Derneğin açıklamasında, "İstanbul Boğazının seyir için risk arz eden keskin dönüşleri, hızlı ve yer yer anaforlar ve girdaplar oluşturan akıntısı yanında bir diğer özelliği de çok derin olması ve derinliğin çoğu yerde sahile kadar devam etmesidir" ifadeleri kullanıldı. Çoğu yerde sahil şeridinin duvar gibi yükseldiği belirtilirken, Boğazdaki ortalama derinliğin 60 metre olduğu vurgulandı. Bunun seyir emniyeti açısından risklerine değinilerek, pek çok bölgede gemilerin bir arıza yaşamaları halinde demir atmalarının güç olacağına dikkat çekildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Güçlük yaşayan gemilere kısa sürede yetişerek iterek, çekerek yavaşlatılması, durdurulması ve yönlendirilmesini sağlayacak römorkörlerin Boğaz içerisinde belli bölgelere konumlandırılarak yüzer gezer halde her an müdahaleye hazır bulundurulmaları kazaları engelleyebilecek en etkin çözüm olacaktır."

"Gemiler, geçiş esnasında teknik bakımdan uygun olmalı" 

Römorkorların Sarıyer İstinye, Büyükdere, Beykoz, Bebek ve Küçüksu koylarında yüzer  gezer halde müdahaleye hazır şekilde beklemeleri de tavsiye edildi. Açıklama şöyle devam etti: "Bu önerimiz gemilerin geçiş esnasında teknik bakımdan mutlaka uygun ve iyi durumda olmalarının esas olduğu ve bunun için bölgesel liman devleti uygulamalarının daha titiz yapılması gerektiği gerçeğini değiştirmez."