrolsüz ortamda yaşandığını tahmin ediyorum. Buralarda seçimin nasıl manipüle edildiği, soru işaretlerinin cevap bulamadığı bir seçim yaşandı. Bu sonuçlar ile Cumhurbaşkanının, başkan olma şansı refarandum öncesine göre yok. Aldıkları sonuçlara kendileri bile sevinemediler.

“BU SEFER KAZANANLARDAN ÇOK KAYBEDENLER DİKKAT ÇEKTİ”

Ben seçim sonuçlarında evet çıkarsa genel olarak “yüzde 51 civarında olur” diyordum. Çünkü zorlama bir seçimi ve devletin tüm olanakları da evet çıkması için kullanıldı. Ancak toplumun sağduyusunun hayırdan yana olduğu görüldü. Az farkla sandıktan “Evet” çıkarke, referandumun sonucu da birçok yenilgiyi beraberinde getirdi. Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de kazananlar ve kaybedenler oldu. Ancak bu sefer kazananlardan çok, kaybeden isimler dikkat çekti. Seçimin kaybeden isimlerinin başında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gösteriliyor. Bahçeli AKP ile yaptığı koalisyondan büyük yara alarak çıkarken, AKP’nin Kürt oylarını dahi alarak referandumdan “Evet” çıkarması, Bahçeli’nin kendi partisinde sorgulanmasına neden oluyor. Seçimin kaybeden kurumları ise Yüksek Seçim Kurulu ve Anadolu Ajansı oldu. Anadolu Ajansı, AKP iktidarı sürecinde gerçekleştirilen kadrolaşma sonrasında seçimlerin manipülasyon aracı olma rolünü üstlendi.