Dünya Kadın Hakları Günü ve Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 85. yıl dönümünde Sarıyer Belediyesi’nin ev sahipliğinde ‘Türk Kadınının Siyasetteki Yeri’ paneli düzenlendi. Panelde, ‘Kadınların siyasette var olması sağlanmalı’ mesajı verildi.

Sarıyer Belediyesi ile İstanbul Rumeli Üniversitesi’nin katkılarıyla Aydınlık Nesiller Derneği ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği tarafından düzenlenen panele; Sarıyer Belediye Meclisi CHP Üyesi Meltem Yücel Pir, Prof. Dr. Gaye Erbatur, Dr. Süleyman Özmen ile Avukat Halil Ünlütepe konuşmacı olarak katılırken, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Sarıyer Şube Başkanı Prof. Dr. Gonca Coşkun ise panelin moderatörlüğünü yaptı.

KADIN YETERİ KADAR SİYASETTE YER ALAMIYOR”

Panelin açılış konuşmasını yapan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Sarıyer Şube Başkanı Prof. Dr. Gonca Coşkun, “Bundan 85 yıl önce Atatürk ve İsmet Paşa’nın katkılarıyla kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. Fakat bizden sonra bu hakkı tanıyan ülkelerde yüzde 40-45 oranında meclislerinde kadın temsilci var. Toplumumuzun yüzde 50’si kadın. Peki neden kadınlarımızın siyasette yeteri kadar yer alamıyor. Ülkemizde bu temsil oranı yüzde 13 civarında” ifadelerini kullandı.

“ERKEKLER GÜCÜ KADINA BIRAKMAK İSTEMİYOR”

Prof. Dr. Gaye Erbatur, “Ben 22. ve 23. dönemlerde CHP’de Milletvekilliği yaptım ve parlamentoda Türk kadınlarını temsil ettim. Sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde kadın olmak zor iş. Tabi kadın siyasetçi olmak çok daha zor. Kadınlar okuduklarında da, eğitim aldıklarında da hep ikinci plana itiliyor. Yasalar değişse de aile içerisinde erkek reis, kadın ise ona yardım eden kişi rolünde. Gelenekler bize bunu söylüyor. İşte bu gelenekler yaşamın her alanında olduğu gibi siyasette de etkin olmamızın önündeki engeldir. Siyaset aynı zamanda gücün temsil edildiği yerdir. Dolayısıyla erkekler güçlü olmak istiyorlar. Güçlü olmak istedikleri bu siyaset alanında gücü kadına bırakırlar mı? Tabi ki hayır. Dünyada kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren ilk ülke Yeni Zelanda. 1700’lü yılların sonuna dayanıyor. Türkiye ise 1930 yılında belediyelerde, 1931 yılında muhtarlıklarda, 1934’te ise TBMM’de bu hak tanındı. 22 yaşındaki kadınlar seçebiliyor, 30 yaşındaki kadınlar da seçilebiliyor. Bu söylediğim ilk çıkan yasa kapsamında.  Bu kanun o dönemin şartlarını ele aldığımızda son derece devrimci bir anlam taşıdığını görüyoruz. Ancak bundan daha devrimci olanı ise 1926’da çıkan Medeni Kanun. Çünkü ülkemizde ilk kez kadın ve erkek eşit kabul ediliyor” diye konuştu.

PİR’DEN İYİ HAL İNDİRİMİ TEPKİSİ

Sarıyer Belediye Meclisi CHP Üyesi Meltem Yücel Pir, “Son günlerde ülke gündeminden düşmeyen ve hepimizin söylediği bir şey var. O da kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi. İki gün önce Ceren kardeşimizi kaybettik. Bir cani tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Mahkemelerde uygulanan iyi hal indirimi TBMM’de iptal edilmeli. İyi hal diye bir şey söz konusu dahi olamaz. Allah’ın verdiği canı yalnızca Allah alır. Peki kadının sorunu sadece şiddet veya aile baskısı mı? Tabi ki hayır. Kadına yönelik olan siyasi şiddet de en az fiziki şiddet kadar baskıcı. Bu baskı da kadının siyasal haklarının gasp edilmesiyle yıllardır görmezden geliniyor Aradan geçen 85 yıl da kadının seçme ve seçilme hakkı kağıt üzerinde kaldı. Açıkçası kadına yapılacak en büyük şiddetin haklarının gasp edilmesi olduğunu düşünüyorum. Toplumun yarısı kadın ancak TBMM’de yüzde 15 oran ile temsil ediliyoruz. Belediyelerde durum daha da vahim. Son seçimlerde belediye başkanlığı için 8 bin 257 başvuru yapmış. Bunlardan 657’si kadın. Yani yüzde 7,9’u. Peki kaç tanesi seçildi? Bin 389 belediye başkanında sadece 45 tanesi kadın. Bu da yüzde 3,3 oranında. Bunlardan 2 tanesi de görevden alındığı için şuan da 43 tane kadın belediye başkanı var. Toplum olarak eksiğiz, mahcubuz. Ama şimdi üzülme zamanı değil, aksine daha çok çalışma zamanı. Herkes harekete geçmeli ve en başta biz kadınlar öncülük etmeliyiz” dedi.

“SİYASETTE HAK ETTİKLERİ YERDE DEĞİLLER”

Siyasi partilerin üye yapısının kadın temsili açısından yetersiz olduğuna değinen CHP 22. Dönem Afyonkarahisar Milletvekili Avukat Halil Ünlütepe, “Siyasi partilerin üye yapısına baktığımızda eğer erkek üye çoksa siyasette erkekler egemen olur. Kadın üye çok ise kadınlar egemen olur. Kadın oranlarına bakarak siyasette dengeleri bulursunuz. Kadınlar siyasette hak ettikleri yerde değiller. Siyasette kadının katılımını düşünürken seçimle gelen kadroda kaç üyeyle temsil edildikleri tartışılmalıdır. Siyasi partilerdeki üyelik sistemi ve yapısı sağlıklı değil. Medeni yasanın ve siyasi hakların kabulüne rağmen aile içinde olsun, çalışma alanında olsun, siyasi, yaşamda olsun kadın erkek eşitliğinden söz edemeyiz. Aile içinde süren erkek egemenlik, kadının siyasal çalışmalarını olumsuz etkilemektedir. Oysa ailedeki demokrasi, toplumdaki demokrasinin aynası olacaktır” ifadelerini kullandı.

“BU ANLAYIŞ YIKILMALI”

Türk toplumlarında kadının yerini anlatan bir sunum yapan Rumeli Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Süleyman Özmen ise , “ Türkiye’de 1934 yılında Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı. Hiçbir Türk dilinde cinsiyet ayrımı yoktur. Türkistan devletlerinin hemen hemen hepsinde kadın önemli haklara sahipti. Fakat sonra karanlık bir döneme girildi ve kadın ikinci plana atılmaya başlandı. Bunu yıkmak tüm kadınların elinde” dedi.

SARIYER POSTA