02Sarıyer Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikler dizisi içinde yer alan ‘İşte mutluyum’ konulu seminerde konuşan Deneyimsel Tasarım Öğretisi Eğitmeni Zerrin Zırk, adaletli olmakla, eşit olma arasındaki farkı anlatırken, bu iki kavramın iş yaşamında olduğu kadar aile içinde ve toplumsal yönetimde de çok önemli olduğunu söyledi. “Adaletin olmadığı yerde bozgunculuk olur” diyen Zerrin Zırk, bazı durumlarda eşitlikle adaletin birbirine karıştırıldığını ifade etti.

55“YÖNETİCİLERİN EŞİTLİKLE ADALETLİ OLMAYI BİRBİRİNDEN ÇOK İYİ AYIRMASI GEREKİR”

Kültür Merkezi’ndeki semineri izleyenlerle beyin fırtınası şeklinde bir diyaloğa girip, anlatmak istediği konularla ilgili sorular yönelten Zerrin Zırk önce,  “Adaletle eşitlik arasındaki fark nedir?” diye sordu.  Aldığı cevapları değerlendirdikten sonra açıklama yapan Zırk şunları söyledi:

“Adalet, hak edene hak ettiği kadar vermektir. Eşitlik ise hak edip etmediğine bakmadan herkese eşit şekilde pay etmek ya da davranmaktır. Adaletin olmadığı yerde bozgunculuk olur. Adaletin olmadığı yerde çok çalışmaya, üretmeye meyilli kişiler baş kaldırır ve çalışmayanları örnek alıp ‘ben enayi miyim?’ diye sorar. Çünkü insanlar her zaman için kötüyü standart alır ve az çalışanı örnek gösterir. Bu nedenle yöneticilerin eşitlikle adaletli olmayı birbirinden çok iyi ayırması gerekir. Bazen çalışanları kayırmak, duygusal davranmak, çeşitli nedenlerden dolayı onlara bağımlı olmak adaletli davranmaktan uzaklaştırır. Dışarıdaki etkilere açık bir müdür de adaletli olmaz. Çünkü çalışmayan, verimli olamayan, iş düzenini bozan personelin işine son vermek yerine ‘bunun çocukları var, işsiz kalırsa onlara bakamaz’ diye bir düşünceyle yaklaşırsa diğerlerine karşı adaletli davranmış olmaz. Ayrıca bu dünyada eşitlik diye bir şey yoktur. Eşitlik 11olsaydı dünyada döngü olmazdı.”

“AZİMLİ KİŞİ HEDEFİNE DÜRÜST YOLLARLA ULAŞIR HIRSLI OLAN İSE HER YOLU DENER AMACINA ULAŞIR AMA KÖTÜ NİYETLİ OLDUĞU İÇİN GELDİĞİ NOKTAYA GERİ DÖNER”

Konuşmasında bir başka önemli konu olarak azim ve hırs olayından söz eden Zerrin Zırk azimli insanın bir hedefi olduğunu ve bu hedefine ulaşmak için kafa yorup, çabaladığını söyledi. Hırslı insanların ise ne yapacağını bilmeyen, hedefsiz ve komplekli kişiler olduğunu söyleyen Zırk şöyle devam etti:

12“Hırslı kişi komplekslerini tatmin etmek için göz diktiği makama, mevkiye, paraya, mala, mülke ulaşmak için her yolu kullanır.  ‘Ben ne pahasına olursa olsun buraya müdür olacağım’ der ve olur. Zenginlik peşinde koşar ve çoğu zaman elde eder. Ancak onun müdür olmasından da, zengin olmasından da ne başkalarına ne de kendine bir hayır gelir. Çünkü içinde kötü niyet vardır. Amacına ulaşmak için bazen dürüstlükten, doğruluktan da sapar. Kısa dönemde kazanmış gibi görünür ama uzun dönemde kaybeder. Sonuçta her şeyin başladığı noktaya dönmesi gibi o da kötü niyetle başladığı için aynı kötü noktaya geri döner.”

2SELAMLAŞMAK KİŞİLER ARASINDA POZİTİF HAVA YARATIR

Bu arada kişiler arasında sıcak diyalog kurulması yöntemleri konusunda da bilgi veren Zerrin Zırk, salonda yaptığı uygulama ile seminerin pozitif bir atmosferde başlamasını sağladı. Zırk, koltuklrda oturan izleyicilerin ayağa kalkarak birbiriyle selamlaşmasını istedi. İzleyiciler de buna uyup, el sıkışıp, sarılarak sıcak bir hava oluşmasını sağladılar.

9İZLEYİCİ KİTLESİ ÇOĞALDI

Öte yandan Sarıyer Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen seminer ve panellere son dönemde gösterilen ilgisizliğin Sarıyer Posta’da eleştirel haber şeklinde yer almasından sonra katılım oranının fark edilir şekilde artış kaydettiği gözlendi. Deneyimsel Tasarım Öğretisi seminerlerini organize eden Gülay Arslan da bu ilgiden memnun kalırken, “Seminerlerde verilen bilgiler insan yaşamında çok önemli ve toplumsal yaşamda kullanılması gereken bilgiler. Sarıyerlilerin bu seminerleri izlemesinde yarar görüyor ve öneriyorum. Yöneticilerin hem kendileri hem de çalışanları için bu seminerlere zaman ayırmasından mutluluk duyarız” dedi.