İletişim: 0554 118 02 92

Aile Danışmanı, Çift Terapisti ve Cinsel Terapist Melisa Yıldırım, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sürecinde aileler ve çiftler üzerinde bıraktığı olumsuz etkilerden doğru bilinen yanlışlara kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

Pandemi süreci ile birlikte artış gösteren aile içi anlaşmazlık ve boşanma davaları, corona virüs salgını sürecinin çiftler üzerinde yarattığı olumsuz tabloyu gözler önüne seriyor. Bu süreci Sarıyer Posta'ya değerlendiren Aile Danışmanı, Çift Terapisti ve Cinsel Terapist Melisa Yıldırım, çiftlere de önemli uyarılarda bulundu.

"ÇİFTLER BİRBİRLERİNİ UNUTUYOR"

Aile Danışmanı, Çift Terapisti ve Cinsel Terapist Melisa Yıldırım, pandemi sürecinin aileler üzerindeki etkisini anlattı. Yıldırım, "Ülkemizde özellikle aileler ile ilgili bazı sorunlar yaşanıyor. Aileler danışmanlık hizmeti aldığında çiftler hem empati yeteneğini hem de aralarındaki ilişkileri güçlendiriyor. Pandemi döneminde en çok karşılaştığımız sorunlar bu süreçte doğan çocuklar ile başladı. Çiftler ilişkilerine 'çocuk olunca ilişkiyi askıya alma ' hali ile birbirlerine yaklaşıyorlar. Hal böyle olunca çiftler birbirlerini unutuyor. Mutlu bir erkek veya kadın olmadan iyi bir ebeveyn olamayacaklarını unutarak, 'çocuğum için yaşıyorum' düşüncesiyle hareket ediyorlar. Dolayısıyla partnerlerini zaman zaman kaybetmeye başlıyorlar. Akabinde aldatmalar meydana gelebiliyor. Aldatılan taraf şunu söylüyor; 'Saçımı süpürge ettim. Elimden geleni yaptım. Her şey için fedakarlıkta bulundum. Buna rağmen aldatıldım. Bu nasıl olabilir?' Pandemi sürecinde insanlar evlerde kaldı. Tahammül sınırları ve dayanabilme eşikleri azaldı. İnsanların online danışmanlığa önyargıları vardı. Pandemi ile birlikte bu da aşıldı" diye konuştu.

" İLİŞKİ EN BAŞINDAN SALLANMAYA BAŞLIYOR"

Yıldırım, "Pandemi her şeyden önce sağlık ile ilgili olumsuz bir etki bıraktı. Bunun yanı sıra evlenmeden önce toplumsal ve kültürel mirasımızın etkisi altında olduğumuz için şöyle bir durum ortaya çıkıyor; Düğün yapacak paramız yokken akrabalarımızı ve komşularımızı çağırıp pasta ile limonata ikram ediyoruz. Sonrasında aynı evin içerisine eşimizle birlikte borç yükü ile giriyoruz. Maalesef bu yükün altında eziliyoruz ve ilişki en başından sallanmaya başlıyor. Evlilik öncesi ilişkilerde en büyük problem yapılan bu yanlışlar ile başlıyor. Çok stresli bir dönem ve stresin olduğu her yerde kaygı ve hata riski artar" ifadelerini kullandı.

YILDIRIM'DAN ÇİFTLERE ÖNEMLİ TAVSİYELER

Çiftlere önerilerde bulunan Yıldırım, "Çiftlere ilk olarak çocukları da olsa o bir birey ve onun için yaşamamaları gerektiğini söylüyorum. Çünkü kendileri için yaşarlarsa iyi bir çocuk yetiştirebilirler. Dolayısıyla öncelikle partnerini sevmeliler. Aile kuracakları kişiyi daha çok sevsinler ki çocuk ileride nasıl bir ilişki yaşayacağına dair deneyimlerini olumlu yönde oluştursun. Aksi takdirde hem çocuk mutsuz bir ailede büyür hem de çiftler birbirini kaybeder. O yüzden çocuk odaklı yaşamaktansa eş odaklı yaşayıp çocuğu mutlu etmek daha mantıklı" şeklinde konuştu.

"BOŞANMALAR CİDDİ ORANDA ARTTI"

"Aşkın, insani duygular içerisinde en yüce olanı olduğunu düşünüyorum" diyen Yıldırım, şunları söyledi: "Bu kadar yüce bir duygunun heyecan ile doğru orantılı geliştiğine inanıyorum. Danışanlarımla konuşurken en çok 'sıradanlaştı' ve 'monotonlaştı' sorunu ile karşılaşıyorum. Pandemi ile birlikte bu problemlerin sayısı ciddi oranda arttı. Evde oturup aynı faaliyetleri yapma oranı çok düşükken, bu süreç içerisinde bir de evden çalışmalar ortaya çıktı. Çiftler sürekli birbirlerini görüp aynı şeyleri yapmak zorunda kaldılar. Bu yüzden boşanmalar ciddi oranda arttı."

"HEYECANI TETİKLEMEK İÇİN DEĞİŞİM ŞART"

Çiftlerin zaman zaman ayrı vakit geçirmeleri gerektiğini söyleyen Yıldırım, "Aradaki dengeyi iyi kurmak gerekiyor. Çiftlere bir öneride bulunduğumuzda tam tersini yapabiliyorlar. Çift oldukları için her şeyi birlikte yapmak zorunda değiller. Zaman zaman hem kendimizin hem de partnerimizin özel bir alan oluşturması gerekiyor. Ayrı ayrı da zaman geçirmeleri lazım. Çünkü ilişkilerde ayrı geçirilen vakitler çift haline geldiğimizde paylaşımı artırıyor. Birbirimize anlatacak şeyler biriktirmiş oluyoruz. Ancak her yerde birlikteysek bu imkansız. Bunun yanı sıra maddi durumları el verdiği sürece sürekli aynı mekanlarda olmaktan vazgeçmeli. Alışkanlıklarının dışına çıkmalılar. Heyecanı tetiklemek için değişim şart" dedi.

İŞTE TOPLUMDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Yıldırım, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Doğru bilinen yanlışlara en fazla cinsellik konusunda rastlıyoruz. Genellikle toplumsal cinsiyet odaklı olarak kadın ve erkek cinselliği ayrı konumlandırılıyor. Kadınların üzerinde oluşan olumsuz baskılar bazı olumsuz sorunlara sebebiyet verebiliyor. Bu yanlış düşünceler kadınlara çok büyük zararlar veriyor. Toplumda kadınların cinselliği arzulayamayacağı gibi bir düşünce hakim. Bu arzuya sahip olanların kötü kadın olduğu algısı var. Haliyle kadınlar eşlerine istediği gibi yaklaşamıyor. Durum böyle olunca eşlerin evlilikten duyduğu beklenti kaygısı ile aldatmalar başlıyor. Cinsiyet fark etmeksizin bu tür baskılar mevcut. Kendi performansından emin olamayan erkekler de cinsel ilişkiye girememe sorunu yaşıyorlar. Çünkü rencide olmaktan korkuyorlar."

Instagram: melisyilim

SARIYER POSTA GAZETESİ