FETÖ’nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında, Sarıyer’de Borsa İstanbul’un işgaline ilişkin dava devam etti. İşgal sırasında biri polis iki kişi şehit edilmiş, 46 kişi ise yaralanmıştı.

Biri firari olan 2 binbaşı ile toplam 15 sanığın yargılandığı dava, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Silivri’deki Ceza İnfaz Kurumu’nun karşı binasındaki davada, sanıklar savunma verdi. Sanıklardan Emre Sözer, Burak Uluçınar isimli kişinin emri ile atış eğitimi kapsamında toplanıldığını anlattı. Staj eğitimi için İstanbul’daki Mekanize Birliği’nde bulunduğunu kaydeden Sözer, “Terör saldırısı olabilir gerekçesi ile 5 şarjör aldık. Ahmet Baykal, güvenliğe Hulusi Paşa’nın emri ile oranın devralındığını, güvenliğin kendilerinde olduğunu söyledi. Yaklaşan olursa uyarıp vurmamız konusunda komutan emir verdi” dedi.

“SİYAH POŞET İÇERİSİNDE SİLAH ATILDI”


Sanıklardan Muhammed Atasoy da yaşananları anlattı. Komutanların içtima alanına gitmelerini istediğini söyleyen Atasoy, “Ahmet Baykal, durumun ciddi olduğunu söyledi. Önümüze de siyah poşet içerisinde silah atıldı. Biz de şarjörleri doldurduk. Bombalı araç olduğu söylendi. Araçların hareketliliğini sorduk. Komutan, araçlar ile ilgili güvenlik sağlanacağı, emniyet mensuplarına destek için oraya geldiğini anlattı. Bizim de emniyet mensuplarına destek için o araçlara geçmemiz istendi. Murat Çelik ise kışladan çıkış için emir verdi” ifadelerini kullandı.

ŞEHİT EŞİ SÖZ ALDI


Şehit düşen Mehmet Şevket Uzun’un eşi Nuriye Uzun söz aldı. 5,5 yaşında olan çocuğunun babasını sorduğunu anlatan Uzun, “Onlar sıradan okulda görev yapmadılar. Hainlere niçin ateş açılmadı? Ellerindeki silahları niçin kullanmadılar. Oğlumu onlar babasız bıraktı” dedi. Atasoy da şehidin ailesinden özür dilediğini ifade etti. Bir komutanın o gece, ‘Başınızdaki şerefsizleri vurun’ deseydi vururdum. Bu kişi binbaşı. Ben bir anda nasıl kendi yargılayıp ‘hain’ diyebilirim. Ateşi kime ettiğini görmedim” şeklinde konuştu.