Sarıyer siyasetinin önemli isimlerinden ve sevilen simalarından Op. Dr. Cengiz Alp, YSK’nın İBB başkanlığı seçimlerinin tekrarlanmasına ilişkin kararını Sarıyer Posta Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Levent Pehlivanoğlu’na değerlendirdi. Alp, “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” dedi.

31 Mart yerel seçimleri öncesinde gazetemize İBB başkanlığı seçimleri ile ilgili yaptığı tahminlerinde nokta atışı yapan Cengiz Alp, Ekrem İmamoğlu’ndan YSK’nın seçim tekrarına kadar birçok konuda özel açıklamalarda bulundu. Alp, 23 Haziran seçimleri ile ilgili de tahminde bulundu. Detaylar haberimizde...

İşte özel röportajdan öne çıkan satır başları:

“İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder”

İBB başkanlığı seçimlerinin iptali ile ilgili konuşan Cengiz Alp, “Demokrasilerin en önemli kriterlerinden biri sandık. İstanbul’da seçimler son derece sağlıklı bir şekilde yapıldı ve Ekrem İmamoğlu 13 bin küsur farkla kazanmıştı. Bunda hiçbir tereddüt yok. Ancak Yüksek Seçim Kurulu dışarıdan egemen güçlerin baskısıyla seçimi iptal etti. Bu aslında çok yadırganacak bir durum değil. Tek parti dönemine girilmiş, ülkenin tüm kurumları ile parti devleti haline geldiği ve partilerin AKP’nin etkisi altına girdiği bir dönemden geçiyoruz. Dünya genelinde demokrasi hareketlerini incelediğimizde Türkiye’nin 1980 öncesinde siyaset içerisinde bulunmuş biri olarak çok garibime gitmedi. Ancak şunu yadırgadığımı belirtmeliyim; Bu seçim sonuçlarının normalde iptal edilmeyeceğini düşünüyordum. Çünkü Türk toplumunun mağdura tekrar yöneldiğini ve prim verdiğini hepimiz biliyoruz. Bunu özellikle AKP’liler çok daha iyi biliyor. 2002 yılından itibaren mağduru oynayarak kendilerini iktidara taşıdılar. Peki bu neden böyle oldu? Bence asıl irdelenmesi gereken noktalardan biri seçim sonuçlarını kabullenmemeleri. Bunun en önemli nedenlerinden biri İstanbul’u kaybedenin Türkiye’yi kaybeder şeklinde ki ön kabulün Cumhurbaşkanı tarafından telaffuz edilmesi. Gerçekten de öyledir. Bundan önceki seçimlerde İstanbul’u yerel seçimlerde kazanamayanın bir sonraki dönemde yerel ve genel iktidarı kaybettiğine şahit olduk. İstanbul, ekonomisi ve sosyal katmanları ile Türkiye’yi temsil etmesi nedeniyle seçimlerde çok önemli bir yere sahip. Bunu hesaba katmadılar” dedi.

“23 Haziran genel seçim havasında geçecek”

“‘Bir zarftan sadece İBB oylarında şaibe var’ konusuyla ilgili hukuki bir değerlendirme yapmak çok doğru değil” diyen Alp, “Hukukçular yeteri kadar konuştu, tartıştı. Buradaki tartışma tamamen siyasi zemin üzerinde yapılmalı. İstanbul, Türkiye’ye hükmedenlerin, partili Cumhurbaşkanı ve çevresinin oluşturduğu kurumların verdiği kararlar böyle bir siyasi sonuç ortaya çıktı. Bundan sonra ne olacak? Kamuoyunda ‘bunlar vermez, çalıştırmazlar’ gibi olumsuz düşünceler hakim. Ben buna katılmıyorum. Bugün bulunduğumuz nokta da 31 Mart’tan daha iyi bir yola girdiğimizi düşünüyorum. Bir yerel seçim yaşadık. Ancak bundan sonra ki seçim genel seçim havasında geçecek. Çünkü yerel seçimde İstanbul projeleri konuşulurken, ülkenin geçtiği ekonomik krizden bahsedilmedi. Fakat bu dönem Türkiye’nin genel durumu konuşulacak ve toplumun büyük çoğunluğunun sağduyusu sandığa yansıyacak diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“200 bin farkın olacağını düşünüyorum”

Seçim ile ilgili düşüncelerini paylaşan Alp, “23 Haziran’daki yerel seçimlerde Ekrem İmamoğlu hem 3-4 puan daha fazla oy alacak hem de katılım oranı yaklaşık yüzde 90 civarında olacak diye tahmin ediyorum. Seçimde bir tarafta Ekrem İmamoğlu diğer tarafta Cumhur İttifakı olacak. Türkiye’de sağ-sol, alevi-sünni, Türk-Kürt, laik-muhafazakar kavgaları oldu. Ancak son referandumda ve 24 Haziran’da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde daha önce çatışan gruplar Millet İttifakı çerçevesinde bir araya geldi. Bu çok değerli bir şey. Geleceğe umutla bakmamın en önemli nedenlerinden biri de bu birliktelik. Sayın İmamoğlu kimliğinde az önce bahsettiğim kitlelerin sayısı ve halkası daha çok genişleyecek. Kendisinin böyle bir potansiyeli var. Açıkçası bu birlikteliğin çimentosu konumunda yer alıyor. Türkiye’de ve dünyada lider figürü çok önemli. İmamoğlu’nun lider dokusu, entelektüel kapasitesi, siyaset deneyimi, iş hayatı deneyimi, aile ilişkisi, çatışma dilini ortadan kaldırması ve iyi bir belediye başkanlığı tecrübesi ülkemiz için çok önemli. Bu yüzden minimum 200 bin farkın olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Yeni nesil belediyecilik anlayışı getirecek”

Alp, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ekrem İmamoğlu yerel yönetimde 1989’da yapılan hataları ve AKP belediyelerinin son dönemlerde yaptığı hataları yapmayacak. Sosyolojik olarak çatışan grupların nedenlerini ortadan kaldırırken, yaşanmış belediyecilik deneyimlerinden kötü unsurları bertaraf edeceğini ve tamamen pozitif anlamda toplumun hayatına dokunacağını düşünüyorum. İstanbul’da çok sayıda köy var. İlk kez bu seçimde akıllara geldi. Bunu da İmamoğlu hatırlattı. Bu yüzden yeni nesil belediyecilik anlayışını getireceğini tahmin ediyorum” diye konuştu.

‘Sokak’ kelimesi bize kurulan biz tuzaktır

Sokak olaylarından uzak durulması gerektiğinin altını çizen Alp, şunları söyledi: “Her şey çok güzel olacak’ cümlesi pozitif bir bakış açısını yansıtıyor. ‘Kötü olacak, olaylar çıkacak, insanlar ölecek, protestolar olacak’ düşüncelerinin tam karşıtı. Toplum olarak pozitif söylemler istiyoruz. Son 40 yılımız çatışmalarla, kavgalarla geçti. ‘Her şey çok güzel olacak’ lafının en değerli yanı budur. Negatif siyasetin pozitif dile çevrilmesinde çok önemli bir rol oynadı. ‘Sokak’ kelimesi bize kurulan biz tuzaktır. Baskıcı rejimlerin en çok istediği şey insanların sokaklara çıkmasıdır. Çünkü ellerinde devletin sopası vardır. Bu sopayı da kullanacağı yer sokaktır. Bu ortama vatandaşların kesinlikle düşmemesi gerekiyor. Toplum olarak herkesi olduğu gibi kabul edeceğiz.”