BİRGÜN yazarı Nazım Alpman bugünkü(3 Eylül) yazısında Vedat Türkali’nin cenaze töreninde yaşananları kaleme aldı. 

Sarıyer Belediyesi’nin Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü’nü Vedat Türkali’ye vererek İstanbul’un şairine İstanbul’un vefasını gösterdiğini belirten Alpman, Türkali’nin cenazesiyle ilgili olarak; “Vedat Ağabey’in mezarı başında Akın Birdal, Sevim Belli ve Selahattin Demirtaş birer konuşma yaptılar. Bir konuşmacı daha vardı. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç…” diyerek asırlık çınarın cenazesinde yaşananları aktardı.

 
BİRGÜN yazarı Nazım Alpman’ın 3 Eylül 2016’da yayımlanan köşe yazısının tamamı:

 
Türkiye’de ilk kez toplu olarak 1 Eylül 1976’da Açık Hava Tiyatrosunda kutlanmıştı. Tabii ki işin içinde ve başında Aziz Nesin vardı. İlk kitlesel 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlaması için çok değerli bir de konuk gelmişti:

 
-Sovyetler Birliği Yazarlar Sendikası Başkanı Kostantin Simonov!

 
Aziz Nesin açış konuşmasını yaparken, konuğuyla bağlar kurarak savaş ve barışın önemini anlatıyordu:
-Simonov Birinci Dünya Savaşı’nın çocuklarındandır benim gibi… İkinci Dünya Savaşı’nın subaylarındandır benim gibi…

 
Aziz Ağabey de o tarihte Türkiye Yazarlar Sendikası’nın ilk başkanı olarak görev yapıyordu.
O tarihte şimdiki kadar çok savaş yoktu. Ama savaş tehlikesi üzerine dünya kamuoyunu diri tutmak için büyük bir uğraş veriliyordu.

 
Bu türden çalışmalarının ne anlama geldiğini önceki akşam Zülfü Livaneli izah etti:

 
-Barış Kültürü oluşturmalıyız! Böylesi toplantılara ihtiyacımız var. Çünkü herkes barış istemiyor!

 
Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği 8. Uluslararası Barışa Çağrı Festivali’nin açış konuşmasını Başkan Şükrü Genç ile Zülfü Livaneli birlikte yaptılar.

 
Şükrü Genç, “Savaşların kazananları belli olmaz, ama kaybedenlerin çokluğu kesindir” dedi. Sonra da Eski Yunan Filozof Epikür’den bir alıntı yaptı:

 
-Barış tacı, saltanat tacıyla kıyaslanamaz!

 
Sarıyer’deki Barış Gecesi’nde en çok Vedat Türkali vardı. 29 Ağustos sabahı hayata gözlerini yuman Türkali, her yaştan sevenlerinin omuzlarında 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde sonsuzluğa uğurlandı. Türkali için Teşvikiye Camiine toplanan binlerce seveni ona militanca bir veda töreni yaptılar. Camiden Zincirlikuyu Mezarlığına kadar yürüdüler. Hem de polis engellerini aşarak!

 
Cenaze töreninin teknik düzenlemesini Sarıyer Belediyesi üstlenmişti. Şişli Belediyesi de katkılar sundu.
Vedat Ağabey’in mezarı başında Akın Birdal, Sevim Belli ve Selahattin Demirtaş birer konuşma yaptılar. Bir konuşmacı daha vardı. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, o kadar unuttuğumuz bir ahlaki noktadan bakarak feragat etti ki, küçük bir not olarak buraya düşmem gerekiyor:

 
-Biz zaten cenazenin organizasyonunu yaptık, benim konuşmam doğru olmaz!

 
Hem Akın Birdal hem de Selahattin Demirtaş konuşmaları esnasında Şükrü Genç ve Sarıyer Belediyesine ayrı ayrı teşekkür ettiler.

 
Sarıyer Belediyesi 2016 Mayıs’ında Beyaz Martı Onur Ödülü’nü Vedat Türkali’ye vermişti. Yıllardır düzenlenen İstanbul adına düzenlenen edebiyat etkinliklerinde Vedat Türkali’nin hiç akıllara gelmemiş olmasının ayıbını da Sarıyer Belediyesi bu şekilde gidermişti. İstanbul’u çok seven, bunu her fırsatta açıklayan, İstanbul’un şairi, İstanbul’un yazarı Vedat Türkali’ye karşı da İstanbul’un vefasını göstermişti.
Sarıyer’deki Barış Gecesinde sadece Türkali anılmadı. Kürtçe bir türküyle sahneye gelen Rojin, “içmizde bir hasret yarasıdır” dediği Ahmet Kaya’yı da onun “İçimde Ölen Biri Var” şarkısıyla selamlamayı unutmadı.

 
Geceye noktayı Zülfü Livaneli koydu. Sahneye bütün sanatçılarla (Nükhet Duru, Işın Karaca, Tarık Sezer, Rojin, Yunanlı Natalia, Paraguay Dans Grubu, İmera Grubu, Cem Belevi, Buray, Sarıyer Halk Müziği Korosu, Halk Dansları) birlikte çıkan Livaneli salonun tamamına efsane şarkısını seslendirdi:

 
-Ey özgürlük!

 
Salondan çıkarken akıllarda Livaneli’nin konuşması vardı:

 
-Dünyada bütün savaşlara yaşlı erkekler karar verirler, bütün savaşlarda genç erkekler ölürler!

 

Sonra kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve silahsız erkekler… Savaşları önleyenler konusunda ise Livaneli dedi ki:

 
-Kadınlar çocuk doğurdukları için anne olarak insanın değerini biliyorlar. Bu yüzden kadınlar savaşları önleyecek en etkili gücü oluşturuyorlar!