Sarıyer Belediyesi, ünlü sanatçı Zülfü Livaneli’nin 50. sanat yılında “Barış ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam” adı altında sempozyum ve sergi düzenledi.
The Grand Tarabya Oteli’nde gerçekleşen sempozyum, Zülfü Livaneli dostu, yazar ve yönetmen Nebil Özgentürk’ün Livaneli-portre belgeseli ile başladı.

50-sanat-yilina-merhaba1Açılış konuşmasını gerçekleştiren Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç; “Bugüne kadar hiç yaşamadığımız ölçüde; mutlulukların acılara, sevinçlerin hüzünlere, gururların burukluklara, sevgi sellerinin nefrete dönüştüğü günler bunlar. Barış ile birlik ve beraberlik çağrısı yapmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

“HER ALANDA BARIŞI VE SEVGİYİ ANLATAN ZÜLFÜ LİVANELİ”

“Barış için mücadele veren Zülfü Livaneli’yi konuşmak çok önemli” diyen Başkan Genç, konuşmasına şöyle devam etti: “Böyle bir ortamda  bize birlik ve beraberliği hatırlatacak önemli kavramların başında gelen müziğe, edebiyata, kültüre ve barışa gönül veren, her alanda barışı ve sevgiyi anlatan, sevgili Zülfü Livaneli’nin 50.sanat yılında bir araya gelmiş olmamız çok daha anlamlı.”

“LİVANELİ, MÜZİĞİN LODOS HEYKELİDİR” 

Belediye Başkanı Şükrü Genç’in ardından konuşan Nazım Alpman; “Bu sempozyum ve “Barış ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam” sergisi her şeyden önce bir hak teslimi çabası olarak kabul edilmelidir. Sarıyer Belediyesi büyük sanatçılarımızdan esirgenmiş olan toplumsal vefayı özenle öne çıkartıyor.” dedi.

img_0121“BARIŞ ZİHNİMİZDE BAŞLASIN” 

Adına düzenlenen sempozyumda konuşan Zülfü Livaneli; “Şükrü Genç gibi yöneticiler sayesinde Türkiye’nin geldiği bu noktada, iyi niyetin etkisiyle böyle etkinlikler yapılıyor. İnsanların hayatında nasıl kötü günler yaşanıyorsa, ülkeler için de bu geçerli. Bazen dünya kararmış, her şey mahvolmuş gibi geliyor ama bir gün güneş açıyor. Maalesef ülkemiz bugünlerde kötü zamanlar yaşıyor. Ülkemizi çok seviyoruz. Bizim ülkemiz de bugünleri aşarak laik, demokratik bir yolda devam edecektir. Namık Kemal’in dediği gibi “Vatan mahzun, biz mahzun” diyoruz. Mademki bütün savaşlar insanın zihninde başlar; o zaman barış zihnimizde başlasın.”

“Kim Phuc, barışın simgesi haline gelmiştir diyen Livaneli “O fotoğraf, zulme başkaldırmanın simgesi olmuştur. Kim, yaşayan bir semboldür” şeklinde konuştu.

VİETNAM SAVAŞI SİMGESİ KIZ SARIYER’DE

img_0224Vietnam Savaşı’nda Napalm bombası atıldığı sırada çekilen fotoğrafta, küçük kız olarak yer alan ve savaşın sembolü haline gelen Kim Phuc, Zülfü Livaneli adına düzenlenen sempozyum için Sarıyer’e geldi. Hayatını anlatan belgesel sonrasında sahneye çıkan Kim Phuc, “Burada olmak benim için çok büyük bir onur. Bu bir özgürlük hikayesidir” dedi.

Yaşadığı olay sonrası birçok operasyon geçiren ve yaşaması mucize olarak görülen Kim Phuc, affetmeyi nasıl öğrendiğini katılımcılarla paylaştı ve barış mesajları verdi. Phuc, “Bugün bizi bir araya getiren, dostum Zülfü Livaneli’nin sanat yılını kutlamak için bir araya geldik. Hayatını barışa adamıştır. Bugünü sizinle paylaşmaktan çok mutluyum. Söz veriyorum, her birimiz her gün kendi tarzımızla bu dünyayı daha güzel, daha eli açık, daha sevgi dolu bir yere dönüştürmek için çaba harcayacağız.” diye konuştu.

Zülfü Livaneli’nin dostluğunu, müziğini, kişiliğini anlatan İnsan Hakları Savunucusu Gazeteci- Yazar Zeynep Oral ise;  “Her birimiz seçtiğimiz müzik ile okuduğumuz kitap ile var oluruz ve yolumuzu kendimiz seçeriz. Zülfü’nün, bütün yaşam boyunca seçimlerine baktım. Edebiyat, müzik, yorumcu, beste, insan hakları savunucusu ve barış eylemciliği ile ne yaptıysa, seçimleriyle ne kadar doğru kararlar verdiğini izledim. Onu, Türkiye’ye birlikte türkü ve şarkı söylemesini öğreten bir insan olarak gördüm” dedi.

MÜZİK VE LİVANELİ

Sempozyumun ilk oturumunda Alman Piyanist Henning Schmiedt ve Murat Meriç “Müzik ve Livaneli” üzerine konuştu.  Müziğin vatan dili olduğunu söyleyen Henning Schmiedt, “Livaneli’nin sanatını inceledim. Bu müziğin özüne nasıl vakıf olabilirim dedim. Kendisiyle zaman zaman müzik birlikteliğimiz oldu. Onun müziğiyle zenginleştim. Livaneli eğlendirici müzik yapmıyor. Onun bir felsefesi var” dedi.

Piyanist Henning piyano eşliğinde Zülfü Livaneli’nin “Yiğidim Aslanım” adlı parçasını çaldı. Murat Meriç ise; “O halktan besleniyor. Halkı halka anlatan bir müzik yapıyor. Ben de yazılarımda ondan besleniyorum” diye konuştu.  İkinci oturumda ise Selahattin Duman, Sunay Akın ve Nebil Özgentürk dostluklar ve anılar üzerine bir söyleşi yaparak Livaneli’yi anlattı.

Programın sonunda ise Prof. Onur Bilge Kula, Zafer Köse, Feridun Andaç, Zeynep Oral ve  Ayşe Semiha Baban “Edebiyat” üzerine konuştular.  Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban aile dostları Zülfü Livaneli ve Yaşar Kemal’in dostluklarını anlattı.