Zekeriyaköy Sanat Grubu tarafından 6.’sı düzenlenen Zekeriyaköy Açık Atölye Sanat Etkinliği ile atölye ve evlerinin kapısını sanatseverlere açtı. İki gün boyunca devam eden etkinliğe ilgi oldukça yoğundu.


 

Zekeriyaköy Sanat Grubu, eşine az rastlanacak bir etkinliğin 6.’sına imza attı. Sanatçıların ev ve atölyelerinin kapılarını sanatseverlere sonuna kadar açtı. Sanatseverlerin sanatçıların eserlerinin çıkış noktası ve eserler hakkında bilgi edinme olanağı buldu. Etkinlikte Sarıyer Posta Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Levent Pehlivanoğlu’na özel açıklamalarda bulunan sanatçılar, Zekeriyaköy’ün sanat köyü olduğunun altını çizdi.

Turan: Zekeriyaköy sanat açısında Türkiye’de bir ilk


eminKonuyla ilgili gazetemize açıklama yapan sanatçılar birbirinden önemli bilgiler verdi. Etkinlikle ilgili açıklama yapan sanat grubunun tek erkek sanatçısı Emin Turan şu bilgileri verdi: Türkiye’de herhalde böyle bir köy daha yoktur. Burası Zekeriyaköy, sanatçı köyü diyebiliriz. Benim tahminim 200 civarı sanatçı arkadaşımız var. Neredeyse her sokakta arkadaşlarımızın atölyeleri var. Çok farklı alanlarda; seramikten mozaiğe, resimden heykele alanlarda eserler üretiliyor. Atölyelerin bir özelliği genellikle kendi atölyelerinde kalırlar sonra sergilemek amacıyla salonlara çıkarlar. Burada farklı olan arkadaşlarımız yurttaşlara özellikle çocuklara açarak, sanatın toplumla kaynaşmasını ve yaygınlaşmasını sağlıyorlar. Bu yıl 6.’sı düzenlendi. Sanıyorum 3-4 atölye ile başlamıştı bugün 42 atölye sadece Zekeriyaköy’ de değil köyler bölgesinde sanat çalışmaları giderek yaygınlaşıyor.”

Baloğlu: Sanatçılar aslında toplumsal olaylara duyarlı olan insanlardır


ender baloğluKonuyla ilgili farklı ve yaşanmışlıklardan eserler ortaya çıkaran Ender Baloğlu, son dönemlerde yaşanan terör saldırılarında hayatını kaybeden şehitler için yaptığı eserini gazetemize anlattı. Baloğlu, “Bundan evvelki açılışlarımızda ilk önce bütün sanatçılarımızla birlikte bir sergi hazırlardık. Ertesi gün tekrar atölyelerde herkes yine aynı şekilde çalışırdı. Ben takı tasarımıyla ilgileniyorum. Bu işi güncel olaylarla da ilgisi olan bir iş bu. Yaşanan olayları eserlerimize yansıtıyoruz. Örneğin son olarak yaptığım bu eserde nöbet tutan askerleri ele aldım. Bunları şehit olan askerlerin kemikleri olarak düşündüm, alttaki kırmızıları şehitlerin kanı olarak düşündüm. 2012 de yaptığım bu çalışmayı basın gelip görmüş ancak yayınlamamıştı. Sanatçılar aslında toplumsal olaylara duyarlı olan insanlardır. Toplumsal mesaj verirler çalışmalarında, bu da toplumun bilinçlenmesi için çok önemli” dedi.

“Sanatsız bir hayatın düşünülemez”


şive halime selAtölyesinin kapısını gazetemize açan bir diğer sanatçı Şive Halime Sel; “Benim asıl eğitimim sanat zaten.  Okuduğum yıllarda sanat yapmak zor olduğu için sektör değişikliği yaptım ama seramiği de bırakmadım, arada devam ettim. Eğitimini aldığım şeydi bu. Sanatıma devam ettim, bırakmadım ve bu sene açık atölyede bende varım. Ürünlerimi görücüye çıkacak kaygısıyla yapmıyorum. Ben eserime baktığım aman bundan haz duyuyorsam bu iş tamam demektir. Seramik çok meşakkatlidir. Önce bir tasarım aşaması vardır, çizmek gerekir. Ondan sonra şekillendirme ve rötuş aşaması var. Ondan sonra kurutma aşaması var ve bu aşama esnasında eserin başına çeşitli şeylerin gelebilme riski var. Fırın aşaması var. Sır aşaması var. Sır aşaması fırınla eser arasındadır. Aynı şeyi bin kez de yapsanız 1001’inci de eser çatlayıp çıkabilir. Yani olasılıklar sınırsız. Bu yüzden sır aşaması deriz. Eser fırından çıkana kadar sır durumundadır. Sanatsız bir hayatın düşünülemez olduğunu savunuyorum ve sanat, bilim ve fenin yanında toplumların gelişmesini sağlayan en büyük dallardandır diye düşünüyorum.”

Davutoğlu: Kolektif durumun varlığı beni mutlu ediyor


4Zekeriyaköy Komşuluk Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nesteren Davutoğlu,İlk amacımız ilk yapış sürecimizi sanata yakın insanlarla paylaşmaktır. Onun için üretme sürecinde duyduğumuz heyecanı kendi atölyelerimizde sanat severle paylaşıyor ve bundan mutlu oluyoruz. Beni mutlu eden şey bu kolektif durumun varlığıdır. İhtiyacım olan bir şeyin bir komşumda olup o şeyi bana hediye etmesi buna örnektir. Zekeriyaköy’ de böyle bir kolektiflik mevcuttur. Bana getirilen eşyayı yeniden tasarlıyorum. Bu paylaşım beni en çok mutlu eden şeydir. Beni en çok üzen şey ise ilgisizliktir. Bu sadece sanat değil bütün projelere mesafeli, ilgisizce yaklaşılması beni üzüyor. Biz, Zekeriyaköy’ e huzur ve mutluluk için geldik. Ev fiyatları, rant çalışmaları filan umurumda değil. Tamamen doğa ve dinginlik için geldik. Sanat ise hayat kalitesinde resmen bir damar açıcıdır. Resmen ilaç gibi bir şey bu ve insanı transa sokuyor ve de insanı en mutlu edecek iletişimi kurdurtuyor. Burası sanat köyü olarak öne çıksa sanatsever insanların ufku genişler, iletişimleri derinleşir. Hatta ben, yurt dışında kardeş köyümüz olsa birlikte projeler yapsak karşılıklı bilgi alışverişinde bulunsak diye hayal ediyorum. Sanat hayata incelik ve lezzet katar” diyerek sanatın önemini anlattı.

nesteren