Akdağlar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akdağ ve oğulları iş ve özel yaşamlarındaki baba-oğul ilişkilerini gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Levent Pehlivanoğlu’na anlattı.

Maden, inşaat ve ithalat sektörüne imza attığı projelerle adından söz ettiren Akdağlar Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akdağ, iş dünyasındaki başarısını örnek aile yaşantısıyla pekiştiren üç erkek çocuk babası bir iş adamı. Akdağ ailesinin üçüncü kuşak temsilcisi olan Mehmet Akdağ oğulları Aycan, Sercan ve Batuhan’ı geleneklerine bağlı, saygılı ve dürüst bireyler olarak yetiştirdiğini belirtiyor. Ailece çalışmayı ve üretmeyi çok sevdiklerini belirten ünlü iş adamı, çocuklarıyla birlikte iş dünyasında başarılı işlere imza atmaya devam ediyor. Oğullarının “Babamı sadece yerlilerin olduğu adaya da atsanız bir şekilde orada şirket kurar ve ticaretini yürütür” diyecek kadar çalışmayı seven başarılı iş adamı, vizyoner bakış açısıyla çocuklarına her konuda örnek oluyor.

Mehmet Akdağ: “Çocuklarımın dürüst insanlar olmalarına özen gösterdim. Onları yetiştirirken çalışkan, saygılı, yalan söylemeyen bireyler olmalarına dikkat ettim. Onlara insanlara tepeden bakmamaları gerektiğini ve insan ilişkilerinde paranın bir kıstas olmadığını öğrettim.”

Aycan Akdağ: “Küçüklüğümüzden beri bir dediğimizi iki etmeyen, bizim için elindeki imkanları sonuna kadar kullanan, her insanın tanısa kendi babasına tercih edebileceği bir babamız var.”

Sercan Akdağ: “Babamı sadece yerlilerin olduğu adaya da atsanız bir şekilde orada şirket kurar ve ticaretini yürütür. Babam çalışmayı çok seven ve istisnasız bütün olaylara en az 3-4 farklı açıdan bakan biridir.”

Batuhan Akdağ: “Babamın ileri görüşlülüğünü, yenilikçi perspektifini, sabrını, çocuklarına olan tavrını ve anlayışını, iş zekasını ve hoşgörülü yapısını her zaman kendime örnek alıyorum.”

Mehmet Bey, iş dünyasındaki başarılarınızın yanı sıra üç erkek evladına sahip bir babasınız. Bir baba olarak oğullarınız dünyaya geldiğinde neler hissettiniz? Hayatınızda nasıl bir değişim oldu?

İlk kez 23 yaşında baba oldum. Genç yaşta baba olduğum için bunun çok farkına varamadım. O yıllarda gece sabahlara kadar yoğun bir tempoda çalışıyordum. İşlerim dolayısıyla şehir dışında bulunuyordum. Bir hafta eve uğrayamadığım zamanlar oluyordu. Bu yüzden baba olduğumu pek anlayamadım. Çocuk sevgisini üçüncü oğlum Batuhan dünyaya geldiğinde ancak 35 yaşındayken hissedebildim. O zamana kadar çocuk sevgisinin ne demek olduğunu anlayamamıştım. Çünkü diğer iki oğlumla birlikte büyüdük. Çocuklarımın doğmasıyla birlikte işlerimdeki yoğunluğum da arttı. Onlara iyi bir gelecek sağlayabilmek için gece-gündüz çalışmaya devam ettim.

Peki, çocuklarınızı yetiştirirken nelere dikkat ettiniz?

Çocuklarımın dürüst insanlar olmalarına özen gösterdim. Onları yetiştirirken çalışkan, saygılı, yalan söylemeyen bireyler olmalarına dikkat ettim. Onlara insanlara tepeden bakmamaları gerektiğini ve insan ilişkilerinde paranın bir kıstas olmadığını öğrettim. Çok şükür ki çocuklarım çevresine çok saygılı, insanlara karşı samimidirler. Onlarla arkadaş gibiyimdir. Benden hiçbir şeyi saklamazlar. Bana her şeyi anlatırlar.

Çocuklarınız artık büyüdüler ve Akdağlar Grup bünyesinde görev alıyorlar. Oğullarınızın baba mesleğini devam ettirmesi size neler hissettiriyor?

İş dünyasında Akdağlar Grup’un üçüncü kuşak temsilcisi olarak faaliyet gösteriyorum. Oğullarım da dördüncü kuşak olarak şirketimizde yer alıyorlar. Torunumuzla birlikte beşinci kuşak da dünyaya geldi. Çalışmayı, üretmeyi çok seven bir aileyiz. Çalışmak genlerimizde var. Oğullarım tahsillerini en iyi şekilde tamamlayıp bilgi ve yeteneklerini şirketimiz için harcamaya başladılar.

Peki, oğullarınızı şirketinizde çalışmaları konusunda yönlendirmeniz oldu mu? Oğullarınız şu anda şirketinizde hangi pozisyonlarda görev alıyor?

Çocuklarımın eğitimleri devam ederken onlara her baba gibi benim de çeşitli yönlendirmelerim oldu. Aycan 7 yıl Amerika’da kaldı ve iki üniversite bitirdi. Sercan da Londra’da Uluslararası Ticaret okudu. Batuhan da Bilgi Üniversitesi’nde Ekonomi bölümünde eğitimine devam ediyor. Sercan, Akdağlar Asfalt bünyesinde görev alıyor. Aycan ise şirketimizin finans işleriyle ilgileniyor.

Bir baba ve aynı zamanda patron olarak çocuklarınızın şirketiniz bünyesindeki çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Onları hem bireysel hem de yönetici kimlikleriyle değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz?

Çocuklarım çok çalışkandır ve işlerine sahip çıkar. Her biri dürüst ve düzgün çocuklardır. Hiçbir zaman yalan söylemezler. İş ve özel hayatlarına çok özen gösterirler. İnsanlarla her zaman sevgi ve saygı çerçevesinde iletişim kurarlar. Dolayısıyla oğullarımın üçünden de çok memnunum. Üç oğlum da farklı karaktere sahiptir; ancak üçünün de buluştuğu ortak nokta dürüstlüktür

Peki, oğullarınızın karakter özelliklerinden bahsedecek olursanız neler söylersiniz?

Beş parmağın beşi de bir değil’ diye bir söz vardır. Üç oğlum da farklı karaktere sahiptir. Ancak üçünün de buluştuğu ortak nokta dürüstlüktür. Üçü de sağlam, dürüst, güvenilir ve çalışkandır. Aycan, kardeşlerine göre daha resmidir. Biraz aristokrat tarafı vardır. Her şeyin garanti olmasını ister. Bir işe girmeden önce ölçüp biçer. Sercan daha sıcakkanlı ve girişkendir. İnsanlarla çabuk iletişim kurar. Batuhan ise kendi halindedir. Diğerlerine göre daha cooldur. Tabii Batuhan’ı bir de iş hayatına atıldıktan sonra görmek lazım.

Çocuklarınızla iş dışında nasıl vakit geçirirsiniz? Onlarla birlikteyken neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Doğrusunu söylemek gerekirse işlerimizin yoğunluğu dolayısıyla çok istesem de çocuklarımla fazla vakit geçiremiyorum. İşlerimiz büyüdükçe kendimize ve çocuklarımıza ayırdığımız zaman ne yazık ki azaldı. Çocuklarımla iş dışında özel olarak birlikte vakit geçiremesem de işte ve evde hep bir aradayız. Genç anne ve babalara çocuklarıyla çok daha fazla zaman geçirmelerini tavsiye ediyorum.

Mehmet Akdağ’ı sizin gözünüzden bize anlatır mısınız? Nasıl bir babanız vardır?

Aycan Akdağ: Küçüklüğümüzden beri bir dediğimizi iki etmeyen, bizim için elindeki imkânları sonuna kadar kullanan, her insanın tanısa kendi babasına tercih edebileceği bir babamız var.

Sercan Akdağ: Bize her konuda örnek olan ve hep yanımızda olan bir babamız vardır. Belki de yaş farkının çok fazla olmamasından dolayı onunla her konuda istişare yapabilir ve muhabbet edebiliriz. Babamın bize empoze ettiği en önemli konu ailedir. Babam için aile kavramı her şeyin başında gelir.

Batuhan Akdağ: Babam özverili, güçlü ve ailesi için sonsuz fedakârlık yapabilecek bir insandır. Öğretici, sabırlı, anlayışlı ve her zaman kendinden önce bizi düşünen bir babamız var.

Babanız sizin için evde baba ama iş yerinde patron… Babanızı patron kimliğiyle tanımlamanızı istersek bize neler söylersiniz?

Aycan Akdağ: İşteyken patron kimliğiyle olduğu için öncelikle o şekilde değerlendirmemiz gerekiyor.  Evdeki patronumuz tabii ki annem. Babam vizyoner bir bakış açısına sahiptir. Onun tavsiyeleri hem iş hem de özel hayatımızda çok işimize yarıyor. Bu yüzden her iki tarafta da çok şanslıyız diyebilirim.

Sercan Akdağ: Babamın ticari kimliğiyle ilgili devamlı kullandığım bir örnek vardır. Babamı sadece yerlilerin olduğu adaya da atsanız bir şekilde orada şirket kurar ve ticaretini yürütür. Babam çalışmayı çok seven ve istisnasız bütün olaylara en az 3-4 farklı açıdan bakan biridir.

Batuhan Akdağ: Babam hem baba olarak hem de bir patron olarak bize örnek biridir. İşinizi iyi yaptığınız sürece babam son derece anlayışlı bir insandır. Aynı zamanda ileri görüşlüdür. İş hayatında kısa ve öz olmayı sever.

İş ve özel hayat derken hayatınızdaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz ve bu konuda babanızdan ne gibi destek ve tavsiye alıyorsunuz?

Aycan Akdağ: Bizi küçüklüğümüzden beri hem eğitim hem de aile terbiyesi olarak en üst düzeyde yetiştirdikleri için hayatlarımızla ilgili kararlarımızı daha çok kendimiz alıyoruz. Ancak desteğe ihtiyacımız olduğunda orada olduklarını bilmek, yani arkanın sağlamda olduğundan emin olmak bize çok ciddi bir özgüven veriyor.

Sercan Akdağ: Açıkçası bizde şöyle bir aile geleneği vardır: Evde asla iş konuşulmaz ve işte olan hiçbir şey eve yansıtılmaz. Ben bunu çocukluğumdan itibaren babamda gördüm ve yaşadım. Şu an ben de aynısını kendi evimde uyguluyorum.

Batuhan Akdağ: Babam her konuda olduğu gibi bize iş hayatında da örnektir. Her zaman bir adım atmadan önce babama danışırım. Verdiği tavsiyelerle kendi fikirlerimi kıyaslayıp ona göre bir yol çizerim. Bu durum özel hayatım için de geçerlidir.

Babanızı hangi özelliklerinden dolayı kendinize örnek alırsınız?

Aycan Akdağ: Burada sayamayacağım kadar birçok vasfından dolayı babamı kendime örnek alıyorum. Liderlik vasfı, ailesine olan saygı ve sevgisi, işine olan disiplini babamın örnek aldığım özelliklerinden sadece birkaçı…

Sercan Akdağ: Babamı örnek almamdaki en büyük nedenlerden biri güçlü ve lider karakterli oluşudur. Örfüne âdetine çok bağlıdır ve bunu bize de aktarmıştır.

Batuhan Akdağ: Babamın ileri görüşlülüğünü, yenilikçi perspektifini, sabrını, çocuklarına olan tavrını ve anlayışını, iş zekasını ve hoşgörülü yapısını her zaman kendime örnek alıyorum.

Babalar Günü ailenizde nasıl geçer? Bu yılla ilgili planlarınız var mı?

Aycan Akdağ: Babamın doğum günüyle Babalar Günü arasında on gün olduğu için genelde büyük eğlenceyi doğum gününe saklarız. Babalar Günü ailece yenilen güzel bir akşam yemeğiyle geçer. Bu sene de aynı şekilde bir Babalar Günü geçirmeyi planlıyoruz.

Sercan Akdağ: Yıllardır Babalar Günü, Rize Vakfı’nın balosuna denk geldiğinden dolayı sabah ailece kahvaltı yapar akşam da baloya katılırız.

Batuhan Akdağ: Babam için çocukları olarak önceden bazı programlar hazırlarız. O günün adı “Babalar Günü” olduğu için özel olarak hazırlıklar yaparız. Ancak böylesine muhteşem bir baba için bir günlük kutlama az kalır.