Bu ilk yazımda sizlere tarih boyunca gerçekleşen göçler hakkında bildiklerimi aktarmak istedim.

Genel ve basit anlamıyla; kişilerin yerleşmek amacıyla bir yerden bir başka yere gitmeleri hareketine göç denilmektedir. OECD genelinde bir kişinin resmi anlamda göçmen sayılabilmesi için gerekli süre bir sene olarak kabul edilmiştir. Esas itibariyle mekansal değişiklik olsa da çok ciddi toplumsal, kültürel, siyasi ve ekonomik sonuçları vardır.

Küreselleşmeyle beraber dünya ölçeğinde göç hareketleri hızlandı, yoğunlaştı ve çeşitlendi. Bugün dünyada 200-250 milyon civarında göçmen olduğu tahmin ediliyor, yani toplam nüfusun %2,5-3 üne denk gelen bir sayı. Oysaki tarih boyunca çok önemli göç hareketleri olmuştur.

1470-1870 tarihleri arasında 9-11 milyon kişi Afrika’dan Amerika’ya zorunlu göçe maruz kalmıştır.

1850-1914 tarihleri arasında yaklaşık 40 milyon Avrupalı başta Amerika olmak üzere Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika’ya göç etmiştir. Pek çok filme konu olan New York sahilindeki Ellis Adası 1892-1924 tarihlerinde göçmenler için önemli bir geçiş noktasıdır. Bu adaya 1990’larda bir göçmen müzesi de kurulmuştur. İstanbul’da ise Haydarpaşa Tren Garı göçmen müzesi kurulabilecek öneme sahiptir.

Ülkemiz de insan göçleri açısından bakıldığında oldukça hareketlidir.

19 yy sonu ile 20 yy başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Balkanlar ve Kafkasya’da kaybedilen topraklardan Türk/Müslüman gruplar kafilelerde Anadolu’ya göç etmişler buna karşılık gayrimüslim halk da karşı göçe zorlanmıştır. Gayrimüslimlerin gidişi ve muhacirlerin gelişi Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Lozan Antlaşmasında Türk ve Yunan Devletleri arasında nüfus mübadelesi kabul edilmiş, böylece her iki ülkeden yaklaşık 1,5milyonMüslüman ve Rum Ortodoks nüfusun değiş tokuşu yapılmıştır. Bu insanlar hem geldikleri hem de gittikleri ülkelerde yabancı görülmüşler, iki kere yabancı olmuşlardır.

1923-1997 tarihleri arasında 1,6 milyondan fazla, çoğunluğu soydaş olan göçmen Türkiye’ye gelmiş ve vatandaşlık verilmiştir.

1988 Halepçe’den kaçan Irak’lı Kürtler (60bin)

1989 Bulgaristan Türkleri (400bin)

1991-92 Körfez savaşı sonrası Irak’lılar (460bin)

2001 Eski Yugoslavya’dan Boşnaklar (25 bin), Kosovalılar (20 bin) Arnavutlar (20 bin).

2011 sonrası Suriye’den gelen göçmenler “geçici koruma statüsü” ile ülkemizin neredeyse her noktasında yaşamaya başlamışlardır. Bazı araştırmalara göre sadece İstanbul’da 150 bin civarında Suriyeli göçmen bulunmaktadır. Kilis’de ise artık şehir nüfusunun çoğunluğunun Suriyelilerde oluştuğu söylenmektedir.

Türkiye üzerinden geçerek Avrupa’ya giriş yapan göçmenlerdeki artış 11 Eylül sonrası İslamafobi etkisi ile Avrupa ve Amerika’da göçmen karşıtlığının ivme kazanması siyasi bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türkiye’den beyin göçünü bir sonraki yazılara bırakalım çünkü bir paragrafa sığamayacak bir konudur.

Sevgili okurlarımız, [email protected]. adresine görüş ve önerilerinizle beraber yazılmasını dilediğiniz konu başlıklarını göndermenizi bekliyoruz.

Saygılarımızla,