CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Opr. Dr. Cengiz Alp, seçim çalışmaları kapsamında katıldığı toplantıda önemli mesajlar verdi.  Parti içi demokrasinin altını çizen Alp, seçim sürecinde kapalı kapılar arkasında yapılan kulislerin yanlış olduğunu söyledi.


CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Opr. Dr. Cengiz Alp, önseçime kısa bir süre kala katıldığı toplantılarda partililerden büyük ilgi görüyor. Şimdiden seçilmiş milletvekili gibi görülen Dr. Alp’e partililer ‘vekilim’ diye hitap ederken, kedisi de, gerçek temsil görevini yürütebilecek kişilerin TBMM’de olması gerektiğini savunuyor.

Kağıthane Belediyesi Nurtepe Sosyal Tesisleri’ndeki kahvaltılı toplantıda salona sığmayan yüzlerce partiliye yaptığı konuşmada parti içi demokrasi, milletvekili seçilecek olanların nitelikleri ve halkın siyasetçilerden beklentileri konusunda önemli mesajlar veren Dr. Cengiz Alp öncelikle Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle tüm kadınların bu özel gününü kutladı.

F(58)Kadınların toplumdaki yerinin çok önemli olduğunu belirten Dr. Cengiz Alp, kadının yaşamın her alanında üstlendiği yükle değer görmeyi, sevilmeyi, korunmayı ve kollanmayı hak ettiğini vurgulayarak, “Dünya üzerinde nerede olursa olsun kadınlara yönelik şiddet, baskı ve zulmü kınıyorum. Kadınlarımız dünyanın en ağır, en kutsal ve zor işi olan çocuk dünyaya getirme görevini üstelenmişlerdir. Bu nedenle tüm kadınlarımızın ellerini öpüyorum” dedi.

Ülkemizde sosyal güvenlikten yoksun işçilerin içinde bulunduğu zor duruma da değinen Dr. Cengiz Alp, Soma’da yaşamını kaydebeden maden işçilerimizi de anarak, sosyal demokratlar olarak emekçileri asgari ücret denen sömürüden kurtarmaları gerektiğini, bunu da CHP iktidarında yapacaklarını söyledi.

“Önseçime katılmış olmaktan gurur duyuyorum”


CHP’nin gerçekleştireceği önseçimin 16 yıl sonra yeniden yaşama geçirilen çok önemli bir parti içi demokrasi davranışı olduğunu belirten Dr. Cengiz Alp, partinin geniş kitlelere ulaşması, kendi içinde demokrasiyi yaşatması için bunun bugüne kadar uygulanmamış olmasının da büyük eksiklik olduğunu vurguladı. Milletvekili aday adayı olarak da çok öncelerden beri hep önseçimi savunduğunu söyleyen Dr. Alp, önseçime katılan bir siyasetçi olarak binlerce üyeye ulaşıp, ellerini sıkmaktan mutluluk ve gurur duyduğunu ifade etti.

Önseçime katılmayan aday adaylarının bu davranışını ise şiddetle reddettiğini belirten Dr. Alp,  PM üyelerinin de bu koltuğu kendi siyasi gelecekleri ve milletvekilliği adaylığı için sıçrama tahtası olarak kullanmak istemelerini kabul etmediğini söyledi. Bu davranışı sosyal demokrat bir anlayışla bağdaştıramadığını vurgulayan Alp, 2015 seçimlerinden sonra bu konu üzerinde durulması gerektiğini de belirterek, “Seçilen milletvekillerinin bunun düzeltilmesi için mutlaka çaba harcaması gerekir. Seçimle gelen seçimle gidip, başarısız olanın işgal ettiği koltuktan kalkması gerekir. Ayrıca milletvekilliği için üç dönem kuralını mutlaka koymamız gerekir. İlçe başkanından belediye başkanına kadar herkesin de iki dönemden sonra o koltuktan kalkması lazım” dedi.

 “Önseçim kararı aldıran örgütlerimizi kutluyorum”


K(23) Dr. Cengiz Alp konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu uzun bir mücadeleden sonra yüzde 15 gibi bir kontenjan hakkı tanıdı. Ancak bunun yüzde 5 olmasının daha uygun olacağı düşüncesindeyim. Ayrıca önseçim yapılması kararının çıkmasında da Genel Başkanımızın büyük emeği ve katkısı var. Bu konuda en büyük katkı ise parti örgütlerimizden geldi. Bu nedenle önseçim isteyip, bu konuda baskı uygulayan ilçe örgütlerimize teşekkür ederim. Çünkü geçtiğimiz dönem Ankara’dan gelen adayları ne siz ne de toplum tanıyordu. Bu yüzden onları halka anlatmakta güçlük çekildi. Ama bundan sonra herkesin tanıdığı, Ankara’ya gidip geldiği yeri unutmayan, partililerin sorunlarını rahatça anlatabildiği adayları seçeksiniz. Bu nitelikteki milletvekilleri Ankara’ya gidecek. Bunun aksi bir davranışın artık son bulması gerekir. Partililerin inandıkları, tanıdıkları, bilgili donanımlı, örgütle bağlarını koparmayacak kişiler seçilecek. Bu hakkı da kural olarak getireceğiz. Bundan sonra hiç kimse bu partinin içine el uzatamayacak. Şimdi bir önseçim süreci yaşıyoruz ama bazı arkadaşlarımız halkın arasına, partililerin arasına girmiyor, kapalı kapılar arkasında kulis yapıyorlar. Buraya gelip kendilerini ifade etme cesateri gösteremiyorlar. Ben bunu hiç bir zaman kabul etmedim, etmiyorum, sizlerin de kabul etmemesi gerekir.”

“Deniz Gezmiş gibi toplum önderlerini unutmamalıyız”


Konuşmasında “Hepimizin hayalleri olmalı. Hayallerimizin peşinden koşmalıyız. Eğer hayallerimiz biterse yaşamanın bir anlamı kalmız” diyen Dr. Cengiz Alp, hiç bir şeyden korkulmaması gerektiğini de söyledi. Dr. Cengiz Alp şöyle devam etti:

“Ne tomalardan, ne polis şiddetinden ne de başka bir şeyden korkmamalıyız. Hedefimize ulaşmak için mücadele edeceğiz. Bunda da hiç bir kurşun sıkmadan gençliğin, halkın lideri olan Deniz Gezmiş’i örnek alacağız. Bu bir inançtır. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının başlattığı direnme geleneğini zamanımızda Gezi eylemlerinde yeni nesil gençlerimiz yaşatmıştır. Özgürlükçü çizgiyi hayatımızı ortaya koyma pahasına korumamız gerekiyor. Bu anlamda da Deniz Gezmiş’i ve Berkin Elvan gibi verdiği mücadelede yaşamını kaybeden gençlerimizi asla unutmayacağız.

“Partimizin bizlere verdiği koltuklara yapışmamamız gerekir”


Ayrıca bugün, parklarda, yollarda el ele dolaştığımız, bu şekilde bir araya gelip, konuşup sohbet ettiğimiz böyle ortamları yaşamamızı sağlayan cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü de anmazsak büyük haksızlık etmiş oluruz. Her şeyimizi ‘Kurtuluş Savaşı Destanı’nı yazan Atatürk’e borçluyuz ve her şekilde hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Sosyal demokratlar olarak vefalı olmalıyız. Bu anlamda rahmetli İkinci Cumhurbaşkanımız ve CHP’nin Genel Başkanı İsmet İnönü’yü de anıyor ve parlamentoda hakkında çok haksız ithamlarda bulunan AKP milletvekilini şiddetle kınıyorum. İsmet İnönü sayesinde ülkemiz İkinci Dünya Savaşı’na girmeyerek, en az elli yıl geri gitmekten kurtulmuştur. İnönü’nün çok partili demokrasiye geçiş aşamasında iktidarını devrederken söylediği “Önemli olan iktidarı kaybet değil itibarı kaybetmemektir” sözü benim için çok önemlidir. Bunun için de partimizin bize verdiği koltuklara yapışmamamız gerekir. Böyle yapanların koltuklarını bırakmayı öğrenmesi gerekir. Ondan sonra gelen ikinci kuşak İnönü olan sayın Erdal İnönü’de çok mütavazi bir siyasi davranış sergilemiştir. Aydın Güven Gürkan Halkçı Parti’nin anahtarını getirip, teslim etmiş ve kendi isteğiyle genel başkanlıktan ayrılıp, şu anki İstanbul İl Başkanımız olan Murat Karayalçın’a bırakmıştır. Bu insanları minnetle anıp, alkışlamamız gerekir.

Önseçimde seçeceğiniz adayları çok inceleyin. Partinin değişimine katkı sunacak, geldiği yeri unutmayacak, ileri görüşlü, donanımlı, siyasi tecrübesi olan aday adaylarına oy vermenizi diliyorum. Hiç kimse partimizin üye yapısını sağlıksız görmesin, hem fiziken hem ruhen hem de akıl olarak tüm üyelerimiz gayet sağlıklıdır. Bense yalnızca Dr. Cengiz Alp olarak değil, bizimle aynı düşünce de olan arkadaşlarımla birlikte kafa yapısı aynı olan bir kadroyla birlikte meclise gitmek istiyorum. 35 yıllık siyasi deneyimimi, mesleki birikimlerimi partim ve ülkem için kullanmak istiyorum. Tek bir oy bile önemli. Lütfen iyi inceleyin, araştırın ve ona göre oyunuzu verin.
Kaynak: Kent yaşam/Tuncay Dağlı