Akdağlar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akdağ saha izin süresinin bir yıldan uzun olması gerektiğini söyledi
Madencilik sektöründe faaliyet gösteren firmaların ruhsat alma konusunda sorun yaşamadığını ancak saha izninin bir yılla sınırlandırmış olmasının, ileriye dönük planlama yapmada engel teşkil ettiğini belirten Akdağlar grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akdağ, bu sürenin daha uzun olması gerektiğini savundu. Akdağ, madencilik sektöründe bürokrasi sorunu da yaşandığını söyledi.

MADEN REZERVİNDE EN ZENGİN ÜLKELER ARASINDAYIZ

Yurtiçi ve yurt dışında madencilik faaliyetlerinin yanı sıra, taş, asfalt ve beton üretiminde Türkiye’nin önde gelen firmalarından Akdağlar Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akdağ, Türkiye’nin maden rezervi bakımından dünyadaki en zengin ülkeler arasında yer aldığını söyledi. Sarıyer Posta’ya maden sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Akdağ, “Türkiye yeraltı kaynakları bakımından dünya madenciliğinde adı geçen 132 ülke arasında üretim değeri bakımından 28’nci durumda. Maden çeşitliliği bakımından da 10’ncu sırada yer alıyor. Çok zengin maden kaynaklarımız var. Dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenin 77’si ülkemizde mevcut ve bunun 60’ını üretiyoruz. Kısacası ülkemiz büyük bir servetin üzerinde oturuyor.” diye konuştu.

SAHA İZİN SÜRESİ KISA, SORUN YAŞANIYOR

Hükümetin madencilik sektörünün gelişip, büyümesi için çaba harcadığını anlatan Akdağ, ancak sektör olarak bürokrasiyle bazı sıkıntılar yaşadıklarını söyledi. Genel Yayın Yönetmenimiz Levent Pehlivanoğlu’na konuşan Akdağ, “250 milyon dolarlık tesislerimiz var. Küçük bir şey değil, çok büyük bir sanayi. Ruhsat almak zor bir süreç olsa da alabiliyoruz, yatırımlarımızı da yapıyoruz. Ancak saha izni alma konusunda zorlanıyoruz. Yalnızca bir yıllık izin verildiğinden bu durum önümüzü görmemezi engelliyor. 30 - 40 yıllık ruhsat alıyoruz ama saha izin süresi bir yıl. Sürenin çok kısa olması yatırımcıyı engelliyor. En büyük derdimiz bu. Bu süre bize yetmez. Daha uzun olmalı. Çünkü istihdam yapıyoruz, tesis kuruyoruz, sürekli üretim gerçekleştiriyoruz. İzin süresi kısa olunca zor durumda kalıyoruz.”açıklamalarını yaptı.

SEKTÖRÜN BU YILKİ BEKLENTİSİ OLUMLU YÖNDE

Madencilik sektörü olarak 2017’den beklentilerinin olumlu yönde olduğunu belirten Mehmet Akdağ, yapılacak çok iş olduğunu da anlattı. Üretimini yaptıkları ‘taş’ın, yeryüzünde kullanılan ve ihtiyaç duyulup, değer verilen en değerli yeraltı kaynaklarından biri olduğunu söyleyen Mehmet Akdağ sözlerini şöyle sürdürdü: “Allah’ın taşı deyip geçerler ancak gerçekte taş küçümsendiği gibi basit değil, çok değerli bir kaynaktır. Hem Allah’ın taşı hem de milletin taşıdır. Ve olduğu yerde değerlendirilmek zorundadır. Çünkü betonun hammaddesinin yüzde 85’i, asfaltın ise yüzde 95’nin hammaddesi taştır. Beton olmadan medeniyet olmaz. Bence medeniyetin başlangıcıdır. Bu yüzden taş çok önemlidir. Binalar, barajlar, yollar, aklınıza gelebilecek her şey taştan, betondan yapılıyor. Bu nedenle taşın çok iyi değerlendirilmesi gerekir. İstanbul’da da taşın yatakları belli. Bizim yatırımlarımızın büyük kısmı da İstanbul’da. Bu yatakların çok iyi değerlendirilmesi lazım! Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul Ticaret Odası ve STK’lar çok iyi bir çalışma yapıp, yatakları belirlediler. 100 yıllık planlar gerçekleştirdiler. Bu planlar Bakanlığa gitti, şu anda değerlendiriliyor. Bu olayın üzerinde önemle durmamız ve bu yatakları korumamız gerekir. İşletmelerin faaliyetlerine devam etmesinin sağlanması da bu anlamda çok önem taşıyor.”

OSMANİYE’DEKİ MADEN OCAĞI’NI TERÖRİSTLER BASTI!

Akdağlar Grup’a ait Osmaniye’de nikel, Arnavutluk’ta ise bakır ve nikel üretim tesisleri olduğunu da ifade eden  Akdağ, Osmaniye’deki madern ocağının bir süre önce PKK’lı teröristler tarafından basılıp, araçlarının yakıldığını bu yüzden faaliyetlerini beklemeye aldıklarını söyledi. Akdağ, Arnavutluk’ta da maden fiyatlarının çok düşmesi nedeniyle bu ülkedeki çalışmalarını da askıya aldıklarını belirtti. Akdağ şu an için taş ve kum üretimine ağırlık verdiklerini sözlerine ekledi.

http://www.sariyerposta.com/