EKŞİ, TUZLU, ACIYI TATLI YAPABİLMEK

Abone Ol

Yaşadığımız bu dönemde hepimizin elini taşın altına koyma vakti geldi, ne dersiniz? Dünya değişiyor, bunu çok net görüyoruz, tanık olup kabul ediyoruz. Değişen dünyada biz ne yapıyoruz?

Ekşiyiz: Birbirimizi yargılıyoruz, suçluyoruz

Tuzluyuz: Bağırıyoruz, öfkeleniyoruz

Acıyız: Korkuyoruz, ağlıyoruz

Tatlı:?

Corona sürecinde; Ben doğruları yapıyorum kurallara uyuyorum. Çevremdekiler yapmıyor.. Bu durumda karşımızdakini suçlamaya başlıyoruz. O maske takmadı, sebzeleri elleriyle alıyor, mesafe ihlali yaptı vs.. ifşa ediyoruz parmak ile gösteriyoruz. Potansiyel düşman yaratıyoruz birbirimize.. Kuralları uygulayan doğru, uymayanlar yanlış, taraf oluşturuyoruz. Asıl konu, herkesin sınandığı durumlar var. Kurallara uyan (doğru taraf), uymayanı (yanlış taraf) yargılayıp ifşa ettiğinde sizce doğru bir davranış mı yapıyor? Kurallara uymayan (yanlış taraf), kurallara uymaya başladığında bir sonraki yapacağı şey, ilk bulduğu fırsatta kurallara uyanı (doğru taraf) vuracak kozlar bulmak.

Karşımızdakini suçlayınca kendi suçluluk duygumuz hafifliyor, ben ne yaptım diye düşünmüyoruz. Bugün doğruyu yapmış olmamız yarın hata yapmayacağımız anlamına gelmez. Veya şimdiye kadar ki hayatımızda hiç mi hata yapmadık? Öncelikle bunu sormalıyız kendimize.. Aynı dünya düzleminde yaşıyoruz, aynı gemideyiz. Gemide bir delik oluştuğunda sonuç değişmez. Doğru yapanlar da, yanlış yapanlar da, hep beraber batar. Daha inançlı, daha korkusuz, daha zengin, daha kurnaz, daha uyanık, daha güzel olmak kurtarmıyor. Gemide delik varsa hepimiz her türlü batıyoruz.  Türk, İngiliz, Arap, Alman fark etmiyor hepimiz insanız ve aynı gemideyiz.

Kurallara uyan (doğru taraf), uymayanı (yanlış taraf) ifşa edip onun kamarasını yakınca gemiyi deliyor. Kurallara uymayan (yanlış taraf) güçlenip kuralları uyanı (doğru taraf) güverteye sıkıştırdığında geminin omurgasını kırıyor. Taraf olduğumuzda birbirimizi vurduğumuzu sanarak aslında gemiye zarar veriyoruz. Birlikte hareket etmeyi başarırsak nasıl olurdu? Yeni, değişen dünyada hep beraber yaşayacağız dolayısı ile beraber yaşamayı, birbirimizi güçlendirmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Peki bunu nasıl yapacağız ?

Dünya sisteminde yaşayan her insanın bu dünyaya kattığı bir fayda var, burada olmasının bir sebebi var. Belli bir anlayış noktasına ulaşırsak, bugüne kadar yaptığımız davranışları değiştirir telafi edersek yeni dünya da birlik içinde yaşayabiliriz. Örneğin; Hata yaptığımı fark ettiğimde özür dilerim. Karşımdaki benim özrümü kabul eder fakat hatamı anladığımı görmezse beni affetmez, çünkü tekrar hata yapabilirim. Gerçekten hatamı anladığımı eğer karşı tarafa davranışlarım ile gösterirsem belki sözlere, özür dilemeye bile gerek kalmaz, bir daha yapmayacağımı zaten davranışlarım söyler. Yani davranışlarım ile yeni bir anlayışı benimsediğimi göstermiş olurum.

 Tatlı: Nasıl olacağız?

Korkan ağlayan kişiye: ''Haklısın benimde korktuğum zamanlar var ama korktuğum halde önlemlerimi alıp yaşamaya devam ediyorum, asıl cesaret bu işte.'' Onu anladığımızı gösterip kendimizin de korkularına rağmen devam ettiğini söyleyip ona çözüm yollarını paylaşmak. Karşımızdakini diğer taraf olarak değil, aynı gemide olduğumuzu hatırlayarak aynı tarafta beraber olduğumuzu özümsemeliyiz. Aynı (diğer) tarafın duygularını veya güvenli olabilmek için geliştirdiği ihtiyaçları anlamaya çalışıp bağ kurmalıyız.

Kırdığımız kalpleri, birbirimize verdiğimiz zararı telafi etmeyi istediğimizi söylediğimizde bile iyi hissetmeye başlarız, bir düşünün sadece niyet ile başlar her şey. Bizde olan artıyı, fazlayı, faydayı veya yeteneklerimizi göstererek, öğreterek kalpten yakınlık kurabiliriz, nasıl paylaşabilirimin yolunu bulmalıyız. Tek bir kişinin bu niyetle attığı bir adım o kadar çok kapıları açar ki... Kelebek etkisini lütfen hatırlayın.

Dünyadaki medeniyetler, şehirler, teknolojiler kaç kez yıkıldı yeniden var oldu. Baki kalan sadece insan, ilişkiler ve duygular. Beraber aynı ortamı paylaştığımız insanlar üzerinde birbirimizde yarattığımız etkinin farkına varmalıyız çünkü kalıcı olan bu. Şunu net olarak bilmeliyiz ki hepimiz iyi olmadan hiçbirimiz iyi olmayacağız. Bu sebeple hepimizi iyi edecek bir formül bulmalıyız.Yoksa hepimiz ya kilitli, ya hasta ya da ölü olacağız. Yokluğu deneyimlemek yerine, iyiliği paylaşarak daha güçlü olacağımızı anlamalıyız. Hep birlikte bir iyilik hareketinin paylaşanı olmalıyız ve sorumluluk almalıyız.

Kaynak: Berlin TV Çağla & Aslı Poyrazoğlu röportajı