Başkentimiz Ankara’da 11 Aralık 2023 pazartesi gecesi oynanmış olan MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor TFF Trendyol Süper Ligi maçının sonunda maçın orta hakemi Halil Umut Meler'e ev sahibi takımın kulüp başkanı ve temsilcileri tarafından milyonların gözü önünde yapılmış olan fiziki şiddet “Kadına Şiddet”’in önüne geçerek ülkemizin gündemine oturmuş oldu. Öncelikle orta hakem Halil Umut Meler'e geçmiş olsun ve acil şifalar dileklerimi ileterek yazıma başlamak istiyorum.

Yaşanmış olan nahoş olay sonrası tüm kesimlerden başta sosyal medya üzerinden kınama mesajları adeta sel oldu aktı. İşin bu kısmı çok doğal aslında olması gerektiği gibi..!Olayın olduğu ve bunu takiben yapılmış kınamalar sonrasında aklıma bir soru takıldı.“Bu yaşanan nahoş olayın ülkemizde uzun yıllar sonrasında yaşanmış ilk olay mı olduğu!?

Ülkemizdeki şiddet konusunda hep beraber biraz beyin jimnastiği yapalım ne dersiniz!

Çoğunluğuna tanık olduğumuz bazılarını ise duyduğumuz (sanırım duyduğumuzpekteyok gibi!) şiddet mekanlarını /ortamlarını sıralayalım:

Öncelikle olay futbol sahalarında gerçekleştiği için süper lig, alt profesyonel ligler, amatör ligler, özel turnuva ligleri, halı saha maçları, mahalle arası maç ortamlarından başlamış olalım. Hadi sıralamaya devam edelim.. Kamu ve özel sektör iş kolları, trafik (2 dakika önde olmak için), pazar yeri, alışveriş, seyahat, tatil, mahalle, apartman, komşular arası, mezarlık, okul, hastane, kahvehane(oyun oynarken ya da siyaset konuşurken), ulaşım araçları, aile içi, eşler arası, mal-mülk-miras işleri, adliyede, eski çocuk oyunları(mantar tabancası, torpil patlatma, kılıçcılıkvb.) eğlence merkezleri, tarla, bağ-bahçe, kendi kendimize, vb…

Hepimiz evet katılıyorum diye biliyormuyuz… Hatta burada paylaşılmamış şu mekan/ortamlarda var mı diyorsunuz…

Ülkemizde şiddet üzerine istatistiki verileri yorumladığımızda, birçok sinirli ve agresif durumların tartışmaya, küfür ve kavgaya evrildiği, salon/stadyum/trafikte argo ve küfürün kol gezdiği, yarışma ve maçların adeta ölüm-kalım meselesi haline getirildiği, bireysel silahlanmanın her geçen gün çığ gibi büyüdüğü (bu arada ruhsatlı silah veriliyor resmi makamlarca. İstem dışı olsa da şiddete, yaralanma ve ölümlere su taşıdığını düşünüyorum bu uygulanmanın.. ayrıca ruhsatlı/ruhsatsız, kurusıkı hatta ve hatta oyuncak silaha bile bir önce hayır denmesini diliyorum)mutsuzluğun yayıldığını ve şiddete maruz kalma ihtimalimizin artıyor olduğunu görebiliyoruz.

Tatlı dilin, güler yüzün açamayacağı kapı var mıdır ki şu dünyada? Aramızdan unutulmaz izler bırakarak ayrılan rahmetli Barış Manço'nun “insanın öğrenmesi gereken ilk dil ve en önemli dil tatlı dildir” sözü ne kadar anlamlı ve yerinde bir sözdür. Tarih Barış Manço'yu unutmayacağı gibi bu sözü de unutmasak aslında ülkemizdeki şiddet vakaları epeyce aşağıya düşecektir.

Amaca hizmet eden yasalar belli bir miktar şiddet olaylarının önüne geçebilir. Lakin şiddet ruh halinin ortadan kalkması için topyekûn bir iyileşmeye ihtiyaç duyulmakta olduğu kanaatindeyim. Şiddete karşı olmak, sosyal medya paylaşımları yaparakya da çeşitli etkinlikler yoluyla o anki olayı kınamak suretiyle değil de şiddeti kendi yaşam ve ruh halimizden uzayın boşluklarına gönderebilmemizle anlamlı hale gelebileceğini düşünüyorum.

Şiddete karşıyım diyen kimse önce kendi yaşamını sorgulayarak işe başlayabilir! En son ne zaman şiddet olayının içerisinde yer aldım! Geçmişe yolculuk yaptığımız da şiddet ile aramızda ki diyaloğun resmi “Şiddet Hayır” konulu resim yarışmasında en azından bir mansiyon ödülü alacak kadar güzel mi…

Ülkemizin her bir köşesindeki maçlarda fiziksel şiddetin hız kesmeden devam ettiğine üzülerek tanıklık etmeye devam ediyoruz. Maçtan önce şiddete hayır pankartı, maç öncesi seremoni ve çiçekleşme..maç sonu arbede.. klasikleşen tablo..

Bu son hakeme şiddet olayında 4 gün futbol maçlarının TFF tarafından ötelenmesi sonucunda herkes kendine çeki düzen verecek, şapkasını önüne koyacak ve gökten üç elma düşecek…

Ayrıca salon sporlarındaki maçlarda çok az yaşanan şiddet futbol taraftarlarının salonlara kaymasıyla artmaya başladığını da görmek ve duymaktayız..

İnternet arama motorlarında “Türkiye’de şiddet” haberleri belki de en fazla yekûnu tutan haber başlığı olabilir.     

Ülkemizde en çok yaşanan ve özellikle de futbol ortamlarında kendini gösteren fiziksel şiddet dışında cinsel, psikolojik, ekonomik, dijital, ısrarlı takip, flört şiddeti de diğer şiddet çeşitleri olarak bilinmektedir. Son zamanlarda ekonomik şiddetin fiziksel şiddetle liderlik için çekişmesine tanıklık etmeye başladık.. Umarız en kısa süre içerisinde ekonomik şiddet ligden küme düşer…

Kim şiddete karşı ve samimi ise önce şiddetle mücadeleyi kendi içinde başarmalı, çözümlemelidir. Sonrasında eğitim seviye ve kalitemizin yükseltilmesi, çözüme dönük yasalar, toplumun bu soruna karşı mantalite geliştirmesi, ekonomik şiddetin yok edilerek toplumun mutluluk ve esenliğinin yukarıya çekilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Birleşmiş Milletlerin her yıl yayımladığı Türkçe’ye “Dünya Mutluluk Raporu” olarak çevrilebilecek “United Nations World Happiness Report” adlı raporda ülkelerin mutluluk durumlarına göre sıralandıkları listede her yıl üst sıralara doğru yükselmemizle ters orantılı olarak şiddete byebye dememiz dileğiyle!