Kişisel Gelişim ve Dönüşüm Danışmanı Neslihan Man, evlilik hakkında bilmeniz gereken her şeyi okuyucularımız için gazetemize değerlendirdi.


Gazetemize Köşe yazısı yazmaya başlayan Kişisel Gelişim ve Dönüşüm Danışmanı Neslihan Man, “Evlilik Akdi” ile ilgili yazısı:

          Evlilik Akdi


Son zamanlarda ilişkiler bazında yapılan sözleşmelerin içinde, toplumun  sevişmelerine kabul vermesi amacıyla yapılan evlilik akdi pelesenk olmuş dillere.. Herkesin yüreğinde böyle bir ilişki olmasına rağmen, bazı gönüller kaldıramıyor böyle ilişkileri. Hem bir özlem, imrenme hem de bir güvensizlik, korku salıveriyor bu tür söylemler, bu ilişkileri yaşamaya cesareti olamayanlar tarafından. Yüreğini açtığında yaşadığı savunmasızlık ve aldığı yaralar engel oluyor ona belki de… Diğer yandan serbest ilişki üzerine methiyeler düzülürken, asıl sözleşmenin gönülden gönül’e yapıldığı gerçeği rafa kaldırılmış durumda. Eğer bugün sen beni sevdiğini söyleyip yarın gidip bir başkasından etkilendiğini ve onu da sevdiğini söylüyorsan, yüreğinin büyüklüğü karşısında saygıyla eğilirim ben.

Peki ya bu yürek kendini sevemeyecek kadar boş ise... Ve bu boşluğu dolduracak sevdalar peşinde ise… O halde kendi sevdasını seninle paylaşmak isteyen o yürek ne yapmalı? Ya da kendi yüreğindeki sevgi boşluğunu, sadece senin sevdan ile doldurmak isteyen o yürek? O da mı aç bir kurt gibi yetinmemeli saldırmalı her boş gördüğü avına? An’ı yaşamalı tabii… An’da kalmalı… Ancak an’ı yaşamalı iyi anlaşılmalı.. An’da yaşarken kendine saygısını, kendine verdiği değeri bir kenara bırakmamalı... Ancak kendi değerini bilen, kendine özsaygısı tam olan yüreklerin sevdasıdır, besleyen büyüten. Hemen yaşayıp tüketmezler sevdalarını… İçlerinde yaşarlar belki... Belki de yalnız damgası yerler. Olgunlaşma süreci, anlayış süreci ve kendini bilme süreci sonunda daha bir kök salarlar kendi varoluşlarına. Beklentisiz, yargısız, tesir etmeden sevmeyi bilirler. Çünkü sevdaları ilk önce kendilerinedir.  Daha bir parıldarlar… Kendini seven, özsaygısı olan iki insanın birbirine sevdasıdır hayatı güzelleştiren. Ve hala sevginin olabileceğine inanan yürekleri umutla dolduran…

Sevdiği insanın, yüreğindeki boşluğu doldurmak için oradan oraya, tıpkı bal toplayan arı gibi dolaşmasını da saygı ile karşılayan, kendi içindeki sevdasına, yaşama sevincine tanıklık eden yüreklerin ışıltısıdır, dışarıdaki sabırsız arılara ümit veren… Bu ışıltının var olduğunu bilmektir, onları aramaktan vazgeçirmeyen...  Elbet anlayacaklardır, gerçek sevdanın boşluk doldurmaktan ziyade kendinde olanı paylaşmak olduğunu,  asıl bunun besleyen büyüten olduğunu... Ve bu paylaşımın zaten bir akid olduğunu… Sessiz sedasız, kalpten kalbe verilen sözlerin büyüklüğü yanında, dayatılan sözleşmenin öneminin eriyip gittiğini… Ve işte o zaman sistemin dayattığı sözleşmelerin şeklinin hiç önemi kalmadığını…

An’da kalmak iyi anlaşılmalı bence, ne sözleşmeler uğruna içi doldurulmadan yaşanmalı ne de farkındasızca yok sayılarak kaybedilmeli.

Nefes’inize emanet olun…