Sarıyer’in balık lokantalarıyla ünlü mahallesi Rumelikavağı’nın Muhtarı Cevdet Bayraktar, hem bir kamu görevlisi hem de bu ilçenin bir vatandaşı olarak yaşadığı, gördüğü ve çözümü için uğraştığı sorunları Sarıyer Posta’ya anlattı.Adeta bir dert küpüne dönen Muhtar Cevdet Bayraktar özellikle Merkez Mahallesi’nden Rumelikavağı’na olan ulaşımın zorluğundan söz edip, “Yetkililer görevlerini neden gerektiği gibi yapmıyor?” diye sordu. Bayraktar şunları söyledi:
“ANA CADDELER OTO PARK OLDU”
“Sarıyer sahipsiz bir köy gibi. Trafikteki başı boşluk, düzensiz parklanma, sadece gelecek geliri düşünerek her sokak kenarının İSPARK parkı haline getirilmesi, Akbank’ın bulunduğu en önemli caddenin kenarında motosiklet parkları yapılması, araçların yola dikey park edilmesi, cami önünün korsan taksilerin sabit durağı haline gelmesi, birinci derece ulaşım yolu ve park yasağı olan Rumelikavağı - Yenimahalle yolunda artık tek sıra park değil, çift sıra park yapılması, trafikte kimsenin kimseye saygısı olmaması, minibüslerin tıka basa, balık istifi gibi yolcu alması, Eski Sular Caddesi’nin İSPARK parkı olduğu gibi, buna ilaveten iki sıra halinde park yapılması, Sarıyer Devlet Hastanesi’ne acil hastaların ambülansla getirilmesinde büyük sorun yaşanması, insanların yollarda yürümeye bile yer bulamadığı noktaya gelen Sarıyer Merkez’deki bu vurdumduymazlıktan en büyük mağduriyeti Rumelikavağı halkı ve esnafı yaşıyor.Burası neresi? İstanbul’umuzun en güzel turizm beldesi olması gereken ama bir turistin bile mumla arandığı, turizm alanında hiç bir gelişme gösteremeyen, kaderine terk edilmiş bir trafik anarşisi nedeniyle bir gelenin bir daha gelmek istemediği, kıymetini bir türlü bilemediğimiz Sarıyer ilçesi.
“TURİST GELMEZ OLDU”Bir zamanlar her gün onlarca yabancı turistin geldiği, binlerce yerli ziyaretçinin akın ettiği Sarıyer ne hale geldi? Artık boğaz vapurları bile iskelelerine 10-15 yolcu ile yanaşıyor. Sarıyer ve buna ilaveten en çok mağdur olan İstanbul’un en güzel plajlar bölgesi, İETT şoförlerinin bile trafik sıkışıklığı ve düzensizliği nedeniyle gelmek istemediği Rumelikavağı.
Göreve geldiğim günden beri çözüm bulunması için defalarca yazılı ve sözlü olarak başvurduğum kurumların bile ilgilenmediği, dilekçelere bile cevap verilmediği gerçeği de bunun tuzu biberi.
“BU ŞEKİLDE SARIYER NASIL TANITILACAK?”Bazen şaşırıyor, acaba ‘Sarıyer İstanbul’a bağlı bir ilçe değil mi?’ diye kendi kendime soruyorum. Sarıyer halkına neden bu işkence çektiriliyor? Yok mudur bu işin bir sorumlusu? Bu manzarada Sarıyer’in tanıtımını nasıl yapacaksınız? Beşiktaş’tan Sarıyer’e 20 dakikada geliyorsunuz, Sarıyer’den Rumelikavağı’na yarım saatte gidemiyorsunuz. Bunun yorumunu kim yapacak? Caddeler bir kaç market, börekçi ve pizzacılara mı terk edildi? Bunu anlamak mümkün değil.
Sarıyer’in etkili derneklerinden Sarıyerliler Derneği ve Sarı Platform Derneği’ne sesleniyorum, ‘Bu işin çözümü toplumsal dayanışma ve birliktelik içinde yapılır. Artık kolları sıvamanız gerekiyor. Bu duruma kesin bir çözüm bulunmalıdır.’”
