Söz büyüdür. Bu cümleyi hemen hemen herkes duymuştur, duymayanlar da an itibari ile duydu. Acaba kaçımız oturup ciddi ciddi üzerinde düşündük bu ne demek diye? Söz, zihnimizdeki düşüncenin vücut bulmuş hali.

Düşünce nasıl oluşuyor peki? Beynimizde 100 milyar nöron var. Beynimiz, nöronlar ve bu nöronlar arasındaki sinaps adı verilen sinir bağlantı noktaları ve bunların etrafını çevreleyen boş alanlardan (sinaptik aralıklardan) oluşmaktadır. Sinapslar, evrendeki bütün yıldızların sayısından, hatta evrendeki atomların sayısından bile daha fazladır. Bu sayıyı hayal bile edemiyorum.

Zihnimizde bir fikir-düşünce ortaya çıktığında işte bütün bu nöron-sinaps ve sinaptik aralıklardan birbirlerine çeşitli kimyasallar yollamaya başlarlar. Bu da aralarında tekrar kullanılabilir bir köprü oluşturur. Kısacası düşüncelerin yarattığı elektrik yükü, geçtiği yerde hatırlanacak bir bağlantı oluşturur. Beynimizde bu düşünce ağı kuvvetlenince, Allah (Evren) düşünceleri kanıtlayacak olay veya durumlar yaratarak bize düşüncemizi ispat eder. Düşüncemiz olumlu veya olumsuz olsun yol hep aynıdır, değişmez.

Düşüncelerimizi gerçek kılmanın en kolay ve hızlı yolu istenilen yeni düşünceyi zihinde canlandırarak hayal etmekten geçer. 21 gün aynı konuda aynı düşünce içerisinde olursak zihnimiz bu düşünceyi benimseyerek bir alışkanlığa dönüştürür, bu da daha sonra davranış şeklimiz olur. Veya hayatımızda arzuladığımız sahip olmak istediğimiz bir konu için düşünüp hayal edersek 21 gün sonunda zihnimiz bunu istediğimizden emin olur ve evren bunu gerçekleştirmek için harekete geçer. Diğer bir örnek ise arzu ettiğiniz her ne ise onun ile ilgili bir resmi duvarınıza asıp her gün ona baktığınızda da benzer bir etki yaratırsınız. İsteğinizin elle tutulur hale gelmesini sağlayarak somut hale dönüştürürsünüz. Deneyin ve görün, kazançlı çıkan siz olursunuz.

Secret kitabını veya filmini izlediyseniz orada buna örnek verilmiş bir çok hikaye bulabilirsiniz. Başka bir örnek; Komedyen ve sinema oyuncusu Jim Carrey'i filmlerinden tanıyorsunuzdur. Maske, Yalancı yalancı, Hayvan dedektifi, Bay Evet filmlerinden bazıları hatırlamanız için..

Jim Carrey röportajlarından takip ettiyseniz bu konu ile ilgili anısı şöyledir: Jim Carrey ekonomik zorluklar yaşayan bir ailenin 4. çocuğudur. Ailesinin durumu o kadar kötüdür ki düzgün bir eğitim almanın yanı sıra beslenme zorluğu çekiyor ve kirasını ödeyemedikleri için evlerinden bile olmuşlardır. Tüm bu zorluklara rağmen genç yaşında Jim kendi yeteneğini fark etmeyi başarmış ve ünlü bir aktör olmanın hayalini kurmaya başlamıştır. Bu hayalinden en zor şartlar altında bile vazgeçmeyip her gün kendini bir aktör olarak düşlemeye devam eder. İçten içe bir gün bu hayalinin gerçek olacağını bilir ve inanır. Bu yeteneğini gösterebileceği mekanlara başvuru yapar çoğundan ret cevabı alsa da denemeye devam eder. Asıl hedefinin Hollywood olduğunu hep aklında tutar. Küçük roller bulur ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır. Sonra 30 yaşındayken şükran gününde kendi adına 3 yıl sonraki tarihe aktörlük hizmetlerinin karşılığı diye belirterek 10 milyon dolarlık bir çek yazar ve cüzdanına yerleştirir. Zaman zarfında yıpranan çeke ara sıra bakmaya devam eder. Gerçektende 3 sene sonra şükran gününde Salak ile Avanak filmi için başrol alarak belirttiği miktarı kazanır.

Tüm evrenin dinamiği işte bir düşünce ve niyet ile gerçeklik kazanır. Niyet öyle bir güçtür ki imkansız ve olanaksızlık yoktur. Bir hayali gerçekleştirmedeki ana etkenlere bakarsak, sevdiğin şeyi hayal etme (belki tutkunu bulmak) kararlılık, cesaret, adım atarak harekete geçmek, olumsuz zamanlarda bile vazgeçmeden devam etmek..Önemli olan açık net bir dille istediğini ifade etmek, kalbinin en derinliklerinden gelen arzunu coşkulu duygularla saflıkla söyleyerek yaratımı sağlamak..

Hadi hayal kuralım ve yeni hayatımızı yaratalım. Birlik içinde, sevgi, huzur, dayanışma, yardımlaşma ve neşenin olduğu bir dünya nasıl olurdu?

Not: Yaratım sadece Allah'a (Tanrı-Yaradan-Rab-Toprak Ana-Sistem-Evren inancınızda adına her ne diyorsanız O'na) aittir. Biz zaten yaratılmış sonsuz olasılık havuzundan düşüncelerimizi kendi hayatımıza çekip gerçek olmasını sağlıyoruz. Yukarıda bahsi geçen düşünce yaratım kelimesi bunu ifade eder. Biz insanoğlunun sıfırdan yaratım yapma gibi bir yeteneği yoktur, haddimizi biliriz. Yukarıda bahsedilen konu Evrensel yasalardan çekim yasasını anlatmak içindir.

Senem Vatandaş,